Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar

6 Eylül 2011 Salı

İzmit-Düzce-Karadeniz Ereğli-İzmit

 1. gün: 31.08.2011 Çarşamba.

Bisiklet sevdalısı Sinan Tazegül arkadaşımla gerçekleştirmek üzere İzmit-Karadeniz Ereğli-İzmit turuma başlıyorum.



Evden çıkar çıkmaz arka tekerimin tellerinden birisi kopuyor, ama önemli değil. 

Sinan, İstanbul' dan trenle gelecek. İkinci trene yetişmesiyle birlikte planlanandan bir saat erken geliyor. Güzel bir durum. 

Adapazarı' ndan gelen bir Adapazarı treni.


Sinan' ı beklerken.


Demiryolu Caddesi' nde bayram sakinliği var.


Pişkin Fırını' nda simit & çay.


Biz kahvaltıdayken dostlarımız bizi bekliyor.


İzmit-Suadiye-Derbent-Maşukiye-Arifiye şeklindeki klasik güzergahta ilerliyoruz.

Balaban civarı.


Derbent.





Buralarda bir yerde önceden varlığını bildiğim bu çukura düşüyorum, ama romörkün ağırlığı sayesinde uçmuyorum. Derinliği yarım metreye yakın.


Bu altgeçit normalde tamamen sularla doluydu ve geçmek çok zordu. Yakın zamanda temizlenip geçit verir hale getirilmiş.


Kurtköy' den Sapanca Gölü.


Eski beton traverslerin kullanımı.


Yaklaşık bir on dakika boyunca Başkent Ekspresi' ni bekliyoruz. Yer Sapanca.


Selamlı çıkan yolcu dostlar.



Arifiye-Adapazarı arasındaki hemzemin geçit.


Arifiye çıkışında GPS' e riayet etmeyince yanlışlıkla Bilecik yolunda Bilecik istikametine çıkıyoruz. Bir kaç kilometre boşuna gidiyoruz. Sonra Akyazı anayoluna D-100 üzerinden rahatça girdik. Fakat GPS' te farklı bir güzergah bulunduğunu geç fark edince GPS rotasına ulaşmak için bilmediğimiz arayollarda rastgele ilerlemeye başlıyoruz.







GPS rotasına ulaştık.



Kısa mola.





Akyazı' da kısa bir oralet molası.


Akyazı' dan ayrılırken. Akyazı' da binalar birbirinin içine fazla geçmemiş. Binalar çirkin olsa da yeşili bol bir kasaba.









D-100 karayoluna paralel dağ yolundan Düzce' ye doğru ilerlemeye devam ediyoruz.






Doğanın içine etmişler.


Gölcük İhsaniye' de oturan bu amcamız bizimle sohbet ediyor.


Gün sona eriyor, ama rampalar bitmek bilmiyor.




Hava iyice kararmaya başladı. Tulumlarımızı ilk köyde açacağız.


Karanlığın içindeki bir elma ağacına giriş yapıyoruz.


Karadere Köyü' nde kalmamız gerek.


Karadere halkı bize çok sıcak davranıp, camide kalmamızda sakınca olmadığını belirtiyorlar. Cami bahçesindeki elma ağacı altına kuruluyoruz.


Bahçesinde kaldığımız cami.




1. gün bilgiler: 107.42 klm / 107.42 klm toplam.
                      15.5 km/h ortalama, 40.3 km/h maksimum hız.

---

2. gün: 1 Eylül 2011 Perşembe

Uyuduğumuz yer eğimli olduğundan uyku kalitem pek iyi olmuyor. Sürekli olarak aşağıya doğru kayma eğilimindeydim.



Kurmadığım çadırımın üzerine bir güve kurulmuş. O' nu uyandırmak zor oluyor.


Güneş doğuyor.


Bir köylünün gece getirdiği krem şantili keklerle kahvaltımı ediyorum.



Asfalt olmayan vurdulu kırdılı yollarda ilerliyoruz.


Gittiğim her yerde böyle pislik görüntüleriyle karşılaşmak zorundamıyım???




