Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar

27 Haziran 2013 Perşembe

IT V2-3: Ayvalik>Midilli>Atina-Patra>Igoumenitsa: 01-05.06.2013

 6. Gun:

Jale Tur'un onundeki kaldirimda cok rahat bir tulum uykusu uyuyorum. Bu sefer sabah 04.00 kabusu yasanmiyor cok sukur.



Jale Tur' a sicakkanliliklari, misafirperverlikleri ve yardimseverlikleri icin cok tesekkur ederim. 


Ayvalik Deniz Hudut Kapisi, Jale Tur'un hemen karsisinda oldugu icin feribota yetisme stresim yok. 


Gumruk sureci rahat geciyor. Bisiklet motorlu bir tasit olmadigi icin arac giris kapisindan degil, yaya kapisindan gecis yapiyor. Bazi yabanci turcularin kullandigi ikiden fazla tekerlekli genis bisikletler olsa bile bir sekilde yaya girisinden gecirilmesi gerekiyormus. 

Konustugum gumruk gorevlisi, Italya ulusal vizeme isterlerse Yunanlarin degil, kendilerinin bile sorun cikartabilecegini ve geciremeyebileceklerini soylediler. Herhalde negatif bir enerji verseydim ve elimde gidecegim sehre ait evrak olmasaydi Turk gorevliler sorun cikartabilirdi. 

Yunanistan'a bagli Midilli Adasi'na gecmek uzere Jale Tur'a ait Zehra Jale feribotuna biniyorum.




Gule gule Turkiye. Ayvalik-Midilli arasindan goruntuler. Adada gumruk gorevlileriyle tanisana kadar hafif stres devam edecekti.








Ayvalik-Midilli-Ayvalik hattinda calisan bir diger feribot firmasi Turyol.







Adaya yaklasirken heyecanim tavan yapmaya basliyor.




Italyan Konsoloslugu bana Shengen olmayan, sadece Italya icinde gecerli olan Italya ulusal vizesi vermisti. Italyan konsoloslugu bu vizeyle Yunanistan'a giremeyebilecegimi soyledi. Sonra Yunan Konsoloslugu'na gidip vizemi gosterdim ve transit yapacaksam bu vizeyle Yunanistan'a girebilecegimi soylediler. baska birilerine daha danistiktan sonra yolculugum basladi. Midilli Gumrugu' nden gecene kadar hic bir sey belli olmadigi icin Midilli Gumrugu'nden cikip Yunanistan'a resmen girene kadar sinsi bir stresim vardi.  

Gumruge girdikten sonra bisikletimi disarida birakip pasaport kontrolune girdim. Siram geldikten sonra pasaportuma giris damgasini hemen basmadilar tabi. Bir kac dakika bekletip iceride, hizli vize verilen ofise aldilar. Yarim saat kadar orada oturdum. Ara sira vize mulakatina benzer sorular sordular. Basit seyler. Ne yapmaya gidiyorsun v.s... Bu asamada Jale Tur'un Midilli temsilcisi olan abimiz cok yardim etti. Bir yandan vizemin sahte olmasindan suphelenilerek bir guzel kontrol ettiler. Ben her turlu ihtimale karsi hazirlikli oldugum icin vizemin sahteliginden suphelenildigi zaman vizemin fislerini gosterdim. Bendeki vize bir yillik Italya Ulusal Vizesi. Acik olmak gerekirse boyle bir vizeyi cok gecerli bir sebep olmadan konsolosluk vermez. Bu yuzden vizemden suphelenilmesi normal. Neyse.. Gidecegim projeye ait evraklarin birer fotokopilerini de teslim ettikten sonra vizeme giris damgasi basilmis olarak Yunanistan'a resmen giriyorum. Bisikletimin cantalari biraz kontrol edildikten sonra gumrukten ayriliyorum.

Midilli Adasi' na girdikten sonra Cremona yolunda hic bir resmi engel kalmiyor. Hayatimda yeni bir sayfanin acildigini hissediyorum.

