Sabah ilk ezanda uyumak bilmeyen Kemal kardeş beni yokladı. Ben tamamen uyanınca tamamen tepeme bindi. :) Meraklı keçi. :) Gece çok rahatsız geçti. Önceden tanışsaydım Caner Yazar kardeşim ya da Alkım Arı arkadaşımın evlerinde kalmaya çalışırdım. Bu turdaki en rahatsız gecelerden birisiydi. Oturma bankının rahatsız ergonomisi yetmiyormuş gibi leşe üşüşen sinek gibi üzerime yapışan çok bilmiş bir çocuk, benim sabır sınırlarımı sonuna kadar zorladı. Bıcır' ı yastık olarak kullanmam, uykumu bir nebze çekilir kıldı.
Avanos merkezinde bir kahvede kahvaltımı ve fotoğraf aktarımlarımı yaptım, sonra tatlı çıkış inişli yoldan rahatça Nevşehir' e gittim. Nevşehir çıkışındaki bir benzincide yarım saat uyukladım. Zevkli bir sürüşle Gülşehir' e girdim. Gülşehir' in ihtiyar heyeti tam kadro olmasına rağmen hiç ilgili değillerdi. Tuzköyü yolu monotonikti. Bana çay ısmarlayan Tuzköyü muhtarı yolculuk amacımı sordu. Cevap olarak "kendimi protesto ediyorum" dedim. Muhtar bu sözüme yanıt olarak "sen niye köylüyü cahil yerine koyuyorsun" dedi. Cevabımda hiç bir art niyet düşünmemişken, söylediğimi yobazlık kökenli ön yargılar sebebiyle başka bir tarafından anladığı için bu cevabıyla cahil durumuna düştü. Tuzköylüler ileride çok rampa olduğunu, susuzluk yaşayabileceğim yönünde beni bolca korkuttular. Tuzköy' den sonraki yol, çekirdekle çekiliyor. Issızlığa kendimi kaptırmışken karşıma çıkan bir köy benzincisi bana serap gibi geliyor. Bana bir kaç taze salatalık ve biber verip tost yapıyor ve bir kuruş para almıyorlar sağ olsunlar. Karnımı doyurduğum için kalan yol zevkli geldi. İlk köy uygun değildi. Bana rotamın dışında kalan Ovaören Köyü' nü önerdiler. Ben de oraya gittim. İyi karşılandım ve kahvenin arkasındaki yeşilliğe kuruldum. Tuvalet çok pisti. Kanalizasyonlar açıktan akıyor v.s. İğrenç. Bu yöre Afrika' ya çok benziyor. Aslanlar, kaplanlar yok bir tek.
79.05 klm > 4409.56 klm toplam.
16.1 km/h ortalama, 44.5 km/h en yüksek hız.
Avanos' ta sabah, Kemal kardeşle başlıyor.
Avanos merkez.
Avanos-Nevşehir yolu.
Nevşehir-Gülşehir yolu.
Gülşehir.
Gülşehir-Tuzköyü yolu.
Tuzköyü.
Tuzköyü-Ovaören arası.
Ovaören.
---
64. Gün:
Gece 00.30 sıralarında bir kirpi çadırımın yanını ziyaret ediyor ve çadırımın yanına sonradan atmak için bıraktığım kek paketini yalıyor. Sonra da bir köpek muhtemelen bu kirpiyle oynama hatasına düştüğü için köpeğin viyaklama sesi duyuluyor. Kahvaltıdan sonra davet üzerine köyün belediye başkanını ziyaret ediyorum ve yine bir davet üzerine yaklaşık 3 kilometre güneydeki bir kazı alanına gidiyorum. Basit bir tarihi kent kazısı vardı. Alt tarafı bir çukur kazmışlardı. Büyük bir kazı değil. Orada Go Pro' yla basit bir kaç fotoğraf çekmeme bile kızdılar. Yok profesör dava açarmış falan da filan da. Ortalıkta dünyadan saklanacak önemli bir buluş yok. Askeri bölge yok. Profesör kendince haklı olabilir, ama ben genede çok kızıyorum. Profesör "işin" başında değil. Öğrencilerini yaz sıcağı altında işçi gibi çalıştırıyor. Kendine mal edeceği bir kazı çalışması. Bir kaç fotoğrafın o profesörün çalışmalarının çalınmasına sebebiyet vereceğini zannediyor. Manzara fotoğrafı çekiyorum diye beni sorguya çeken jandarmaların hareketlerinden hiç bir farkı yok. Ben de geldiğim gibi sessizce o bölgeyi terk ettim. Sıcak hava, soğuk insanlar. Ozanlı' da mola verdim. İlk başta soğuk gibi görünen sıcak insanlar. Burada tarım konusunda ne kadar ciddi şeyler yaşandığını öğrendim. Tahıl ve şekerpancarı yetiştiriciliğinde yabani ot karşıtı ilaçlar kullanıyorlarmış. Bu ilaçların çok zehirli olduğunu biliyorlar. Bu ilaçlar yüzünden kuş ve böcek kalmadığını itiraf ediyorlar. Hatta tohumları bile ilaçlıyorlarmış. Artezyen suyunu da çok çekiyorlarmış. Ozanlı' da 10-14 kilometrelik bir yeraltı şehri varmış, ama kapısı bulunamadığından turizme açılamıyormuş.