Yol bozuk, ama manzaralar harika.




Sinan buz gibi suyla sabah duşunu alıyor.



Aksu Deresi.







Yazıpınar Köyü' nde büyük kahvaltı. Tam bir ekmek ve bir çay ile kahvaltım tamamlanıyor.



Yazıpınar Camii.



Düzce' ye doğru ilerliyoruz. Yeni yapılan Gölyaka-Düzce yolu, daha doğru dürüst kullanılamadan heyelan sebebiyle servis dışı kalmış. Milletimizin paraları böyle çar çur ediliyor.


Düzce Ovası.


Minik bir diken sebebiyle ön lastiğim inmeye başlayınca müsait bir yerde onarım yapıyoruz.


Düzce yakınlarındaki bir camide leylek yuvası kurulmuş.


Yığılca yoluna sapmadan önce.


Yığılca yolunun başındaki düzlük.


Bu benzinlikte kısa bir mola verdik. Bu turdaki ilk benzinlik molamız.



Düzce' de kısa bir market molası dışında durmadık bile. Hasanlar Barajı' na doğru ilerliyoruz. Hasanlar Barajı' nın su tünellerinden birisi.


Bu baraj meğerki İstanbul için kullanılıyormuş. İstanbul büyümeye devam etsin diye su taşıyorlar.


İlerideki köprüden aşağı bakış.


Baraj gölüne sert bir rampayla çıkarken alev alev yanmaya başlıyorduk. İyiki rampa kısaydı. Baraj gölü doyumsuz İstanbul yüzünden çok boşalmış.





Bir yol yarması.


Suyunu kaybeden baraj gölü, çok ilginç manzaralara sebep olmuş.










Yığılca' ya yaklaşırken karnımızı doğadan doyuruyoruz.



Yığılca merkez.


Yığılca' da çay molası. Sinan, lastik havalarını yeniliyor. Halkın ilgisi büyük.


Çocuklar kent dışına kadar bize eşlik ediyorlar.


İlk bir kaç kilometre hafif çıkış.





Yolda çeşmeler de var.



Kısa çıkış döngüsünden sonra keskin bir iniş başladı. İniş başı.


Rakım 500 civarı.


Zemin çok bozuk olduğundan hız yapamadım. Zonguldak sınırına geldikten sonra taze stabilize başladı. Taze stabilize de çok daha yavaş gitmek gerek. Ülkemizin mıcırlı yollarına hastayım :(


Bu yolda yanlara yata yata gitmek varken, milim milim iniyorum.






Aç gibi görünen bu köpek, börek sevmiyor.




Alaplı yakınlarındaki Ahatlı rampası bizi duman ediyor. Hem dik, hemde hava sıcak.


Ahatlı rampası bitti. Sinan' ı bekliyorum.


Ahatlı' dan sonra biraz iniş çıkış oluyor. Son çıkışın tepesindeyim.



Alaplı' ya yaklaşırken meraklı bir sürücü, bizi tanımak istiyor.


Alaplı' ya nefis bir inişle girdik.


Floransa ve Pisa' yı hatırladım.



Alışveriş molasının ardından günü Alaplı çıkışında batırıyoruz.


Alaplı-Kdz. Ereğli yolu bal dök yala tadında. Gidonu düz tutmayı başarabilseydim seyir halinde gidona düzgünce bir şeyler yazabilirdim. O derece pürüzsüz.




Kdz. Ereğli göründü.



Yabancı bir karavancı, gün batımını izlemiş.



Yılların bir hayali daha gerçek oldu.


Kdz. Ereğli' yi pek beğendik.






2. gün bilgiler: 124.51 klm - 231.93 klm toplam.
                      16.5 km/h ortalama, 47.5 km/h maksimum hız.

---

3. gün: 2 Eylül 2011 Cuma.

Kdz. Ereğli merkezinde tarihi bir çınar ağacının koynunda nefis bir tulum uykusu çekiyoruz. Sivrisinek yok, sıcaklık mükemmel, çimenler rahat, rahatsız eden kimse yok.


