Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar

12 Eylül 2009 Cumartesi

Tepeköy Turu - 03-05.09.2009

Değerli bisiklet dostu Coşkun Kaptanımla Karamürsel-Tepeköy' e turlama hayallerimiz vardı. 3 Eylül 2009 sabahı için sözleştik. 10.40 gibi İzmit' ten yola çıktım ve 11.10 gibi Yeniköy' de Coşkun Kaptanım ile buluştum. Sonra Gölcük' e geçtik. Gölcük' ten yiyecek bir şeyler aldık. Sonrasında pek durmadan Ereğli' ye doğru devam ettik. D-130 karayolunda pek çok noktada asfalt traşlanmış olduğundan zor anlar yaşadık. Konca rampasını indikten sonra yolun yol çalışmaları nedeniyle daraltılan bir kesiminde arkamızda bir araba taşıma tırı belirdi. Mümkün olduğunca sağa yanaşıp tıra yol vermeye çalıştım ama tırcı dostumuz bizi geçmemekte ısrar etti. Güvenliğimiz için bizi geçmiyordu. Tırın arkasında da bizim sayemizde uzun bir araç kuyruğu oluştu. Adını bilmediğimiz, bisikletçilere saygılı tırcı dostumuza en içten dileklerimizle teşekkür ediyoruz.

Ereğli' ye vardıktan sonra bir büfede su takviyesi yaptık. 1-2 klm sonra tehlikeli bir sapaktan Tepeköy yoluna saptık. Tepeköy' e kadar yaklaşık 3 klmlik dik bir çıkışımız olacak. Yol oldukça manzaralı ve nefis şeylerle dolu olduğundan rampa kendisini pek hissettirmeyecekti :)

Tepeköy yolundan bir manzara.



Coşkun Ayaz Kaptanım.



Ben ve Kaptanım.



Yoldan geçen çok sayıda pat pattan biri.



Bizi görünce merak edip duruyorlar. Maksat fotoğraf çekilmek birde :) Samimi ve çok sıcakkanlı insanlar.



Yol boyunca pek çok incir ağacı var. Dayanamayıp bir tanesine yanaşıyoruz :) Tadı damağımda kaldı.



Kaptanım incirlerin hatrını soruyor :)



İlgi gösterdiğimiz incir ağacının koyu bir gölgesi var. Ağaçla bizden başka pek fazla kişi ilgilenmemiş galiba. Yerlere dökülüyor nefis incirler. Bizede ağaçta kalanları yemek düştü.



Yol genelde deniz manzaralı. D-130 karayolu olmasaydı tam bir yaşanacak yer olurdu burası. Çünkü bu karayolu her daim uğultu saçıyor.



Aşağıdaki yol az önce geçtiğimiz yol. Görünen yerleşim Tepeköy. Sağ alt köşede görünen incir ağacı da oldukça nefis şeylerle kaplıydı. Bir kaç büyük siyah incir midelere uğurlandı.



Amacımız Çamçukur Köyü' ne geçip, oradan tekrar dağlara sararak Tepeköy' e geri varmaktı. Ama Google Earth görüntülerinden edindiğim rota bilgilerini gerçek hayata uygulama konusunda başarısızlık yaşayınca yolları şaşıracaktık.

Çamçukur Köyü' ne ulaşmak için bir orman yoluna giriyoruz. Çevre kestane ve ceviz ağaçları ve sebze bahçeleri ile dolu.





Bir kaç klm. sonra asfalta çıkıyoruz. Çamçukur' un üstüne çıkmışız. Olsun. Bizde Çamçukur' dan vazgeçip dağlara sarmaya başlıyoruz.



Kestane ağaçları oluşturdukları koyu gölgelerle bize sıcaktan korunarak dinlenme olanağı sağlıyorlar.



Yolda trafik yok gibi bir şey. Doğal hayat, karayoluna rağmen sürmeye devam ediyor. Bu şirincik, doğasına uygun şekilde davranmaya devam ediyor.



Tur boyunca çıktığımız en yüksek nokta. Rakım yaklaşık 550-600 metre. Etraf kestane ağaçlarından oluşan yeşil bir denizle kaplı.





Kaptanım poz veriyor.





Dik ama zevkli bir iniş başladı. Doğanın tadını çıkarmak için yavaş yavaş iniyoruz.

Girdiğimiz bir toprak yolun kuytu bir noktasında turuncu renkli olan "Physalis Alkekengi" türü yabani güvey feneri bitkisi gözümüze çarpıyor.



Bu toprak yolun da manzaraları çok güzel. Ama çıkmaz yolmuş. :(



Değişik bir bitki.



Yol kenarında bulduğum minik bir mısır.



Tepeköy çok güzel bir yer. Bir akrabamın çiftliğinde iki gece kalıyorum. Bol bol meyve-sebze topluyorum. Kendi topladığım taze meyve-sebzelerle besleniyorum. Oksijen sarhoşu oluyor ve temiz havanın tadını çıkartıyorum.

5 Eylül sabahı 08.45 gibi Tepeköy' den ayrılıyorum. Yeniköy' e gelince Coşkun Kaptanım beni karşılıyor ve eşi ile birlikte evlerinde ağırlıyor. Çay içip bolca sohbet ediyoruz. Öğlene doğru vedalaşıp eve dönüyorum.

İzmit sahiline Başkent Ekspresi' nin geçiş saatinde varınca treni bekliyorum.

Başkent Ekspresi, E 43042 numaralı güzelliğin önderliğinde geçiş yapıyor.



Başkent' ten sonra Adapazarı' ndan gelmesi gereken 11609 sefer sayılı Adapazarı Ekspresi' ni bekliyorum ama gelmiyor. Bir arıza çıktı galiba. Bende Başkent' in arkasından gelen 11610 sefer sayılı Adapazarı Ekspresi ile yetiniyorum.

11610 sefer sayılı Adapazarı Ekspresi' ni E 52510 numaralı şekerlik çekiyor.



Tepeköy turumuzu Coşkun Kaptanımın klavyesinden linkini tıklatarak okuyabilirsiniz.

Sevgiler.

-----------------------------------------------------
Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur.
Öneri ve destekleriniz için baymineral@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.

3 yorum:

  1. Selamlar Berk,
    Bu gezinin tadı damağımda kaldı. Görüşürüz...
    Yolun açık olsun...

    YanıtlaSil
  2. Böyle bir gezide yanınızda olmak vardı.O güzelim anları yaşamasan bile,sadece şurdaki fotoğraflar için bile değer bu yolculuk.

    (Blogunuzu yeni keşfettim.İyi oldu benim için,kendi kafamdan insanların olduğunu görmek bana mutluluk veriyor,en azından yalnız değilim diyebiliyorum :) İlk yorumumu da Eylüldeki yazınıza attım.Blogunuzun devamlı takipçisi olurum herhalde :)Kendimi tanıtayım bu arada:

    Arif - 17 - Ankara

    YanıtlaSil
  3. Teşekkür ederim değerli yorumlara.

    YanıtlaSil

Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.

Saygılarımla.