Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar

2 Kasım 2016 Çarşamba

Arslanbey - 30.10.2016

Tekrar merhabalar.

Cremona' ya 2013 yazı başında Avrupa Gönüllü Hizmeti' ne gittiğimden beri, depresyonla mücadele ediyorum. Türkiye' ye 2014 yazı sonunda temelli döndükten sonra bu süreç günlük hayatımı iyice etkiler bir hale geldi. Cremona' dan Türkiye' ye büyük bir Avrupa turu yaparak dönmeme ve paylaşacak zilyonla anı biriktirmeme rağmen içimden o turu yazacak güç gelmedi. Bir ara gelir gibi oldu ama sonra nefesim kesildi. Devamını getiremedim ve bloğuma 2 senedir değil bir şeyler yazmak, giresim bile gelmedi. Sadece Facebook sayfama tek tük paylaşımlarda bulundum. İlaç yazmaktan başka bir şey bilmeyen doktorlara güvenmediğimden depresyonumla mücadelemde kendi başımın çaresine bakmaya başladım. Bir doktor bana önceden denediğim bir antidepresanı yazınca "tanıdık ilaç olduğundan" onu bir süre denedim ama yan etkileri çan eğrisi çizip, eğrinin öteki ucu beni yine depresif etkilere sokunca hem o tür doktorlara gitmemeye yemin ettim, hem de antidepresan kullanmamaya. O ilacı kafama göre bırakıp bir kaç gün sonra (Şubat/2015 başında) kedi sahiplendim ve bir orta yol buldum. Mart/2015 sonunda yeniden Türkiye turu yapmaya kalkıştım ama depresyonun etkileri, yol koşulları, mevsime göre sert soğuklar ve Kütahya' nın bir köyünde yaşadığım hırsızlık sorunu sebebiyle en kısa yoldan geri döndüm. Sonrasında zaten bisiklet sürmeyi yaklaşık 1.5 sene bırakmış oldum. O aralar ehliyet alma aşamalarındaydım. 2015 Haziran' ında otomobil ve motorsiklet ehliyetlerini alarak ehliyet alma sıkıntısından kurtuldum. O yazı araba hevesimi gidererek harcadım. Geçen sene bu zamanlarda Workaway.info sitesine üye olarak yurtiçi gönüllülüklerine başladım. İlk olarak Çerkezköy yakınlarındaki hayaletli bir inek çiftliğinde 3 hafta geçirdim. Ondan sonra 2015 Aralık'ında Burdur-Lisinia projesine aktım. Orada aralıklarla Mart 2016' ya kadar kaldım. Mart ayında 10 gün kadar Antalya' daki Flora Akdeniz Bahçesi' nde gönüllülük yaptım ve Haziran ayına kadar İzmit' te kaldım. Haziran-Temmuz aylarında 5 haftalığına İztuzu Plajı' ndaki DEKAMER bünyesinde deniz kaplumbağaları için gönüllülük yaparak muhteşem bir deneyim edindim. Oradan sonra tekrar Lisinia projesine geçerek aralıklarla Eylül ayına kadar kaldım ve Kocaeli bölgesine döndüm. Gönüllülük projelerime giderken arabayla seyahat ettim. Son 2 senedir evde manda gibi yatmaktansa başka türlü deneyimler yaşamaya çalıştım. Daha çok insan tanıdım. Hayvanları insanlardan daha çok sevdim v.s.

Bu süreçte bana e-posta yoluyla ulaşmaya çalışan pek çok bisiklet dostu oldu. Geç de olsa onlara mutlaka yanıt yazacağım.

Kendimi tanıdıkça depresyonu bende tetikleyen noktaları tespit ettim ve son bir gayretle o noktaları kapatmaya karar verdim. Üzerine bir tür kapatıcı sürdüm. O noktaların üstü zamanla kalıcı olarak kapanacaktır. İşin aslı gelecek planları yapmakta bir sakınca yok. Ancak boş düşüncelere kapılmamam ve beni dinleyen kaliteli insanlarla beraber yoğun bir hayat temposu yaşamam gerekiyor.

Aykırı kişiliğimin (mütevazi olmamak gerekirse) son derece nadir bileşenler taşıdığını anladım ve tanıdığım, güvendiğim eski bir doktoruma onaylattım. Toplumun içinde bir şey yapmasam da bir türlü anlaşılamamamın, sorunlar yaşamamın nedeninin nadir bir karmaşık kişilik kombinasyonuna sahip olmama bağlı olduğunu, sıkıntılı ve genetik olarak değiştirilemez olduğunu kabullendim ve ona göre bir hareket tarzı uygulamaya başladım.

Normalde insanlar yaşadıkları sıkıntıları dışa dürüstçe vurmaktansa içlerinde yaşamayı ve dışarıya mutlu görünmeyi tercih ediyorlar. En azından ben öyle gözlemledim. Özel konularımla alakalı bu uzun giriş yazım çoğunuz için pek bir şey ifade etmese de insan psikolojisi hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için oldukça ilgi çekici olacaktır.

Her neyse.. Konuya dönelim. Arabayla seyahat etmenin son derece masraflı olması can sıkıcı.

