Uzun zamandır İznik' e gitmeyi istiyordum. Küçüklüğümde dedemlerle bir kez gittiğimi hayal meyal hatırlıyorum ama daha diri bir gözle görmek istiyordum. İstediğim, sevgili arkadaşım Feyman sayesinde gerçek olacaktı.
23 Ağustos 2008 Cumartesi günü Feymanla bizim evde buluşup 18.44' de yola çıktık. Çarşıda karnımızı doyurup, son hazırlıkları yaptıktan sonra Karamürsel' e geçtik. Hava Değirmendere' de tamamen kararmıştı. Karamürsel' den İznik yoluna sapıp, zifiri karanlıkta yaklaşık 400 metre rakıma kadar tırmandık. Rampanın inişinde bulunan bir köyde gıda takviyesi yapıp devam ettik. Yol daha sonraları kayda değer diklikte bir çıkışa sahip olmayan tatlı bir yol haline geliyor. Zifiri karanlıkta farlarımızın aydınlattığı virajlı yollarda süzülmenin keyfini yaşadık. İçlerinden geçtiğimiz köylerin gençleri bize tuhaf tuhaf baktı. Köyün birinde o gençler sayesinde yolun ortasında uyuyan bir köpeğin üstünden geçmekten son anda kurtulduk.
Zifiri karanlıkta 380 metre civarı rakımlı Dumanlı Dağı’ndan İznik Gölü kenarındaki Boyalıca kasabasına inmek çok büyük bir keyifti. 59.7 km/h ye ulaşan hızlarla yıldızların altında, tatlı serinlikte, gecenin bir buçuğunda süzülmek harika oldu.
Çadırı Boyalıca’da atacaktık ama şans eseri karşılaştığımız ve gece meleği olarak tanımladığım biri, köyün gençlerinin rahatsız edeceğini söyleyerek bir kaç kilometre ileride göl kenarında bir sahayı tarif etti. Boyalıca’ dan ayrıldıktan bir süre sonra sözünü ettiği yere vardık ve göle 20 metre uzakta zeytin ve elma ağaçları altına saat 02.00 gibi çadırlarımızı kurduk. Kamp kurduğumuz yerde balık tutan abilerimiz vardı. Aynalı sazan tutuyorlarmış.
Kamp yerimizde sinekler rahatsız etti ama olacak o kadar. 08.00 gibi uyandık. Feyman uyandıktan sonra göle girip bir süre yüzdü. Çadırımın yanıbaşındaki elmalarla kahvaltı yapıp 10.03 gibi çıktık. Kamp yerimiz İzmit’ ten 80 km uzaklıkta idi.
Yola çıktıktan kısa süre sonra İznik’ e vardık. Yol kayda değer çıkışı olmayan, hafif virajlı ve meyve bahçeleriyle sarmalanmış harika bir güzergaha sahipti. Yolun fazlaca geniş olması bana pek hoş gelmedi :) İznik’ te sahilde çay içip fotoğraf çekildik. Anneme ve ablama ufak birer çini aldıktan sonra zaman kaybetmeden yola devam ettik.
İznik’ ten 10 km. kadar sonra uğradığımız bir meyve satıcısından taze nektarinlerden yedim ve taze bir ayçiçeği aldım. Satıcı kardeşimiz 1 saat kadar önce üç tekerlekli bir bisikletçinin geçtiğini söyledi. Ben çok olmasada bisikletçiyi yakalama umudu taşıyordum. Nitekim kendisiyle 15-20 km. sonra Mekece yakınlarındaki dağın tepesinde karşılaştık. İznik-Mekece yolu hafif çıkışlarla 90 metre rakımlı İznik’ ten sonra yaklaşık 400 metre rakıma tırmanıyor ve dik ve virajlı bir dağ yoluyla bir kaç kilometre sonra Mekece kasabasına iniyor. Bu dik rampayı inmeden evvel manzaranın önünde fotoğraf çekildik. Oradan ayrılıyorduk ki yolun sağ tarafından “şiişştt” sesi işittim ve meyveci kardeşimizin bahsettiği kişiyi gördüm. Feyman’ ı hemen çağırıp orada sohbet ettik. Adını hatırlayamadığım, elektrik mühendisi Fransız bir abimiz tek başına Şam’a gidiyordu. 56 yaşında. Yola İstanbul’ dan mı, Fransa’ dan mı başlamış anlayamadık. Ülkemizi sordu (beni yurt içi ve dışında Türk yada yabancı olsun kimse Türk sanmamıştır zaten), Türk olduğumuzu, İzmit’ ten geldiğimizi söyleyince yolda gördüğü tek Türk turcular olduğundan söz etti. Bir süre sohbet edip, fotoğraf çekildikten sonra ayrılmak zorunda kaldık.
