Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar
Çalca Köyü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çalca Köyü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Haziran 2010 Çarşamba

Köy Yollarından Kerpe - 26.06.2010

Haftasonu yaptığım yeni bir turla karşınızdayım.

Bu sene Kerpe' ye hiç gitmedim. Fakat gitmek istiyordum. Kerpe sezonumu da bisikletle açmak istiyordum tahmin edebileceğiniz üzere. Kandıra yolu bana çok sıradan gelmeye başladı. Bu yüzden farklı bir güzergah izlemeye karar verdim. Edge 205' ime güvenerek böyle bir rota çizdim. Köy yollarından dolana dolana gitmekti amacım. Zaman sorunum olmadığından 10 saatte bile gitsem benim için sıkıntı olmayacaktı. Normalde Kerpe' ye gitmek, İzmit-Kerpe ana yolundan gidince bisikletle 3-3.5 saat civarı sürdüğünü eklemem gerekir.

Hava parçalı bulutlu ve tatlı bir sıcaklığa sahip. İdeal tur havası. Performans yapma amacında değilim. Manzara seyrede seyrede gitme arzum var. Farklı bir güzergahı keşfetmek, 24 yıllık İzmitli olmama rağmen hiç görmediğim İzmit ve Kandıra köylerini görme şansı yakalamak istiyorum.

09.59' da yola çıkıyorum. Rota sitesinde çizdiğim karmaşık güzergahı, dünden Edge 205' ime yüklemiştim.

Fotoğraf fotoğraf anlatım yapayım.

İzmit Belediyesi tarafından sürdürülen çalışmalar, Sepetçi Göleti' ni katlediyor. Yapay bir göl olmasına rağmen kenarlarının deşilmesi, tabiatın hasara uğratılması hiç hoş bir şey değil.







Adını bilmediğim bir köyde asfalt yol son buluyor gibi görünüyor. Fakat GPS, yolun devam ettiğini söylüyor. Ekrandan yararlanarak evlerin arasından tepelere ilerleyen bir toprak yol fark ediyorum. Bu benim ilerleyeceğim yol. Sakinliği ile beni büyülüyor. Hava mükemmel.



68 metre rakıma çıkmışım.



Yokuş başlıyor.



Yukarıdaki fotoğrafı çekmek için durduğum sırada maşamın kilitleme şeysinin çatlamış olduğunu görüyorum. Herhangi bir yerde düşmesin diye onu oradan çıkarmak ve çantama koymak zorunda kalıyorum.



Yokuş çok zorlayıcı değil. Trafik olmadığı için harika. Harika bir manzara noktasına ulaşıyorum.









Gölet kıyısından gelen yol, beni soğuk asfalt bir yola çıkartıyor, fakat 30 metre kadar sonra kestirme bir yola giriyorum GPS verilerine göre. Sapakta bulunan bir çoban, yokuşu çıkamazsın filan dedi ama takmadım. Kestirme yoldaki eğim %21' e kadar ulaşıyor. Bugün en çok zorlandığım kısım burası oldu.

Çıktığım %21 eğimli kısma yukarıdan bakış.



Dik ve kestirme toprak yolda trafik beni bırakmıyor. Bir araba "dikkat et kornası" çalarak yanımdan geçiyor. Ula korna çalınca eline ne geçiyor? Zaten yavaş gidilmesi gereken bir yer.

Kestirme yol, yolumu 1 klm. kadar kısaltıyor. Sonra çıktığım yol.



Bir kaç yüz metre sonra başka bir kestirmeye giriyorum. Bu kestirme o kadar sert yokuşlu değil. Manzarası var. Kestirmenin sonundaki evlerin orada bazı köpekler beni izliyor. Bisikletçi görmeye alışkın olmadıklarından olsa gerek, melül melül bakıyorlar. Bende onlarla konuşmaya çalışarak olası sardırganlıklarını önlemeye çalışıyorum. Nitekim kıpırdamadan duruyorlar.

Yeni kestirmeden üç fotoğraf.







Böğürgen Köyü' ne yaklaşırken. Buradan itibaren bir süre iniş yapacağım. Köyü olası köpeklere karşı yavaş geçiyorum.



Böğürgen civarında bu manzara noktasında duruyorum. Sizlerle paylaşmak için fotoğraf çekiyorum.



Sepetçi Köyü' nden gelen temiz asfaltlı yol, kıvrıla kıvrıla iniyor.





Düzlüğe indikten sonra bir kaç kilometreliğine yokuşsuz bir güzergahta ilerliyorum. Bir köyün içinden geçiyorum. Bu sırada sokakta çocuklar oynuyor. Hayatlarında anlaşılan o ki kasklı bir bisikletçiyi ilk kez görüyorlar. Bu yüzden aralarındaki bayan çocuk "uzaydan mı geldi bu" diye arkadaşlarına soruyor.

Toprak ve taşlı yol yeniden başlıyor. Hemen her yolu asfalt kaplanmış Kocaeli' imde halen toprak yol kalmış olması beni mutlu ediyor.

Bir çeşmede duruyorum.



Az daha ileride bir tür erik ağacı ile karşılaşıyorum. Uzaktan çok güzel görünüyor meyveleri. Kızılcık ve kiraz arası bir görünümü var meyvelerinin. İlgimi çekiyor haliyle. Teyzeciğimi arayıp bilgi alıyorum ve belgelemek için bir kaç fotoğrafını çekiyor ve meyve örnekleri alıyorum.







Toprak yol tekrar asfalta kavuşuyor ve 44 km/h ye varan hızlarla indiğim kısa sayılacak bir iniş başlıyor. Sonra yokuşlara kaldığım yerden devam ediyorum :)

Nasuhlar sapağı. Ben sağdan devam ediyorum.