Gumrukten cikar cikmaz bir acentaya gidip Pire gemisi icin biletimi aliyorum. Gemi limanda duruyor, ama yarin aksam kalkacak.

Midilli Adasi'na ilk kez geldim. Tanima cabalarim.


Midilli simidi.


Midilli peyniri.


Midilli simidi genel gorunum. Cok lezzetli.


Kahvaltimi yaptigim yer.


Adada kisa bir tur yapiyorum.



Burada kablosuz internet cekiyor. Super. Yer: Panagiouda.



Pamfila' da kahve kokulari burnumu oksayinca kendimi yakindaki bir kahvede buluyorum. Kahvemi amcalardan birisi ismarliyor sag olsun.


Hatira fotografi cekildigim baska bir amcamiz. Comert amcamiz fotograflanmak istemedi.



Paralia Thermis. Midilli' de uzandigim en kuzey nokta.





Ada merkezine geri donuyorum. Geceyi gumrugun karisindaki parkta gecirecegim.



Midilli Kalesi bolgesi.






Adanin kurtulusu ile ilgili bir anit. Milliyetci izleyenler kusura bakmasin ama Yunanlar iyiki de adayi bize birakmamislar. Yoksa bu guzel adayi gunumuzdeki muhtesem Turk mimarisiyle katleder, doganin irzina gecmis olurduk ve ada bizim elimizde bu kadar guzel kalmazdi. Ornek olarak Ege ve Akdeniz sahillerindeki kontrolsuz ve cirkin yapilasmayi gosterebilirim.


Aksam yemegi asamalari. Buradaki banklarin birinde kalacagim. 


 6. Gun bilgiler:

30.88 klm (400 metresi Turkiye'de) > 527.17 klm toplam.
11.86 km/h ortalama, 35.90 km/h en yuksek hiz.

---

7. Gun:

Gece boyuma uygun olmadiklari icin oturma banklarinda kalmiyorum. Bisikletimi bir oturma bankinin arkasina baglayip, yanindaki toprak zemine tulum seriyorum. Gece yarisindan sonra yagmur basliyor. Cok siddetli degil. Koyu bir ilgin agacinin altinda yatiyorum, bu yuzden fazla islanmiyorum. Hatta altinda yattigim ilgin agaci yana dogru kivrilmis ve bir kisinin yatacagi yer kadar bir yer bu yuzden hic islanmiyor. Orada yagmura ragmen rahatca uyuyorum. Ben uyurken ortaya cikan Christian Claus kardesimle tanisiyorum. Yagmur siddetini 04.00 kabusu olarak arttirinca toplanmak zorunda kaliyorum. Sonra Christian kahve getiriyor sag olsun. Sicak sicak cok iyi gelmisti. Yagmur tozlu oldugu icin hava aydinlaninca bisikeltimin biraz sarardigini fark ediyorum.


Christian Claus kardesimle gumruk onu hatirasi. Yagmurdan korunmak icin karsidaki gumrugun onune sigindiydik.



Yagmur dinince etrafa bakinma vakti. 


Binecegim gemi limanda bekliyor. 


Sahilde dolasiyorum. 






Limanda bir grup Turk, guletle gelmis. Bana sicak cay ikram ediyorlar.

Sonra Midilli Havaalani tarafina dogru rampalarin basladigi yere kadar gidip geliyorum.










Ada merkezinin guneyden girisi.





Limanda makarna yapiyorum. Fakat gocmenler rahatsiz ettigi icin yemegi bitirir bitirmez buradan ayriliyorum.



Christian Claus' un binecegi Nel Lines'a bagli Selanik gemisi geldi ve 2 saat icinden hareket ediyor. Ayvalik'tan gelirken tanistigim Munihli amcamizla tekrar karsilasinca sohbetimiz koyu oluyor.





Saatler agir agir akip giderken denizin guzelligi gozlerime hitap ediyor. Tek basima seyahat ederken guvenlik sebebiyle deniz keyfi yapmiyorum.

