Kerpe' de bir kaç hafta kaldıktan sonra İzmit' e dönmem gerekiyor. Dönüşüm tabiki bisikletle olacak. Eşyalarımı toparladım ve babamın arabayla İzmit' e ertesi gün getirmesi için salona yığdım.
Bu tur bir nevi kahraman Şehitlerimiz için olacaktı. 30 Ağustos Zafer Bayramı anısına pedal çevirmek bana mutluluk verecekti.06.45 gibi yola çıktım. Hava serin ve ortam sakin.
Kerpe-Kandıra-İzmit karayolu çok bildik olduğundan sıkıcı olmaya başladı benim için. Bu yüzden Bisikletle Dört Deniz Turumda kullandığım, Kerpe-Kurtyeri-Kaynarca-Adapazarı yolu üzerinden İzmit' e ulaşmaya karar verdim.
Sabahın ilk ışıklarında Kerpe-Kumcağız yolu.
Kerpe' den 7.5 klm. sonra Kaynarca-Adapazarı sapağına sapıyorum. Yokuş başlıyor. Yokuşla beraber sol dizim ağrımaya başlıyor. Sele boyunu 3 mm. kadar yükseltmemle diz ağrım azalıyor. Kerpe-Kaynarca arası 13 klm. kadar. Yolda bir traktörle biraz kapıştım. Traktörü 2-1 yendim. Kaynarca' ya 51.7 km/h ye varan hızla indim. Günün en yüksek hızı.
Kaynarca' dan transit geçtim. Sonra yeni yapılan bölünmüş yolun monotonizitesi ortaya çıktı. Kaymak ve geniş asfalt. Yolun Oflak Dağı geçişi henüz tamamlanmadığından ulaşım eski yoldan sağlanıyor. Müezzinler Köyü' nde bir kaç klm. sürecek çıkış başlıyor. Çok dik ve uzun değil. Yol sakin. Hava kapalı burada. Bulut seviyesine çıktım. Hafif bir sis var. Bir kaç kilometre boyunca orman içerisinden gidiyorum. Sanki Batı Karadeniz ormanlarındayım. Sakin dağ yolunu, bisikletle bulutlar içerisinde aşmak nefis bir zevk veriyor.
Oflak Dağı çıkışında.
Her çıkışın birde inişi vardır. Bir köyün içerisinden güvenli hızlarla virajlı yolda mükemmele yakın bir sürüş keyfiyle iniyorum. Virajlarda hafifçe yatmak harika duygular uyandırıyor. Köyün sonlarında, Bisikletle Dört Deniz turumda uğradığım benzincide zorunlu ihtiyaç molası. Boşaltımı yapıp, çikolata yiyorum. Hafiflemenin ardından yola devam.
Sırt çantamda laptopum ve yedek elbiselerimin ağırlığı var. Sırtıma büyük bir ağırlık bindi. Sırtımda laptop varken hiç bu kadar uzun bir yola kalkışmamıştım. Bu da bir tecrübe oluyor bana.
İnişte bölünmüş yol çalışmaları nedeniyle yola gevşek malzeme saçılmış. Riske girmemek için inişin geri kalan kısmında daha yavaş gidiyorum. Sonrasında sıkıcı ve düz yol başlıyor. Adapazarı merkezine kadar yol çok zevksiz. Trafik yok denecek kadar az. Yol çok geniş ve kaymak gibi asfalt. Çok keskin olmayan virajlar var.
Adapazarı' na 2 saat 35 dk. da giriyorum. Mesafe 56 klm.
Adapazarı merkezinde Zafer Bayramı kutlamaları var. Gururlanarak geçiyorum.
Adapazarı' nda oyalanmadan Arifiye' ye doğru yola devam. D-100 karayoluna kavuştuğum kavşakta sulama çalışması vardı. Bu da minik bir sel oluşturmuş. Akan suya hızla dalarak sabah duşumu alıyorum.
Arifiye-Adapazarı demiryolunun üstünden geçen köprüde zorunlu yemek molası. Kalan çikolataların bir kısmını daha hallediyorum.
Köprüden Adapazarı yönüne doğru demiryolunun görünümü.
D-100 karayolunu bir kaç kilometrelik kısa ziyaretimin ardından Arifiye' ye doğru dönüyorum. Sıkıcı düzlükteki yolun ardından Arifiye merkezi pas geçerek Sapanca yoluna bağlanıyorum.
Arifiye sahasında bekleyen yeni elektrikli banliyö dizilerinden biri.