Balcı Köyü yolu, eriyen asfalt sebebiyle vıcık vıcık ve çok zevkliydi. Pazar zamanı sebebiyle kalabalık olan Ortaköy' de büyük mola verdim. Karnımı doyurduktan sonra yola çıktım. Tatlı çıkış inişler. Hüsrev Köyü' nü beğenmedim. Sofular Köyü' nde benzincinin karşısına rahatça kuruldum. Yoğurt aradığımı belirtince bana evden bir kap yoğurt getirdiler sağ olsunlar.
59.33 klm > 4468.89 klm toplam.
14.9 km/h ortalama, 48.9 km/h en yüksek hız.
Ovaören' de sabah.
Belediye başkanı.
Kazı alanı yolu.
Kazı çalışması.
Ovaören-Ozanlı yolu.
Ozanlı benzinlik. Köy merkezine girmiyorum.
Ozanlı-Ortaköy yolu.
Ortaköy.
Danimarkalı çift. 4 yıllık Dünya turundalar. Kapadokya üzerinden Gürcistan' a gidiyorlar. Sonrası bilinmez.
Yemek yediğim berber.
Ortaköy-Sofular yolu.
Sofular' da benzinlik.
---
65. Gün:
Uzun uyku, sürekli rüzgâr. Sabahın ilk ışıklarında yola çıkıp zorlanmadan keyifli sürüşlerle hızlıca Aksaray-Ankara yoluna vardım. Sıkıcı olabilecek düzlüklerle Şereflikoçhisar' a gittim. Burada hem yemek yedim, hem de kameramı şarj ettim. Tuz Gölü yolu bozuk ve sıkıcıydı. Sonra gölün içinden geçen yola girdim. Gölün üstünden, gölün diğer tarafına uzanan yol, toprak ve kaya dolgu yerine, daha çevreci şekilde viyadük şeklinde de yapılabilirdi. Gölü geçtikten sonra tozlu yol başladı. Manzaralar güzel. İlk köyden itibaren asfalt geri döndü. Hızlıca Kulu' ya vardım. Sanırım Ramazan' ın ilk günü bugün. Polis merkezine gidip konaklama yeri konusunda danıştım. Beni Ankara yolundaki benzinciye yönlendirdiler. Ben de oraya gittim ve kendime rahatça yer buldum.
103.97 klm > 4572.86 klm toplam.
15.7 km/h ortalama, 49.8 km/h en yüksek hız.
Sofular' da sabah.
Bu benzincide buğday ve arpa alımı yapılıyor ve TIR' larla un fabrikalarına gönderiliyor.
Sofular-Ankara yolu yolu.
Aksaray-Ankara karayolu.
Şereflikoçhisar.
Tuz Gölü geçişi (Şereflikoçhisar-Kulu yolu)
Kulu.
---
66. Gün:
Yakıt depolarının üstünde çok uzun olmayan ama doyurucu bir uyku tulumu uykusu uyudum. Kahvaltı niyetine büyük bir pide alıp yolda yiyorum. Güzel çeşmeler, tatlı çıkışlar var. Altıpınar Köyü' nde uzun mola veriyor, cami şadırvanında saçlarımı yıkıyorum. Köy halkı çok samimi ve hoş sohbet. Bana yiyecek bir şeyler ikram ediyorlar sağ olsunlar. Sonra Yenice Köyü' nden geçiyorum. Yenice' de gereğinden fazla ilgi göreceğimi anlayınca, dayılar bisikletimi kurcalamaya çalışınca burada durmaktan vazgeçiyorum. Mola hakkımı Şerefligökgöz Köyü' nde kullanıyorum. Burasının insan sıcaklığı tam kararında. Köy çeşmesinden de harika bir su akıyor. Haymana merkezine sıcaktan cıvıyan asfaltın etkisi altında bazı rahatsız edici rampaları da aşmak suretiyle iftar öncesinde girdim. Haymana' da devriyedeki bir polis aracına danışınca emniyet müdürlüğünün oraya gelmemi önerdiler. Bir marketten akşamlık nevalelerimi aldıktan sonra oraya gittim. Orada sokakta yaşayan Golden Retriver Suzi, ilk başta kargaşayı koparsa da bana hemen tav oldu. Emniyet müdürlüğünün karşısındaki şantiyedeki beton künklerden birine yerleştim.
