Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar

21 Şubat 2009 Cumartesi

Sapanca-Uzunkum-Derbent - 16.02.2009

Benim gibi sıkı bir tren meraklısı olan Ali kardeşimle Arifiye ile Derbent arasındaki demiryolunu kenarındaki araç yollarından yürüyerek aşmayı planlıyordum. Fakat mevsim kış ve ortam sırıksıklam. Geçeceğimiz güzergahta devasa su birikintileri olduğunu biliyordum. Bu yüzden 21 kilometrelik bu yolu yürüyerek aşmak bizim için aşırı ıslak bir aktivite haline gelecekti. Bu yüzden mümkün olan en az ıslaklıkla turu atlatmak için faaliyeti bisikletle yapmaya karar verdik. Ali, Cihat' ın eski bisikletini aldı. Scotty ise bu tura dünden hazırdı bile.

Ali uzun yürüyüşler yapmaya alışkın biri, ben ise uzun bisiklet sürüşleri yapmaya alışkınım. Turun sonunda bisiklete alışkın olmayan Ali' nin hayatındaki bu en uzun bisiklet turunda, benim için ısınma turu sayılacak 21 km. lik mesafede pestili çıkacaktı. :)))

Fotoğraflara geçelim..

Rotamız aslında Arifiye-Derbent olacaktı ama 11605 sefer sayılı Adapazarı Ekspresi' ni Uzunkum Tüneli' nden çıkarken yakalamak istiyorduk. Bu yüzden turu Sapanca' dan başlatacaktık.

11603 sefer sayılı tren ile gidecektik. Ali biletleri alıyor. Bizimkiler bekliyor melül melül..



Sapanca' da trenden inip Arifiye yönünde bulunan ve pek kullanılmayan Uzunkum İstasyonu' na pedalladık. Sapanca-Uzunkum arasındaki mesafe 3-4 km. kadar.

Scotty' nin ön tekeri ve arka planda Uzunkum Tüneli' nin batı girişi. Uzunkum Tüneli, Uzunkum İstasyonu' nun 100 metre kadar doğusunda. Tünelin uzunluğu 300 metre civarı.



Dalından taze taze fotoğraf makinesi. Yemede yat yanında :)) Erken gelen bahar, demiryolu kenarındaki ağaçları filizlendirirken bazılarında filiz yerine fotoğraf makineleri yeşertmiş :)))



Ohh.. Gel keyfim gel.. Peronun bitimine sırtımı yaslayıp bacak bacak üstüne atmışım. Keyifle ve büyük bir heyecanla az sonra tünelden çıkacak olan 11605' i bekliyorum :)



E43038 numaralı lokomotif önderliğinde tünelden çıkan 11605 sefer sayılı Adapazarı Ekspresi. Makinistleri selamlarını eksik etmiyorlar :)))



Buda Ali' nin güney perondan yaptığı video.



11606 sefer sayılı, E43027 numaralı lokomotif tarafından çekilen Adapazarı Ekspresi ile Kırkpınar' da buluşmamız. Makinistleri Fatih ve Hasan Abilerime çok selamlar.



Ali' den bu trenin videosu.



11606 sefer sayılı trenden bir kaç dakika sonra Doğu Ekspresi ansızın beliriveriyor. Scotty' den inip, onu yere koyduktan hemen sonra çekim moduna geçiyorum.



Kırkpınar' daki hemzemin geçidin kuzey tarafındaki bariyer kollarına yapılan eklentiyi dengesiz sürücülerden biri yamultmuş.



O gün şansımıza güney yolda buraj çalışması vardı ve güney yol kapalıydı. Bütün trenler kuzey yoldan akıyordu. İşçi abilerimiz Kurtköy yakınlarında çalışıyorlardı. Ben yanlarına gidip şefleriyle konuştum ve trafiğin güney yolda ne zamana kadar kapalı kalacağını öğrendim. Demiryoluna paralel yolun böğütlenler tarafından kapatılmış olan kısa bir kesiminde demiryoluna girebileceğimizi belirttim.