Geride bıraktığım yokuş.



Nasuhlar sapağında rakım 267 mt.



Sapaktan sonra tekrar iniş başlıyor. Sonrasında yine çıkış başlıyor. Çıkıştaki manzara Karadeniz yaylalarını andırıyor. Trafik yok sayılır. Sadece kuş, böcek ve rüzgâr sesleri. Yokuş tırmanmak hiç bu kadar zevkli olmamamıştı desem yalan olmaz.



Her çıkışın bir inişi vardır. Tekrardan inişe girdim. İniş sırasında adını bilmediğim bir köyden geçiyordum yavaşça. Köylüler bana iyi yolculuklar dilediler sağ olsunlar. İleride köpekler bana havlamayı denedi ama bulaşamadılar. Sakin sakin inmeme rağmen tavuğun biri benden korktu ve gıdaklayarak bir kaç metre yükseğe havalandı. Çok komikti.

Bir süre daha sürecek bir düzlüğe geldim. Çalca Köyü geçişi.



Ağva yoluna bağlanmadan hemen önce bir köprüden geçiyorum. Harika bir manzara.





Ağva yoluna bağlanıyorum. Akçaova' ya iki kilometre kaldı.



Bir çay bahçesinde iki çay içiyorum ve yanımda geitrdiğim kuruyemişleri yiyorum. Suluklarımı da dolduruyorum.



Akçaova rakımı yaklaşık 103 metre imiş.



Akçaova' dan sonra çaprazlamasına Kerpe' ye geçmek için başka bir köy yoluna giriyorum. Bu köy yolu berbat. Üzerime gelen kara bir bulut var. Bulutun yolu üzerinden çekilmeye çalışıyorum. Durmaya niyetim yok. Hem ıslanmak, hemde çarpılmak istemiyorum. Fakat yol çok dik yokuşlu olmamasına rağmen aşırı taşlı. Yağmur ve yıldırım riskinden kaçmak için 3. aynakol dişlisinde 25 ortalamayla gitmeye kalkışınca geçen yazki Türkiye turumda Altınoluk-Akçay arasında isyan bayrağını çeken sağ dizim nüksetme sinyalleri veriyor ve yavaşlıyorum. Yaklaşık 1 ay sonra çıkacağım uzun soluklu bir turun olduğunu hatırlıyorum ve o turu bacaklarım sağlam olmazsa yapma şansım yok. Yavaşlıyorum ve daha düşük viteslerde pedallamaya devam ediyorum. Bu sayede dizimden bir daha ses çıkmıyor çok şükür. Neticede bir kaç damla yağmur haricinde ıslanmıyorum.

Görünen cami sanırım Beylerbeyi Köyü camisi.



Aralarında Bollu' nunda olduğu bir kaç köyden transit geçiyorum. Bollu çıkışında yol ikiye ayrılıyor. Bir taraf asfalt, diğer taraf toprak. Edge 205 toprak yola sapmamı söylüyor. Bugünün yıldızı toprak yollar. :)

Sapakta gideceğim yolun görünümü.



Sapaktan yaklaşık 1.5 kilometre sonra bu kahredici manzara karşıma çıkıyor. İstanbul' a su götürmek için döşenen Melen Çayı boru hattı. Doğanın katledilmesinin bir görüntüsü. Yazıklar olsun. Doğanın ortasına sokulan bir hançer. Bu manzarayı görünce içim yanıyor.











Bu olumsuz manzara beni gerçekten çok üzüyor :(



Bağırganlı yoluna çıkmadan önce karnını doyuran bir şeker ilgimi çekiyor.



Seyrek-Sarısu yolundayım. Harika bir güzergah daha. Arada bir arabalar geçiyor ama olsun.









Sarısu' ya 53 km/h' ye varan hızla indikten sonra transit geçip Kerpe yoluna giriyorum.

Sarısu Deresi tüm güzelliğini sergiliyor.





Scotty' den hatıra fotoğrafı.



Sarısu-Kerpe yolunda ıhlamurlar açmış. Yol boyunca ıhlamur kokusuna doydum. İnsanlar arabalarıyla gelip ıhlamur topluyor ve bana şaşkın şaşkın bakıyorlar.

Kerpe' ye 6 saat 19 dakikada giriş yaptım.

27 Haziran 2010 Pazar sabahı Kerpe.



Günün gecesinde ayın görünümü.



28 Haziran 2010 Pazartesi sabahı 6.26' da yola çıkıp anayoldan geri dönüşü yapıyorum. Köpeklerin hepsi sakin. 3. aynakola attığım zamanlarda dizlerimin gerçekten zorlandığını anlıyorum. Çok hızlı sürüşler haricinde 3. aynakol dişlisinde sürmemek gerekiyor.

Kerpe-İzmit anayolunu kullanarak 3 saat 18 dakikada eve giriyorum. GPS verilerine göre 08:48' de N40 52 57.2 E30 03 31.5 koordinatında, yani geçen yaz başında kaza yaptığım Çubuklu yaklaşma inişinde 51 metre boyunca 61 km/h yaparak son zamanlarımın en yüksek hızını yapıyorum.

Güzel bir aktivite dizisi oldu. İki haftaya kadar bilgi vereceğim 2010 yılı yaz turum öncesindeki son uzun günübirlik tur oldu. Artık dinleneceğim. Arada bir eski turlarımı paylaşabilirim. Lütfen beni takip edin.

Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın.

-----------------------------------------------------
Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur.Öneri ve destekleriniz için baymineral@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.
Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.

Saygılarımla.