Arifiye' den iki kilometre kadar sonra anayoldan ayrılıp, sahilden Sapanca' ya ulaşan, arabaların girmesinin yasak olduğu koruma alanı yoluna giriyorum. Bu yol demiryoluna paralel olduğundan benim gibi demiryolu delilerine hitap ediyor :) Yolun asfalt olmayışı ayrı bir güzellik.
Sapanca' ya yaklaşırken.
Sapanca İstasyonu.
Sapanca merkezine hiç girmeden demiryolu paralel yoldan devam ediyorum. Bu yol beni Kurtköy' e kadar götürecek.
Eskişehir' den Haydarpaşa' ya giden Eskişehir Ekspresi' nin saati yaklaşıyor. Sapanca' ya 2-3 klm. kadar uzaktaki demiryolu köprüsüne ulaşıp, treni fotoğraflama niyetindeyim. Köprüye trenden önce yetişiyorum. Tren bir kaç dakika sonra uzaktan görünüyor. Tren oldukça hızlı. Projektörlerini uzaktan görmemle köprüye gelmesi bir oluyor. Güvenli bir mesafeden fotoğrafını çekip, köprünün altından geçerek güvenli bir noktaya sığınıyorum. Sonradan öğrendiğime göre trenin hızı 120 km/h imiş. Bu paragrafı okuyan annem merak etmesin. Güvenli bir noktada idim. Hayati risk oluşturabilecek bir durum söz konusu değildi.
Bölgede yakın zamanda balast eleme çalışması yapılmış olduğundan E43043 dostum bayağı toz kaldırıyor.
Sapanca-Kırkpınar demiryoluna paralel yolu. Toz içerisinde. Şiddetli rüzgârlar raylara ağaçları devirmesin diye demiryolunun yanındaki ağaçların çoğu temizlenmiş.
Trenin geçişi beni diriltiyor. Bir kaç haftadır trenlerle yakın temas yaşamamıştım. :) Başka bir tren geçişi yaşamadan 4 klm kadar sonra İzmit yoluna çıkıyorum.
Ağır çantamın verdiği etkileri hafifletmek için Yanıkköy' de kısa bir mola veriyorum. Normalde gürül gürül akan Yanıkdere' nin tamamen kurumuş olması beni şoke ediyor. Maşukiye' de Balaban yoluna giriyorum. Derbent' te izotonik içecek alıp oracıkta tüketiyorum. Bakkaldaki genç arkadaşımızın bana oturmam için tabure vermesi çok hoş oluyor. Sonra kısa molalarla Rahmiye' ye varıyorum. Suadiye' ye kadar hafif çıkışlar var. Yol olabildiğince tenha. Belediye bu yolları yeni asfaltlamıştı ama ağır taşıt trafiği ve konulan kasisler asfaltı bazı yerlerde bozmuş. Yol süprizlerle dolu bir hale gelmiş.
Rahmiye çıkışındaki düz inişte önümde zig zaglar çizerek giden bir bisikletli çocuk gördüm. Çocuğun dikkatsiz olduğunu fark edince iki defa "DİKKKATTT!!!" diye bağırdım. Çocuk bana baktı ama tınlamadı. Aynı hareketleri sürdürmeye devam etti. Yaklaşınca bir daha bağırdım. Sağa doğru kendini çekti. Zaten hızlı (40 km/h ile) gidiyorum, başıma iş almayım.
Sonra Köseköy' den demiryoluna paralel yola çıktım. İleride lastiği patlayan bisikletli bir abimizin hatrını sordum. Kısa bir sohbetin ardından yola devam ettim. 33 binlik lokomotiflerden biri Arifiye' ye doğru büyük hamuleli bir yük treni götürüyordu. İzlemek zevkli oldu. Sonra önce gara, sonra evime vardım.
Toplam mesafe 114.01 klm.
05 saat,03 dakika,50 saniyelik seyir süresi. Toplam süre 6 buçuk saat.
22.5 km/h ortalama hız.
51.7 km/h maksimum.
Bu turumu Aziz Şehitlerimize, Gazilerimize ve bu vatan uğruna savaşan, savaşmakta olan kahramanlarımız olan askerlerimize ithaf ediyorum.
Sevgiler.
-
Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur.
Beni imrenerek sessizce izlemek yerine harekete geçin. Bu dünyaya sadece okumak ve çalışmak ve evde oturmak için gelmedik. Sizin benden ne eksiğiniz var? Yola çıkın. Keşfedecek koskoca bir dünya var. E-posta adresim: baymineral@gmail.com
Sayfalar
Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.
Saygılarımla.
Saygılarımla.
Selamlar Berk,
YanıtlaSilİzmit'e hoşgeldin...
Yolun açık olsun...
Hoş bulduk kaptanım ;)
YanıtlaSil