2014 yılında neredeyse 11000 kilometre pedal çevirmişliğim varken 2015 yılında bir kaç yüz kilometreden fazla olamadı. Rezalet. :) Bana Kerpe' deki Adapazarılı zengin bir komşumuz "sen araba kullanmaya başladıktan sonra bir daha bisiklete dönmezsin" dedi. Aksini iddia etsem de "hadi hadi" gibisinden tepki verdi. Son yaklaşık 1.5 senede sıklıkla uzun yollarda araba kullandım. Fakat asla bisikletin verdiği tadı alamadım. Virajlı rampalı yollar hariç tabi ki. :) Ben araba kullanırken de bisikletçiyim. Asla bir otomobil sürücüsü değilim, olamam. Neticede araba kullanmanın benim için stres verici olduğunu anladım. Yolda kalma olasılığı var, aşırı benzin ve servis masrafları var. Karlı ve buzlu yollarda bin bir türlü 3.5 atma var. Şehir içi trafiğinde dar alanda kısa paslaşma stresi var. Her yola girememek var. Bisikletin yolda kalma ihtimali sorun çıkaracak yedek parçalar taşındığı müddetçe yok denecek kadar az. Karlı, buzlu koşullarda bisiklet kullanmak, araba kullanmaktan çok daha güvenli. Yakıt derdi yok. Dar, çamurlu ve bozuk her türlü orman yolunda üstüne yok. Neticede bisikletten değil, arabadan hevesimi aldım. Ama bir yandan otomobil kullanıcılarının gözünden de trafiği yaşamış oldum. Yine gerektiğinde araba kullanacak olsam da aranıza, bisiklet camiasına geri döndüm. Yahu araba tamam kolaylık. Günümüzde gereklilik. Ancak her yola girmiyor be. Bozuk yola giriyorsun altı vuracak mı vurmayacak mı diye stres oluyorsun. Büyük engelleri arabayla aşamadığın için ya geri dönüyorsun, ya da yola yürüyerek devam ediyorsun. İstediğin yerden dönüş yapamıyorsun. Çamura, kara, kuma saplandı mı hapı yuttun. Ciddi bir arıza çıktı mı yine hapı yuttun. Lastik patladı mı uğraş dur. Arabayı gerektiğinde sırtına alamıyorsun. Bisikletin gözünü seveyim.

Bisiklete geri dönme konusunda ilk adımları atmak benim depresyonumu yenmem bakımından çok büyük bir kilometre taşıydı. Öncelikle Instagram hesabı açarak bisiklet turlarıma ait eski fotoğraflarımı ekleyerek kendimi ön bir hazırlığa tabi tutup kendimi gaza getirdim. Zemini hazırladım. Sonra depresyona bağlı basit alınganlıklar sebebiyle iletişimi kestiğim çeşitli kişilerle tekrar barışmaya başladım. Bunlardan birisi Bisikletliler Derneği Kocaeli Temsilcisi olan Şehnaz Hanımdı. Onlarla beraber ani bir kararla pazar turuna katılınca ikinci bisiklet dönemim başlamış oldu. Umarım devamı uzun ve kısa turlarla gelecek. Otomobil kullanımıyla aramda gereğinden fazla bir samimiyet, bisikletle olan samimiyetim kadar olmayacak. Buna söz veriyorum.

Her neyse. 30 Ekim 2016 Pazar günü için Arslanbey üzerinden Yuvacık Barajı' na gitmeyi planladık. Yola üç kişi çıktık. Şehnaz Hanım, Ben ve Tekin Bey' le beraber. Yolda gönüllülük süreçlerimden tanıdığım Raw Food (Çiğ Yemek) uzmanı Şef Mehmet Ak' ın Arslanbey'ın yukarısındaki okuluna uğrayıp baraja öyle akacaktık. Ancak çok uzun olmayan Arslanbey rampası sıkıntı yaratınca rotayı spontane olarak değiştirip farklı bir şekle sokmamızı sağladı ve evlerimize zamanında varabildik. Rotayı iyi ki de değiştirmişiz, çünkü görece kısa olan Arslanbey rampasından inerken ön fren rotoruma bağlı olarak bisiklet frenleme esnasında çok fazla titriyordu. Etkili ve sürekli olan Camidüzü, Serindere ve Yuvacık inişlerinde sorunlu ön rotorum ciddi sıkıntılara yol açabilirdi.

Sabah resmi saatle 09.00 gibi Yahyakaptan Süleyman Demirel Kültür Merkezi' nin önünde buluştuk.



Eski demiryolu olan Yahyakaptan-Köseköy bisiklet yolu.









Sarımeşe taraflarında mahalle araları.



Rahmiye' de çay molası.


Arslanbey merkez.


Bu mevsimde halen dalında üzüm var.


Dik kesimleri olan Arslanbey rampası.



Şef Mehmet Ak' ın okuluna yaklaşırken manzaralar harika.




Şef Mehmet Ak' ın okulu ve okulunun bahçesi. İkramları için teşekkür ediyoruz.





Oraya ilk kez arabayla gitmiştim. İkinci gelişim bisikletle oldu.


Oradan fazla dalgalı olmayan kısa bir toprak (çamurlu) yoldan başka bir güzergahı kullanarak Arslanbey' e geri iniyoruz.










Arslanbey' de yemek yedikten sonra Başiskele sahiline yönelip çay molası verdikten sonra sahilden İzmit' e dönüyoruz.









O günkü kilometre toplamım 46 kilometre, en yüksek hızım 33 km/h civarı idi.

Elimden geldiğince yeni ve eski turlarımı paylaşmaya çalışacağım. Umarım devamını getirebilirim.

Mutlu günlere.

----------------------------------------------------- Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur. Aksi takdirde bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların izinsiz kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Öneri ve destekleriniz için baymineral@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.
Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.

Saygılarımla.