Kullanılmayan Kurtköy İstasyonu.



Kurtköy İstasyonu' nun kuzey tarafındaki arkasında yemyeşil bir patika var.



Kurtköy İstasyonu' nun arkasında vakit geçirirken DE24307 numaralı lokomotif önderliğindeki kısa bir yük treni yavaşça geçiyor.



Civarda minik bir dere vardı. Bu dereyi keyifle geçtik.



O tatlı yol bir kaç yüz metre sonra sona erdi ve diğer tarafa geçtik.

Ankara' ya giden Başkent Ekspresi. Makinistleri soğuk çıktı. Hiç selam vermediler :((( Güzel bir selam kornası bekledik ama nafile..



Ali' nin yaptığı Başkent Ekspresi videosu.



Güney taraftaki araba yolu da bitince tren trafiğine kapalı olan güney yola geçtik. 3 kilometre kadar, raylar üzerinde bisikletlerle ilerleyecektik..

Aşağıdaki fotoğrafı yapmadan önce güney hatta hız denemesi yapmaya çalıştım. 20.8 km/h' ye kadar anca çıkabildim. Demiryolunda balast taşları üzerinde hız yapmak hiç kolay değilmiş. Scotty o hızda koca koca balast taşlarını fırlatıyordu. Karayolunda giderken ortalama uzun yol süratim olan o hızı demiryolunda balast üzerinde yaparken soluk soluğa kaldım. Akort bozmak ve amortisör eskitmek için ideal bir yöntem.

Tabi hiç bir bisiklet ve demiryolu sever, tren trafiğine kapalı olduğuna emin olmadığı demiryolu güzergahlarında bisiklet sürmeye ve yürümeye kalkmasın.

Hız denemesi yaptıktan sonra soluk soluğa halde Scotty' nin pozlarını almaya çalıştım.



Bulunduğumuz bölgede bisiklet sürecek normal bir yer yok. Issız sayılabilecek bir nokta. Demiryolunun öteki tarafında TEM otoyolu var. Ayrıca ülkemizdeki en hızlı konvaksiyonel demiryolu hattı kesimlerimden biri burası. Bisikletin orada ne işi vardı.. Bilmiyorum :)))))

Scotty ve Ali.



Durakladığımız demiryolu köprüsünde fotoğraf işlerini hallederken, E52515 numaralı lokomotif tarafından çekilen, 11607 sefer sayılı Adapazarı Ekspresi geçiyor. Sabah bu diziyle Sapanca' ya gitmiştik. Makinistler bizi en son Sapanca' da görmüştü. Şimdi ise bisikletin olmasını beklemedikleri bir yerde görüyorlar. Şaşkınlıkla bir-iki kez kornaya basıyorlar :))) Tabi bize ilaç gibi geliyor o kornalar.




Scotty, trenle yarışıyor sanki.

Yolcular da bize tuhaf tuhaf bakıyorlardır kesinlikle :) İki bisikletçinin orada ne işi vardı :)))



Scotty' den iki değişik poz.




Yaklaşık 3 kilometrelik yorucu demiryolu geçişinin ardından kuzey hattın yanında bisiklet sürülebilecek genişlikteki yolu fark edip oraya indik. Karşımıza yaklaşmakta olan baharın ilk habercilerinden birinin görüntüsü çıktı. Görüntülememek olmazdı.



Yol gene çok tatlı bir hal alıyor. Yeşillik, demiryolu, çamur ve görece sakinlik.. Daha ne olsun.. Sağ tarafımızdaki otoyol olmasa daha güzel olurdu burası.



Ali çok yoruldu. Suyunun son damlalarını içiyor. Yer Maşukiye İstasyonu.



Maşukiye-Derbent arasındaki dere geçişi. Suyun yüksekliği beni çekindirdi ama sorunsuzca geçtim.



11608 sefer sayılı Adapazarı Ekspresi Derbent' ten çıkıyor.



Derbent İstasyonu' nun kuzey tarafındaki travers ormanı.