86.32 klm > 4659.18 klm toplam.
12.6 km/h ortalama, 44.2 km/h en yüksek hız.
Kulu' da sabah.
Uyanmaya hazırlanırken tepemdeki elma ağacından orta boy bir elma kafama düşüp beni oldukça sarsıyor. Newton Abimizi çok daha iyi anlıyorum. Ayaklanıp, duvarın arkasındaki evde yaşayan bir kadınla göz göze gelince "siz de kimsiniz, ne işiniz var burda" gibisinden bir tepki alıyorum. :)
Sabah pidesi, kahvaltı niyetine yolda seyir halinde yeniyor.
Kulu-Değirmenözü Köyü yolu.
Değirmenözü-Ağılbaşı arası.
Ağılbaşı-Soğukkuyu arası.
Altıpınar Köyü.
Altıpınar-Yenice arası.
Yenice-Şerefligökgöz arası.
Şerefligökgöz.
Şerefligökgöz-Haymana arası.
Yollar insanı sapıttıyor.
Haymana.
Haymana' da kamp yerim ve acıklı bir hikayesi olan Suzi.
---
67. Gün:
Künk içinde yattığım için istediğim gibi yayılamıyorum. Ayaklarımı sağa sola yaslayamıyor ve dümdüz uyuyorum. Uyku orta rahatlıkta desem iyi olur. Güne tatlı bir inişle başladım, Polatlı' ya kadar rahatsız edici sıkıcılıkta düz çıkış ve inişlerle devam ettim. Polatlı' da hızlı tren istasyonunda fotoğraf çekmek istedim ama bürolarında ayaklarını uzatıp görev yapan işgüzar trenciler izin vermedi. Ben de durup dururken gerilmemek için burayı terk ettim. Polatlı' da kargo verecektim, ama günlerden pazar olduğunu unuttum. Kapalı bir pazar yerine uğradım. Burada bir pazarcı bana çay ısmarladı, yiyecek bir şeyler (2 salatalık, 1 marul, 1 domates) verdi. Komşu pazarcı, yobazlığın daniskasını yapıp "Müslüman değilse verme" dedi. Sonra sarmısak aldım ve normal tren istasyonuna gidip istediğim gibi bir kaç fotoğraf çektim. Polatlı' dan önceden bir kaç kez trenle geçmiştim. Polatlı' ya karayoluyla ilk gelişim bisikletle oldu. Kent çıkışında ufak bir alışveriş daha yapıp Ayaş yoluna çıktım. Kent çıkışındaki dik rampa sıcak altında iyi geldi. İlk köy olan Basri Köyü geçişinde uzun bir benzinlik molası verdim. Pazarcının verdiğim salata malzemelerini yedim. Bana sıcak su verdiler. Ben de o suda çorba yaptım, içine de sarmısak doğradım. Öğle saatlerinde sarmısak yemenin büyük bir hata olduğunu yolun ilerleyen saatlerinde anlayacaktım. Sarmısak insanı sakinleştirir. Dolayısıyla üzerime ağırlık çöktü ve ikinci köye ulaşmak bana çok zor geldi. Yol bitmek bilmedi. Sarıoba Köyü' nde hoş karşılandım. Seyyar sarmısakçı ile iftar yaptım. Şarjlarımı ve fotoğraf aktarımlarımı yaptım ve kahvenin yanındaki eski bir kanepeye kuruldum.
90.77 klm > 4746.95 klm toplam.
15.7 km/h ortalama, 44.2 km/h en yüksek hız.
Haymana' da sabah.
Haymana-Polatlı yolu.
Polatlı hızlı tren istasyonu.
Polatlı' da kapalı pazar yeri.
Polatlı hatırası.
Sarıoba yolunda bahçesinde çalışan bir amca beni sohbete çağırınca tarlaya giriyorum. Ama bir kaç cümle sohbetten sonra yoldan geçen bir traktöre binip, beni tarlada bırakıyor.
Sarıoba yolu.
Sarıoba.