Sabah, kapatılan demiryolunun kalıntılarını araştırmaya başlıyoruz. Kdz. Ereğli' nin tek sevmediğim özelliği demiryolu hatlarını neredeyse hiç bir iz bırakmamacasına yok etmiş olmaları. Tarihi buharlı lokomotiflerini bir günde kesmişler. 





Kdz. Ereğli limanı.









Alaplı yolu.



Alaplı molası.



Alaplı' da kahvaltı ederken bu nefis ekmek kadayıfından tadıyorum.


Alaplı' dan bir ayrıntı.


Yola tekrar çıktık.


Yol çalışması sahili katletmiş.



Hiç hesapta yokken 5 adet tünelden geçiyoruz. Tünelin birinde otobüsün biri çok yakından geçiyor. Onun dışında sorun yok.






Akçakoca' da şarj molası.




Bu caminin mimarisini çok sevdim.



Modifiyeli patpat.

Akçakoca sonrasındaki rampalar bizi mahfediyor.


Bu yokuşu indiğimiz gibi karşıdaki dik yokuşu tırmanacağız.





Şükür ki bolca çeşme var.


Bu fotoğraftan önce salak bir köpek beni kovalamaya çalıştı. Az kalsın araba altına girecekti.


Düzlükler yeniden başladı.

Melen Ağzı.





Bu karpuzcu bize karpuz ziyafeti çektiriyor. Çok lezzetli.


Avusturalyalı' ya bakın :)






Kabaklaşan Bıcır lastiği.




Karasu' da neredeyse hiç durmadık. Sadece kırmızı ışık yandığı için durduk.


Yenimahalle.


Sakarya Ağzı. Burada balık ekmek yemek istedim, ama çok pahalıydı.




Manavpınarı rampası bizi biraz zorluyor, ama kısa.


Fındıklar çatılarda da kurutuluyor.






Sonra tarla yollarına giriyoruz.







3. gün bilgiler: 118.79 klm - 350.72 klm toplam.
                      16.9 km/h ortalama, 45.2 km/h maksimum hız.

4. gün: 3 Eylül 2011 Cumartesi

Geceyi Akgöl yakınlarında geçirdik. Gün ağırırken çadırıma damlayan sular vardı. Yağmur sandığım için biraz çekindim. Fakat sonra sadece sis olduğunu fark edince rahatladım.


Uzakta Akgöl var.


Hava hafif sisli.



Tarla yollarına girip çıkıyoruz.





Sis damlacıkları sayesinde örümcek ağları muhteşem görünüyor.


Maşam kirlenmiş.


GPS güzergahımız bizim mısır tarlasından geçmemiz gerektiğini söylüyor. Mecburen giriyoruz.


Bu tarladan 30 kilo yüklü romörkle nasıl geçtim anlamadım. Her tarafımız dikenli tohumlarla doldu.


Bir kaç yüz metre boyunca mısırların arasında güç bela ilerledikten sonra tekrardan yolu buluyoruz.

                                          
Asfalta tekrar kavuştuk.


Acıelmalı Köyü molası.


Alandüzü Köyü' ndeki İzmit tabelası.


Beşevler' de köylülerin daveti üzerine kahveye giriyoruz. Birer çay içip ayrılıyoruz.




Köseköy-Yahyakaptan bisiklet yolu 1999 Ağustos ayına kadar demiryoluydu.


İstasyona vardık. Sinan, trenle İstanbul' a dönecek. O' nun trenini E 43019 çekti.


4. gün bilgiler: 78.71 klm - 429.43 klm toplam.
15.6 km/h ortalama, 52.9 km/h maksimum hız.


----------------------------------------------------- Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur. Aksi takdirde bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların izinsiz kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Öneri ve destekleriniz için baymineral@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.

2 yorum:

  1. nasıl zorlu bir yolculuk, bizler için izlemesi keyifli ama..

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten çok güzel gözüküyor abicim anlatım ve fotoğraf ise kusursuz.En yakın ve kısa zamanda birlikte bir tur için iç geçiriyorum. :)

    YanıtlaSil

Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.

Saygılarımla.