Burasi liman bolgesi.







 Hellenic Seaways' a bagli olan adi Nissos Chios olan gemiye biniyorum. Bisikletim, arac guvertesinin ikinci katinda kaliyor. Ikinci kata cikan rampa biraz dik oldugu icin rampada kaliyorum, imdadima gemi gorevlileri yetisip ranforluk yapiyorlar.


Gune guzel bir elveda.



Bu gokkusagini heyecanla karsima cikan ilk insanlara soyleyince ne demek istedigimi anlamiyorlar ve garip bir duruma dusuyorum. :)

Yolda olan sadece bu gemi degil.


Daha rahat bir zamanda Midilli' yi turlamak sart.








GPS' ime gore geminin hizi 38 km/h.


Gemi Sakiz Adasi' na ugruyor. 2010 turumda kisa bir mola verdigim ada. 



Sakiz hatirasi.



7. Gun bilgiler:

30.57 klm > 557.74 klm toplam.
12.70 km/h ortalama, 34.93 km/h en yuksek hiz.

---

8 Gun:

Biletim en ucuz tarife olan guverte biletiydi. Fakat guverte koltuklarinin oldugu yer fazla ruzgar aliyordu. Bu yuzden lobideki koltuklarda kalmak icin resepsiyondan izin aldim. Bosu bosuna usutmek gereksiz.

Gune merhaba.



Bisikletim G5 guvertesinde kaldi. 


Geminin arac guverteleri tika basa dolu. Bisikletimi cikarmam icin araclarin bosalmasini bir kac dakika bekliyorum.

Gece tanitigim Yunan bir bisikeltci, Atina trafiginin Istanbul trafiginden bile kotu oldugunu soyleyerek beni korkuttu. Trafik yogunlugu ve berbat zemin kosullari yuzunden Atina yollari kotu gibi gorunse de bisiklete olan saygi sonsuz gibi gorundugu icin rahatsiz eden tek bir kisi bile cikmiyor. Dangalagin birinin kirmizi isikta gecmesi haric.


Bir dostumuz viyildiyor. Insan guvertesine alinmamis.




Pire' ye indim. Cabucak Atina merkezine hareket ediyorum.







Parthenon yolu.








Parthenon' a hazirlik cizgisi atiyorum ve sevdigim insanla tanistigim zaman O'nunla gezmeye karar veriyorum.

Parthenon' un oldugu tepeden Atina manzarasi.




Atina merkezine iniyorum.
















Bu turun turistik bir tur olmadigini hatirlatmak istiyorum. Bu yuzden Atina ziyaretim sembolik oluyor. Sehirden hemen ayrilip otoyol benzeri yoldan Korint istikametine dogru ilerliyorum.










Arada sirada gercekten otoyola girdigim oluyor. Baska yol yok. Zaten baska yol olmadigi icin polis gorse de bir sey demeyecektir.




Az ilerideki sapaktan cikacagim.




Eski Atina-Korint-Patra demiryolunun kalintilari.



Tastan kalpler beni hep buluyor.






Yeni Atina-Patra demiryolunun bir kismi tamamlanip hizmete acilmis.



Megara-Korint yolu.






Agii Theodori'den gecerken Turkiye'ye giden Hollandali Roel Meesters ve Caroline Thoenes ciftiyle karsilasiyorum.




Agii Theodori' nin az oncesinde ruzgar arkamdan eserken hemzemin gecitte karsi yonden gelen bir TIR'in gecmesiyle birlikte ruzgar tersine donup Korint' in otesine kadar beni madara ediyor.




Korint Kanali. 

Kanala hayran oluyorum. Bir gun tekrar gelip detaylica gezmek isterim.







Korint yakinlari.



Eski Korint Istasyonu harabe halinda. Yeni istasyon sehrin disinda.







Korint-Patra yoluna giris.