Mekece’ ye 66.5 km/h’ ye ulaşan hızlarla indikten sonra trafik ve sıcağın etkisi yoğunlaştı ve daha yavaş ve fazla molalı gitmemize sebep oldu. Yol çok tatlı iniş ve çıkışlarla sürüyorken Pamukova civarlarında, yolun demiryoluna paralel gittiği bir yerde geçen bir tren, yakında hemzemin geçit olmamasına rağmen korna çaldı. Sanıyorum ki, beni tanıyan yada bisiklet sever bir makinist selam vermişti. Bir süre sonra arkamdan zil sesi duydum ve Fransız abimizin bize yetiştiğini gördüm. Çok harika oldu. Bir süre beraber sürecektik. Yolda Fransız abimizle kısa bir mola verdikten sonra üçümüz birlikte Pamukova’ dan yaklaşık 15 km. uzaklıktaki Ali Fuat Paşa kasabasına kadar pedal çevirdik. Sıcağın asfaltı erittiği bir kesimde zor anlar yaşadık. Ali Fuat Paşa kasabasına vardıktan sonra istasyonunda mola verdik.
Ali Fuat Paşa' da yaşayan bir tanıdığımın girişimleri neticesinde Fransız abimiz için demiryolcuların kaldığı yatakhaneyi ayarladık. Demiryolcu abilerimiz Fransız abimiz için misafirperverliklerini esirgemediler ve rahatı için ellerinden geleni yapacaklarını gösterdiler. Neticede o gece Fransız abimiz çadır kurmak yerine rahat bir ranzada kalacaktı.
Ali Fuat Paşa’ da fazla kalmadan vedalaşıp ayrılmak zorunda kaldık. Fransız abimiz Geyve-Mudurnu yolundan Ankara, Kapadokya, Gazi Antep yönüne doğru gidiyor.
Ali Fuat Paşa kasabasından sonra dik inişler vardı ama Geyve Boğazı’ nda karşıdan esen rüzgâr nedeniyle inişte bile pedal çevirmek zorunda kaldık. Aksi takdirde yavaşlıyorduk.
Yolda uzun bir mola vermedik. Neticede Feyman arkadaşım çok yoruldu ve İzmit’ e dayanamayacağını belirtti. Ali Fuat Paşa’ ya 8 km. uzaktaki Doğançay’ a 1 km. kadar kala ayrılmak zorunda kaldık. Feyman, Adapazarı’ na minibüsle, oradan trenle İzmit’e gidecekti. Bana ise yanlız ve sıkıcı bir yol başladı. 19.44’ de ayrıldık. Yolu Doğançay’ dan sonra çok iyi bildiğimden dolayı sıkıcılık kat sayısı fazla oldu. Tek başıma olmanın avantajıyla basa basa gittim. Arifiye’ ye kestirme bir yoldan vardıktan sonra hava tamamen karardı. Sapanca bölgesinde geçtiğimiz haftalarda yaşadığımız tehlikeler yüzünden Sakarya il sınırından bir an önce çıkmak için elimden geleni yaptım. Sapanca geçişindeki bir benzincide durup zorunlu gıda takviyesi yaptım ve ağır kamp yüküme rağmen yüksek bir hız ortalamasıyla Maşukiye' yi geçtim.