Turun başlangıcında İzmit' e kadar bisikletle devam etmek vardı ama Ali çok yorulunca turu Derbent' te sonlandırıp 11609 sefer sayılı Adapazarı Ekspresi ile İzmit' e dönüyoruz.

15 Şubat 2009 Pazar

İzmit-Kerpe-İzmit - 29-31.08.2008

Feyman ile yaptığım ağustos düetlerine İznik turunun hızını alamayıp Kerpe turunu da eklemek istiyordum. Nitekim O da dünden razı olduğundan Kerpe işine girişmeye karar verdik. Benim 2008 yazındaki 4. ve son Kerpe turum olacaktı. Feyman 29 Ağustos 2008 Cuma akşamı, iş çıkışından sonra hazırlanıp bizim evin oralara gelmesiyle birlikte 2008 yılı gece turları furyasına bir tur daha eklenecekti. Feyman' ın gelmesiyle her şey hazırdı. Kerpe' de evde kalacağımızdan dolayı kamp yükü almaya gerek yoktu. Yinede Feyman ne olur ne olmaz diye yanına çadır almıştı. Bende belki gece ormanda filan kalırıs diye tulumumu almıştım.

Scotty ile birlikte Feyman' ı evin önünde uzunca bir süre bekledik.



Feyman geldikten sonra çarşıya geçtik. Feyman tavukçuya dalış yaptı. Bende dönerciye. Vakit bol sayılırdı ama annemleri Kerpe' de daha fazla kudurtmamak için nispeten daha erken bir saatte varmayı istiyordum. Fakat dilediğim gibi olmayacaktı.



Yola çıktıktan sonra her şey olağan idi. Feyman, Kandıra yolunun rampalı olan ilk kilometrelerinin bazılarını yavaş çıkan bir kamyona tutunarak çıktı. Bende onlara yetişeyim derken biraz fazla kastım gece gece.. Olacak o kadar. Araçlara tutunmaktan korkarım. Onun yerine hava boşluklarına girmeyi tercih ederim.

Kandıra Yolu' ndaki F tipi cezaevi yakınlarında bir sapak. Orada bir süre dinlendik. Azıcık daha çıkışımız kaldı. Sonrası iniş ağırlıklı.



Feyman tam bir gece yolcusu. Bu fotoğraftan sonra yolun kenarındaki yağmur suyu banketine uzanıp parıl parıl parıldayan yıldızları seyre daldık bir süre. Tek tük geçen araçlar bizi rahatsız etmiyordu. Müthiş bir huzur. Yıldızların altında bir bayanla seyre dalmayı çok isterdim.

Yıldız faslını uyuyakalmadan bitirdik. Hareket ettikten kısa bir süre sonra bir kamyon bizi durdurdu. Şoförü bizimle sohbet etti. Geceleri bisikletlerle fındık ağaçlarında hırsızlık yapanlar oluyormuş. Bizi onlardan sandı. Zararsız olduğumuzu anlayınca rahatladı. Bende aracın arkasında yol alacağımızı, dikkatli olması gerektiğini ilettim. Kamyonun durdurduğu yerin bir kaç yüz metre sonrasında Dalca Köyü vardı. Dalca Köyü' nden 25 Mayıs 2008 sabahı geçerken köyün köpekleri geçmeme kolay izin vermemişti. Kamyonun arkasındaki hava boşluğunda yüksek hıza çıkarak köpeklerin bize vakit kaybı yaratmasını engellemek istiyordum.

Nitekim öyle oldu. Köpekler ben daha onları göremeden direkt olarak kamyonun arka lastiklerinü üzerinden peşimden koşturmaya çalıştılar. Hızım 55 km/h civarı olduğundan peşimde sadece 1-2 sn. kalabildiler. Feyman kamyondan kopmuştu. Köpekler ise bana odaklandıklarından Feyman ile ilgilenemediler. Dolayısıyla Feyman da paçayı kurtarmış oldu :) Planım ise işe yaradı. Ben ise kamyonla bir süre daha gidecektim. 68 km/h' ye kadar çıktım o kamyonun arkasında. Gecenin bir buçuğunda yapılan bir hız olarak gayet iyi bir sonuç sayılır. Kamyonun arkasında çok daha yüksek bir hıza ulaşabileceğim yerlere geliyordum ama Feyman o kadar hız yapamazdı. Gecenin köründe kendisini daha fazla yanlız bırakmamak için kamyonun hava boşluğundan kopuverdim.