Alisveris ve su islerimi hallettikten sonra turun ilk ve tek cadir kampi icin anayola bir kac metre uzakliktaki bir sahil noktasina kuruluyorum. Yer, Leheo kasabasina 1-2 klm uzaklikta.










Aksam yemeginde balik yiyorum. Daha ne olsun.....


8 Gun bilgiler:

 109.88 klm > 667.62 klm toplam.
14.40 km/h ortalama, 34.63 km/h en yuksek hiz.

---

9. Gun:

Gece boyunca dalgalarin sesleri cadirimin icinde yankilanarak urkutucu efektler olusturdu. Buyuleyiciydi.







Iyi uyumus, dinlenmis olarak kendimi tekrar yola hazirlayip yola cikiyorum.

Bu kiliseler cok guzel.




Bu kilisenin bahcesinde yemek yedim.


Turdan once yolun bu kesiminde karsi ruzgarin beni cok fazla etkileyebilecegini zannediyordum. Bu ongorum dogru cikti. Ruzgar gunun yildizi oluyor, fakat ben pes etmiyorum. Duz yolda kimi zaman 15 km/h'yi zor goruyorum. Gercekten kuvvetli esiyor. Neyse ki yolda onemli bir yokus yok, paraleldeki otoyolvari anayol sayesinde trafik yogunlugu dusuk.

Buralarda o kadar sik yerlesimler var ki, fotograflardaki yerlerin nereler oldugunu tam hatirlamadigim icin su an yazamayacagim.














Mora Yarimadasi'nda kayak merkezi de varmis. Buralarda o kadar yuksek dag var mi ki? Yer: Krathi.


Krathi'den hemen sonraki kopruden gorunumler.



Krathi-Egio yolu.

Demiryolu rehabilitasyon calismalari devam ediyor.






Paralia Platanou'ya yaklasirken eski demiryolunun parcalarini fotograflarken bu dostumuz yanima geliyor. Herhalde karni ac diye yanimdaki butun ekmekleri ona veriyorum. Ama samimiyeti bitmiyor. Benden pozitif enerji mi aldi, baska bir sey mi istiyor anlamadim. Yoksa tesekkur amaciyla mi bana ilgi gostermeye devam etti bilmem.










Bu guzel dostumuzun yanindan ayrilmak zorundaydim. Yanindan ayrildiktan sonra kask aynamdan onun pesime takilip, arkamdan dikkatsiz bicimde kosturup durdugunu gorunce icim bir tuhaf oldu. Tam da arkasindan bir araba geliyordu. Turkiye' de olsa sahne dramatik bicimde bitebilirdi, ama burasi Avrupa oldugu icin araba korna calmaksizin yavasladi ve kopegin arabayi kendi kendine fark etmesini sagladi ve kopege panik yaptirmadan kopegin yoldan cekilmesini sagladi.

Bol sanslar dostum.

Sunu unutmamali ki, bunun gibi sempatik kopeklerle arada sirada karsilasiyorum. Bu yuzden yalniz ciktigim bir turumdan iki birey olarak donersem sasirmayacagim.

Paralia Platanou Istasyonu.





Egio'ya dogru.













Diakopto.







Burada bir dostumuz var ve beni gorunce cilgina donuyor.


Egio gecisi pek hosuma gitmiyor. Bildik siradan bir sehir.

Egio'dan sonrasi.







Gunun yorgunluguna ragmen yolun bu kisminda hizlaniyorum. Ruzgar yavaslayinca tehir kapatmaya calisan eski Turk ekspres trenleri gibi yardira yardira ilerliyorum.



Bu fotograflarda goremedim ama bu noktada Patra yakinlarindaki buyuk kopruyu gordugumu cok net bicimde hatirliyorum. Bu yuzden coskum tavan yapiyor. Kopruyu gormek demek, Patra'ya yaklasmam demek, Patra'ya yaklasmam demek, Bari'ye bir adim yolum kaldi demek, Bari demek Italya demek, Italya demek bu turda Cremona demek. Daha ne olsun. :)







Havanin kararmasiyla cok bilinmeyenli bir soruncuk olan konaklama yeri meselesini cozmek gerekiyor.