Maşukiye çıkışında, Acısu yakınlarındaki bir benzinciye vardım. Küçük şişe bir sporcu içeceğini bir dikişte içip, bir kaç dakika market görevlisiyle sohbet ettikten sonra aynı tempoda devam ettim. Normalde Sapanca’ ya gidip gelirken Derbent-Yuvacık arasındaki ara yolu kullanırım ama eve gecikmemek için trafiği ve karanlığın tehlikelerini göze alarak anayolu tercih ettim. Cengiz Topel askeri merkezinin önündeki rampaları oldukça hızlı çıkıp D-100 karayoluna ulaştım. Köseköy’ ü geçtikten sonra Sabancı fabrikaları yakınlarında eve çabuk ulaşmak için Ankara plakalı bir tırın arkasına girdim. Tır yavaştı. En fazla 52.7 km/ h yapabildim. Adliye sarayı önünde trafik tıkanınca tırdan ayrılıp arkasında olduğumu bilmeyen şöförüne iyi akşamlar diledim. Akşamın bir saatinde kendisine bisikletli birinin iyi akşamlar dilemesi amcamızı biraz şaşırttı. Bir kaç yüz metre sonra trafik birden akıcı hale gelince kendimi sağdan ve soldan gelen araçların arasında buluverdim. Yanda bulunan bir otobüs durağı nedeniyle kısa süreliğine orta şeridi işgal edip daha fazla tehlike yaşamamak için şehre girdim.
Evin bodrumuna vardığımda saat 22.22, eve çıktığımda ise 22.40 idi. Sapanca-İzmit arası 1 saat sürdü ve Sapanca-İzmit zaman rekorumu kırdım. İzmit-Sapanca midibüslerinin gittiği yaklaşık sürede yani. 61 km. olan Doğançay-İzmit yolunu da 2 saat 20 dk. kadar sürede almam da iyi bir netice oldu.
Toplam mesafe 218 km.
1.5 gün içinde Marmara bölgesinin iki büyük gölünü, dört kentini görmüş olmak, ilk kez yabancı bir bisikletçiyle karşılaşmış ve ona yardım etmiş olmak, ilk gerçek kamplı uzun yol denememi yapmış olmak harika oldu. Tam anlamıyla mükemmel bir tur oldu. Çok şükür lastik bile patlamadı.
Şimdi geçelim fotoğraflara..
Scotty, apartmanın bodrumunda tura hazır.
Günbatımında, İzmit sahilinde Feyman' ın silüeti.
Değirmendere molası.
Bu fotoğrafın çekildiği dakikalarda ailemle telefonda diploması yaparak, turun devamlılığını sağlamaya çalışıyordum. Hala sıkıntı yaratıyorlar kamplı turlara giderken. Anne, baba yüreği işte.. Kendimi yerlerine koyarak onları anlamaya çalışıyorum, fakat uzun yol bisiklet sporu yapmaktan hoşlanıyorum, elimde değil. Yolda karşılaştığım tehlikelerin çok daha fazlası şehir içlerinde var.
Değirmendere' den çıktıktan sonra yol çalışması nedeniyle karanlık ve trafiği yoğun yolda tek şeritten ilerledik. Biraz ürkütücüydü. Herkese tavsiye etmem.
Ulaşlı molası.
Karamürsel' in tepelerinden.
Yalakdere sonrasında bir çeşme başı. Feyman orada kalmayı istedi ama ertesi günkü yol çok uzayacağından izin vermedim. Yinede gözlerini dinlendirmek için bir kaç dakikalığına çeşmenin üstüne yatarak yıldızlardan ve gecenin sessizliğinden enerji aldı.
Bursa İl Sınırı' na gece giriş. Bisikletle Bursa sınırlarına ilk kez girdim. O da gecenin 1 inde oldu. :)))
Boyalıca Köyü' nde yol ayrımında.
Kamp alanımızdan görüntüler.
Kamp alanımızın sahilinde Feyman sabah duşu niyetine göle girmeden edemiyor. İznik Gölü canavarı modunda kendisi :)
Kamp alanımızın sahili.
Boyalıca-İznik yolu geniş ve düz bir zeminde boylu boyunca uzanıyor önümüzde.