Kerpe yolunda Babatepesi civarında sebzecilerde duruş yaptık. Malları çalınmasın diye başlarında nöbet tutuyorlardı. Gecenin 02.20 sinde bisikletle gelen misafirlere incir ikramı ettiler. Çok memnun olduk tabi. Yediğim o siyah incirlerin tadı damağımda kaldı.






Meyvecilerden ayrıldıktan sonra kısa ama biraz dik bir yokuş çıktık. Ortalık kapkaranlıktı ve olabildiğince sessizdi. Farımı kapatıp, yıldızların aydınlattığı yolda ilerlemeyi denedim. Nefis ötesi bir tat. Gecenin 02:45' i idi. İnsan huzur dolu oluyor. Ardından kısa bir iniş yapıp Kefken yol ayrımında Kerpe yönüne doğru saptık. Kerpe sapağı çok dik ve kısa bir çıkışla başlıyor. Tam orada arkamızdan bir araç geldi ama bizi sollamadı. Feyman adamla sohbet ediyordu giderken. Sonra anladım ki, adam bizi geçmeyip aracıyla yolumuzu aydınlatıyordu. Adam resmen bir melek gibi çıkageldi gecenin köründe. Adam aracını Feyman' ın hızına göre sürüyordu. Bana göre değil :) Ben düz ama iniş çıkışlı yolda karanlığa rağmen kaptıra kaptıra gittim. Kerpe girişindeki dik inişte öyle hızlı indim ki, aracın ışıklarından neredeyse tamamen koptum. Yolu çok iyi bildiğimden kör karanlığın içine 60-65 gibi hızlarla dalış yaptım. O hızda bisikletimin farları bile yeterli olmaz zaten. İnanılmaz bir heyecan oldu.

Adamla Kerpe girişinde vedalaştıktan sonra eve doğru gittik. Bisikletleri balkona çıkardık. Feyman için ise gece henüz sona ermiyordu. Hadi denize gidelim dedi. Bende tamam dedim. İndik sahile. Martta bile denize giren biri olarak Feyman' ın gecenin 3 ünde denize girmesi anormal bir şey olmadı. Yolun yorgunluğunu Karadeniz sularında bir güzel atıverdi.

Feyman, Kerpe' ye gece varmanın etkisiyle pek sevindi. Zafer hareketleri yapıyor. :)))



Gece Kerpe sahili.



Feyman, yorgunluğunu atmak üzere. :)

Feyman yüzdükten sonra bahçeye çadır kurdu. Bende yatağıma çekildim. Ertesi gün eğlenceli ve yorucu olacaktı Feyman için :)



Güzel bir kahvaltının ardından denize gidildi. Denize giderken, gece kör karanlığa dalış yaptığım dik rampanın görüntüsünü aldım.



Ben yüzmeyi sevmediğimden deniz sefası yapan Feyman' ı ve teyzemlerin köpeği Köpük' ü görüntüledim. Feyman, Köpük' ü pek sevdi. Köpük' ün hobilerinden biri taş toplamak. Feyman, Köpük ile oynarken kendisine taş ikram etti. Merak etmeyin, taşı yutmadı, aldı ve bize doğru getirdi.



Feyman' ın deniz sefasının ardından Kerpe çevresinde tur atmaya karar verdik. Ömerağzı mevkiinde alabalık çiftliğinin arkasından Babaköy' e giden yolda çok güzel bir dostumuz vardı. Görüntülememek olmazdı.



Feyman ve o güzel dostumuz.



Tarla yollarında gezindik. Bozuk zeminde biraz tırmandık bu noktaya gelirken. Feyman, yüzmenin yorgunluğu üzerine tatlı yokuşta zorlandı azıcık :)






Feyman ormanın derinliklerinde. Atmosfer müthiş. İnsanı kendisine getiriyor.



Ömerağzı mevkiinin tepelerinden Kerpe' nin karşısındaki burna geçtik. Burun içindeki çok tozlu yolda yanlış bir hareket yapınca kendimi ellerimin üstünde yolda kayarken buldum. Üstüm başım fena halde tozlandı. Ama kolay toparladım kendimi. Ardından denize inerek, dizlerim ve dirseklerimdeki yaraları temizledim. Feyman o sıralarda denize girebileceği uygun bir yer arıyordu :) Eldiven kullandığımdan ellerime hiç bir şey olmadı.

Feyman, burnun ucunda. Arka planda Kerpe.



Ters ışıkta Feyman.




Feyman bir gece daha kalmayıp dönmek istiyordu ama bırakmadım. Günün o yorgunluğu ile Kerpe-İzmit yapmak bedeni çok zorlayacaktı.

Feyman, ertesi güne denize girerek başladı. Ben ise kahvaltı işini bitirip eve rahat rahat dönme niyetinde idim :)

Kerpe' den dönüşü yapmadan önce bedene yakıt lazımdı. Dolayısıyla iyi doyunmak lazımdı ama bu kadar değil. Açık büfe kahvaltı sınırsız olunca Feyman dayanamadı ve kendisine bu tabağı hazırladı. Benimki daha mütevazi idi. Feyman bu tabağın acısını Kerpe çıkışındaki rampada çekecekti :SSS Can boğazdan gelirrr boşverelim.. :)



Feyman o dik yokuşta. Birazda olsa su kaynattı.



Rampada Feyman için duraklamalar yaparken özportre denemesi yapmadan edemedim.



Bu güzel ormanın içerisinde bu çirkin binayı koyan belediyemizi can-ı gönülden tebrik ediyorum!!!



Feyman devam ediyor.



Rüzgâr o gün arkamızdan esiyordu. Kırılacak hız rekorumun işaretlerini veriyordu. Kandıra yakınlarında basit bir yokuşta 59 km/h civarı yapmamla hız rekorumu İzmit' e gelirken kıracağımı anlamıştım. Neticede öyle oldu. Kandıra-İzmit arasında Çubuklu Köyü' ne gelirken ki dik yokuşta 79.1 km/h' yi görünce çok sevindim. Orada en fazla 66.5 yapmıştım. Feyman' da benzer bir hız yapmıştır mutlaka. Rüzgâr tam arkamızdaydı ama Feyman' da genel bir yavaşlık olduğundan 2 saat 45 dk. olan Kerpe-İzmit süremi geçemedim. :((( Tek gitsem 2 saat 15 dk. yada 2 saat 30 dk. civarı bir sürede yolu kat ederdim.



Hızı yaptıktan az sonra yol kenarındaki bir dinlenme yerinde duruyoruz. Feyman ayran içiyor. Bende çay.



Gün henüz bitmemişti. Rüzgâr o günlüğüne bize gülmeye devam edecekti. İzmit' e inen 7 km. lik inişin başında 73.4 km/h gördüm. Ardından o hızla keskin sayılabilecek bir viraja sorunsuzca ok gibi dalıverdim. İnanılmaz bir heyecan oldu. Ardından Çayırköy sapağının önünde başlayan ve bügüne dek 60 km/h yi bile bulamadığım yokuşun son kısmında 78.4 km/h yaparak az önce kırdığım rekorumu kırmaya çok yaklaştım.



Yokuşun bitiminde Feyman' ı bekliyorum.



Hep ben Feyman' ı fotoğraflayacak değilim ya.. Birazda O beni fotoğraflasın :)))



Eve salimen varış. Pazardan aldığım mısırlar ve karpuz, ilginizi çekiyor olabilir :)

Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.

Saygılarımla.