Drepano'daki Eniv benzincisi, arka tarafta, kimsenin o an icin yasamadigi evin rahatsiz olacagini bahane ederek beni salliyor. Suyu olmayan bir yerde kalma ihtimalime karsi en azindan sularimi doldurdum.



Agios Vasilios'taki BP benzincisi az sonra kapatacak olsa da sicakkanli cikiyor ve temiz bir kuytu noktada yatmama izin veriyor sag olsun. Tuvaletin yerini de gosteriyor. Tamamdir. Yatma hazirliklari sirasinda tuvaleti ziyaret ettigimda iri boy hurma buyuklugundeki hamam bocekleri tuvalette sulale kurmus olduklarini gordum. Tuvalet cok pis degildi, ama tuvalet islemlerimi yaparken etrafta surusune bereket gezinmeleri beni pek iyi etkilemedi.



Aksam, pardon gece yemegimde yaprak sarma var. Yunan usulu.


9. Gun bilgiler:

118.66 klm > 786.28 klm toplam.
13.78 klm ortalama, 35.80 km/h en yuksek hiz.

---

10. Gun:

Orta rahatlikta bir uyku uyudum. Gece, onlarca kilometre uzakliktaki bir firtinada cakan yildirimlarin yansimalari bana ufaktan da olsa "yagmur mu gelecek acaba" endisesi yaratsa da en kotu ihtimalle pompa sahasinda yagmurdan korunacagimdan rahatca uyudum. Nitekim sabah uyandigimda kupkuruydum.




Charilaos Trikoupis Köprüsü'ne yaklasirken Rio Limani'ndan geciyorum. Yan taraftaki kopruye ragmen feribotlarin halen isletilmesi ilginc.


Burada pek cok Turk TIR'cisi dinleniyor.



Normalde bu Charilaos Trikoupis Köprüsü'nden gecmemem gerekiyordu. Cunku guzergahimda degil. Ama belgesellere bile konu olan bu koprunun yanindan gecemek olmaz. Illa ki ustunden de gecmek lazim. Duyduguma gore bisikletle gecise sorun cikarmiyorlarmis. Bende kopruye girdim.




Bu kopruden iki kez gecmem gerekiyor. Birinci gecis tamamdir. gise gorevlisi bir kadin, gise yerine yan taraftan bir yerden gecmemi istedi.



Ilerideki kavsaktan U donusu yapip hazirlik cizgisi atiyorum ve kopruden tekrar geciyorum. Koprunun yaya/bisiklet yolu girisleri ya kapali, ya da yuklu bisiklet gecisine uygun degil. Bu yuzden emniyet seridini kullaniyorum. Trafik yogunlugu cok dusuk. Etrafta sorun cikarma potansiyeline sahip gorevliler de yok. Bu yuzden cok rahat iki gecis oluyor.

Koprunun Antirrio yakasindan goruntuler.





Bu kopru, koprunun guney yakasindaki bağlantı viyadükleriyle birlikte toplam uzunluğu 3490 metre. Bisikletle bugüne dek geçtiğim en uzun köprü olma unvanini kazaniyor. Kopru hakkinda ayrintili bilgi icin bu linke tiklayiniz.

Bu koprunun tam ortasinda cekildigim fotograflar.












Kopru macerasindan sonra normal cikistan cikmayip otoyoldan Patra'ya dogru devam edince yol calismalari sebebiyle daraltilan kesimlerle karsilasiyorum. Arac trafigi yogun olsa hakikaten hapi yutardim. Otoyoldan cikmama bir kac kilometre kala cok tehlikeli bicimde daraltilan bir kesimle karsilasinca dort donmeye basliyorum. Fotograftaki beton bariyerlerden bisikleti ve romorku ayirarak bile toplamda iki parca halinda aktarmam imkansiz. Bir kac yuz metrelik bir kesim icin tum bagajlari sokup tekrar baglamak gerekiyor. Bu da en az yarim saat surer. Ben Allah buyuk diyerek gerideki normal otoyol gisesi sayesinde yavaslayan trafigin bos anlarini kollayarak gecisleri tamamliyorum.