Bir tane özportre.
İznik merkezindeki bir sur kalıntısı ilgimizi çekiyor. Şehrin tarihi bir yer olduğu çok belli oluyor. Karşınıza tarihi eserler sık sık çıkabiliyor. İznik' i modern ve antik kentleşmenin bir ara olması bakımından Roma' ya benzettim.
Aileme tur bilgisi verme zamanı. Annemi sakinleştirmek için az dil dökmedim.
İznik sahilinde dinlenme. Feyman, yediği tostun ağırlığı altında ilk 10 kilometre boyunca su kaynatacaktı. Feyman su kaynatınca banada aşırı yavaşlıktan sıkıntı basıyordu :)
İznik' te başka bir tarihi mekan.
İznik' in yaklaşık 10 km. kadar dışındaki bir meyvecide mola. Taze meyvelerden yemek bize yoğun sıcak altında iyi geliyor. Bende taze bir ayçiçeğine midemin gönlümü kaptırıp evlat ediniyorum :) Yolda bana sürekli olarak enerji takviyesi yapacaktı :)
Feyman' dan sert bakışlar. Yedikleri Feyman' ı agresif mi yaptı ne.. :) Yoo aslında çok sakin biridir. Yediği şeftaliyi bana kaptırmamak için sert bakışlar atıyor olabilir :))
Scotty, yeni yolcusuyla.. Ayçiçeğimiz, verdiği enerji partiküllerinin yanısıra, yolculuk bitimine kadar ekstra reflektörüm olma görevini üstlendi. :)
Feyman ve meyveci tezgahı.
Bilecik iline kısa bir süreliğine giriş yaptık. Bilecik iliyle olan beraberliğimiz Mekece çıkışına kadar sürecekti. 10-15 km.liğine :)
Bilecik İl Sınırı' nda Ben ve Feyman' dan değişik pozlar.
Mekece' ye inmeden önce manzaranın tadını çıkarmak istiyoruz ama üzerimizde sürekli bir cızırdama var. Dolayısıyla o noktada kalmak istemiyorum. Ben elimi başımın üstüne bile uzatmaya korkarken, Feyman sürekli artistik pozlar veriyordu. Daha güvenli bir yerde fotoğrafını yaparım diye Feyman' ı zorlukla ikna ediyorum :)
Tam oradan ayrılmışken bir kaç metre sonra Fransız dostumuz beni fark edip yanına çağırıyor. Harekete geçmiş olan Feyman' ı zor durduruyorum :)
Yol bilgisi paylaşımı yapıyoruz. Dostumuz, gün içinde bitireceğimiz mesafeyi görünce çok şaşırıyor. Kendisi için günde 150 km. yapmak zor galiba. Neticede taahhüt ettiğim mesafeyi günün akşamında bitirmiş olacaktım.
Feyman' ın sohbeti devam ediyor. İngilizcem iyi olmadığından, fotoğraflama görevini yerine getirmeyi tercih ediyorum.
Paslaşmalar.
Fotoğraflaşma. :)
Ali Fuat Paşa İstasyonu molası.
Toplu fotoğrafımızı almak için tripot ve makine kuruluyor.
Ali Fuat Paşa' dan sonra havanın kararması ve Doğançay girişinde aşırı yorulan Feyman ile ayrılmamız ve bildik yollara girmem neticesinde yol daha sıkıcı ve monoton ama daha hızlı hale geliyor.
Eve varış fotoğrafım. Kendi gücümle İzmit' ten İznik' e gidip, Bilecik yolu üzerinden İzmit' e döndüm. Kişisel minik bir zafer. :)
Katkılarından dolayı Feyman' a sonsuz teşekkürler..
Beni imrenerek sessizce izlemek yerine harekete geçin. Bu dünyaya sadece okumak ve çalışmak ve evde oturmak için gelmedik. Sizin benden ne eksiğiniz var? Yola çıkın. Keşfedecek koskoca bir dünya var. E-posta adresim: baymineral@gmail.com
Sayfalar
Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.
Saygılarımla.
Saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder