Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar

9 Eylül 2009 Çarşamba

Umuttepe - 09.09.2009

Feyman dün, bugün için Umuttepe' ye tur yapalım dedi. Bugün öğlen beni aradı. Öğleden sonra buluştuk. Benim ikinci bisikletimi aldı. Sonra Yenidoğan üzerinden çıkışa başladık.

Aslında çok klasik bir Umuttepe turu olacaktı. Dönüş hemen her zamanki gibi Çınarlıdere parkurundan gerçekleşecekti ama tabiat anamız bize süprizler hazırlıyordu.

Yağmur bugünlerde özellikle Marmara' nın batısında etkili oluyor ve sellere sebebiyet veriyordu ama yağmur bulutları İzmit' e uğramamak için büyük çaba sarf ediyordu. Turdan önce http://www.dmi.gov.tr/sondurum/radar.aspx adresindeki meteoroloji radarından bulut durumuna baktığımda turu engelleyecek kadar yağmurluk bulut görünmüyordu. Gönlüm o kadar rahattı ki yağmurluğumu bile almayı unutmuşum.

Neyse.. Fotoğraflara 08.09.2009 akşamı yakaladığım dostlarımla başlamak istiyorum.





Feyman, yazın başlarında geçirdiği ciddi bisiklet kazasından sonra bisiklete pek binemedi. Bayağı bir özlemiş bisikleti. Rampayı büyük bir şevkle tırmanıyor.



Yoldan bir manzara.



Umuttepe yolu bölünmüş yol haline getiriliyor. Keskin virajlar daha yumuşak olacak ve yol bir miktar kısalacak.



Ben ve Feyman.



Umuttepe kampüsüne 49 dk. da çıktık. Feyman' ın okulda derslerle ilgili bir işi vardı. Feyman işlerini hallederken canım sıkıldı ve kendi danışman eğitmenimi arayayım dedim. Eğitmenimle keyfimi kaçıran bir telefon konuşması yaptım. Almam gereken seçmeli derslerimin başka derslerle çakışması yüzünden okulum uzayacakmış :S Hayat bu. Ama moralimi bozmadım. Her işte bir hayır vardır.

Kampüsten kent ormanına geçtik. Orada biraz orman kokusu soluyup Çınarlıdere parkuruna hareketlendik. Gökgürültüleri duyuluyordu dakikalardır. Çınarlıdere parkuruna doğru gitmek için hareketlenmeye başladıktan çok kısa süre sonra ormandan bir uğultu yükseldi. Sağanak geliyordu :) Yağmurdan kaçıp, geldiğimiz yoldan inmeye çalıştık ama kampüsten de üstümüze yağmur geliyordu. Bizde kent ormandaki tanıtım bürosuna sığındık.

Yağış, ilk başta mevzi sağanak şeklinde görünüyordu. Fotoğrafa bakarsanız, fotoğrafın ilerisindeki yol sırılsıklam, olduğum yer ise kupkuru.



Tanıtım bürosuna sığındıktan sonra sağanak, şiddetini arttırdı ve dışarı çıkmamıza tamamen engel oldu. Ormandan sel benzeri sular akmaya başladı.

İşte yağmurun kuvvetli hali ve ormanın yağmurlu güzelliği.



Bisikletler ilk başta dışarıda yıkanıyordu. Bu fotoğrafı çektiğim sırada yağmura 0.5 cm çapındaki dolularda katılınca Scotty' yi uzanıp içeriye çektim.



Yıldırımlar göğü yararcasına ortalıkta gürültü koparıyordu. 100-200 metre yakınımıza kadar yıldırımlar düşüyordu. Yağmur tek olsa bisiklet sürerdim de, yıldırımlar yağmura eşlik edince bu havada bisiklet sürmek beni yemedi. Arabada olsam, arabalar Faraday kafesi görevi üstlendiğinden, arabanın üstüne yıldırım düşse içeridekilere hiç bir şey olmaz ve araba üzerinde yıldırım düşse bile genelde yola hiç bir şey olmamış gibi devam eder. Fakat bisiklette o şans yok. Bisiklet üstünde etten bir paratoner halinde gitmek pek güvenli değil. Bir kenarda yağışın sona ermesini beklemekten başka bir çare yok.

Beklerken damlaları görüntülüyorum.



Yaklaşık yarım saatlik beklemenin ardından dayanamayıp Cengiz Topel Meteoroloji Bölge İstasyonu' unu arayarak yağışın kısa süre sonra kesileceği bilgisini alıyorum.

Fotoğraf makinemi, çantasıyla ve diğer değerli eşyalarımla birlikte torbaya geçirip ıslanmaya karşı korumaya alıyorum. Yağmur azalmaya başlayınca yola çıkıyoruz. Geldiğimiz yoldan ineceğiz. Kent orman çıkışında büyük ve derin bir akarsu meydana gelmiş. Derinliği 1-1.5 karış civarı. Kampüsün ana kapısından geçtikten sonra kilometre saatimin durduğunu görüyorum. Islanan rotorlar yüzünden güçlükle duruyorum. Bu esnada rotorlar gözle görünecek kadar buhar tütüyor. O kadar ilginç görünüyordu ki anlatamam. Scotty'nin buharlı bisiklet haline gelmesini de gördüm ya, ne diyeceğimi bilemiyorum :D

Kilometre saatimin mıknatıslarını kontrol ediyorum ama bir şey yok. Başıma yıldırım düşmesin diye boşverip yola devam ediyorum. Yokuşta hızlıydım ama kendimi çok hızlı hissetmedim. Feyman' ı beklemek için yavaşladığım bir anda kilometre saatimin çalışıyor olduğunu gördüm. 53 km/h gösteriyordu. En yüksek hıza baktım 64.8 km/h yapmışım. Şaşırdım. Son aylarda yaptığım en yüksek hız. Bu hız esnasında yağmur çok şiddetli olmasada devam ediyordu. Damlalar gözlüğüme sinek gibi yapışıyordu. Can yaktıklarını söylemem yanlış olmaz. Feyman gözlük takmadığından O daha büyük sıkıntı yaşamış. Gözlerini zor açtığından söz ediyor.

Yolun düz iniş kısımlarında pedal çevirdiğimden beden sıcaklığım yükselmişti. Sonrasına yolun virajlı iniş kısımları başlayınca pedal çevirmek mantıksız hale geldi. Tek tişörtle yola çıkmıştım. Üzerimdeki tişört, diğer bütün elbiselerimle birlikte suyu çekti. Virajlı iniş kısmında pedal çevirmediğimden öyle bir üşüme titremesi moduna girdimki gidon hakimiyetini güçlükle sağladım. Aynı şey Feyman için de geçerliymiş.

Salimen İzmit' e vardık.

Feyman.



Ben.

Fotoğraf: Feyman Tekin.



Sevgiler.

-------------------------------------------------------------------------------------
Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur.

1 yorum:

Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.

Saygılarımla.