Cok kisa ama riskli bir kesimdi. Neyse ki cok sukur sorunsuz geciyorum.

Merhaba Patra.







Sehir merkezine girmeden sahil yoluna cikiyorum.





Italya tabelalarda gorundu.



Bir manav&marketten alisveris yapiyor ve kendimi yetkili bir Superfast acentasinin onunde buluyorum. Geminin en ucuz bileti olan guvertede yatma bileti bile 60 kusur Euro. Ama gemi temiz. Internet, Hellenic Seaways'in aksine ucretli. Bu yuzden gemide bos zamanlari konserve tuketmek ve uyumak disinda yapacak pek bir sey yok. Gene de Adriyatik'in en hizli gemi firmalarindan birisi. Bindigim gemi 40-42 km/h arasi bir hizla seyredebiliyor.


Sahilde eski bir lokomotif.






Sehre hic girmeden limana geldim.


Bir prize bagli olarak goruntu aktarimlari ve cihaz sarjlari hallolurken bir yandan yemek yiyorum. Sabah aldigim peynir garip bir tur cikti. Tadi fena degil, ama taneli, mini mozerella benzeri bir yapiya sahip.


Limanda bekleyis.


Beni Bari'ye goturecek Superfast II gemisi, rihtima yanasti.


Saatler yavas yavas akiyor.



Check-in islemlerimi yaptirdim. Normalde AB ulkeleri arasinda pasaport kontrolu olmamasina ragmen gumruk gorevlileri pasaportumu kontrol ettiler.

Gemiyle aramda bir kac yuz metrelik bir rihtim gecisi var.



Bir liman gorevlisi fotograf ricami geri cevirmiyor sag olsun.




Tesekkurler arkadaslar.


Bisikletim, geminin nispeten daha kolay bir noktasina, biraz zor bir sekilde yanasti.


TIR'lar gemiye biniyor. Gemi Igoumenitsa' ya kadar cok az arac ve yolcu ile seyahat edecekti.

Resepsiyon gorevlilerinden birisi beni, guverte bileti almama ragmen, aslinda daha yuksek ucretli olan koltuklu kisma geciriyor, goze batmamam icin beni en arka kosedeki 120 numarali koltuga yonlendiriyor. Koltuklu kismin az sayidaki elektrik prizlerinden birisinin koltugumun arkasinda olmasi buyuk bir guzellik. Bu kiyak icin o gorevliye tesekkurler.









Gule gule Patra. Daha musait bir zamanda tekrar gorusmek umidiyle.


Biz harekete hazirlanirken Superfast XII gemisi bilmedigim bir yere dogru hareket ediyor.









Sabah iki kez gectigim Charilaos Trikoupis Köprüsü, uzaklardan super gorunuyor.




Gemi mutfagindan yemege cesaret edemedigim icin yanimda getiridigim seyleri birer birer tuketiyorum. Bu misir konservesi kolay acilir ozellikli olmadigindan mutfaga goturuyorum, ricami geri cevirmeyip iki dakikada aciyorlar.


GPS ile hizimizi ve konumumuzu takip ediyorum.






Igoumenitsa Limani'na yanasiyoruz. Gemideki insan ve arac kalabaligi birden artiyor. Igoumenitsa  Limani'na tekrar ugradigima seviniyorum.





Gece bol bol uyuyarak rahatca ve heyecanla geciyor.

10. gun bilgiler:
30.59 klm > 816.87 klm toplam.
13.55 km/h ortalama, 34.32 km/h en yuksek hiz.

----------------------------------------------------- Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur. Aksi takdirde bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların izinsiz kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Öneri ve destekleriniz için baymineral@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.
Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.

Saygılarımla.