---
68. Gün:
Geceyi geçirdiğim kanepe rahat olmasına rağmen çok yamuk olduğu için rahat uyuyamıyorum. Köyün çıkışında dere yatağında çöp yığınlarını görünce çok üzülüyorum. Bir kaç kilometre sonra yaklaşık 500 metre uzaktaki bir çiftliği koruyan iki çoban köpeği, ben geçene kadar bana yaklaşmış oluyorlar ve bu yüzden biraz ürküyorum. Oltan yolu çok sıkıcı geliyor. Ayaş yolunda sıkıcı çıkış-inişler vardı. İçimi kahreden Ayaş Tüneli ve bitirilmemiş demiryolu hattının izlerini görüyorum. Ayaş-Beypazarı yoluna sapınca Adapazarı levhası görüyor ve çok mutlu oluyorum. Ayaş-Beypazarı yolu da sıkıcı geçiyor. Bu yol çekirdekle çekiliyor. Demiryolunun şu an için olmadığı Beypazarı' nda özel sektöre ait bir vagon fabrikası ve bahçesinde de bir yük vagonu görünce şaşırıyorum. Beypazarı' ndan kargo gönderiyor, alışveriş yapıyorum. Yemek yediğim benzincide bir amca başıma musallat oluyor. Benle bir şeyleri değiş tokuş etmek istiyor. Beypazarı' ndan sonra az kalsın bir toz hortumunun (toz şeytanı) içinde kalıyordum. Vadi yolları nefisti. Rüzgâr lehime. Çayırhan' dan düve eti alıp yola devam ediyorum. Günün yorgunluğu, Çayırhan rampasında zorlanmamı sağlıyor. Rampanın inişini yaptıktan sonra Davutoğlan çıkışındaki sulak alan parkında kalmak istiyorum, fakat park görevlisini ikna edemiyorum. Annemin de diplomasisiyle uzun uğraşlar sonucunda güç bela sesini çıkarmamayı başarıyor. Şimdi benim et yapmam gerek. Eti de köyde yapamam. Et olmasa köyde kalırdım, ama yanımda soğutucu bir şey yok. Dolayısıyla orada yapmam gerekiyordu. İkna olan parkçı bana güzel bir yer göstererek kendisini affettiriyor.
104.29 klm > 4851.24 klm toplam.
14.8 km/h ortalama, 44.9 km/h en yüksek hız.
Sarıoba' da sabah.
Sarıoba-Ayaş yolu.
Ayaş-Beypazarı yolu.
Pek belli olmasa da fotoğraftaki tesisin bahçesinde bir yük vagonu var.
Beypazarı' nda bu turun son kargosunu gönderiyorum.
Beypazarı çıkışında karayolu görevlilerinin takıldığı bir yerde mola.
Beypazarı-Çayırhan yolu.
Çayırhan-Davutoğlan yolu.
Düve (bekareti bozulmamış genç inek) eti ziyafetim.
---
69. Gün:
Piknik masası üstünde çok rahat bir uyku uyuyorum. Sivrisinek sayısı oldukça az. Gitmeye hazırlanırken çakal sürüsü olduğundan şüphelendiğim bir grup hayvan, benim bölgemde dolaşıyor. İlk çıkış rahattı. Bugün yavaş değilim. Nallıhan' a 10 klm kala ki benzinciye uğruyorum. Adamlar hoş geldin bile demiyorlar. Sonra Nallıhan' a rahat giriyorum. Alışveriş yaptım ve kent çıkışındaki benzinciye girdim. Burada da bir şeyler yedim. Bu benzinci çok iyiydi. Bana 1.5 litrelik su verdi ve ekmek arası domates, biber, beyaz peynir yaptılar. Sağ olsunlar. Bu sırada Ankara yönüne giden bir çift tur bisikletçisi geçti, ama beni fark edemediler.
Yol sıcaktan yavşamaya başladı. Karayolu ekipleri yolu kumluyorlar. Böğürtlen tadında dutların olduğu bir-iki ağaca dalıyorum. Atyaylası Geçidi rampası beni pek sıkmıyor. Sonu biraz dikimsi ama olsun. Beycik Köyü' nde verdiğim molada bana bir aile yakınlık gösteriyor. Kızları çok güzeldi. Çok çapkın olsam teklif bile ederdim de yeri değildi. Ahh ahh.. Atyaylası Geçidi' ni rahatça aşıyorum. İnişi tatlı eğimli ve hızlı. Dedeler Köyü benzincisinin hacı kılıklı patronu bana saçma sapan bir çadır yeri gösterince köye kaçıyorum. Burada benle çok iyi ilgilenmelerine, köy odasını açmak istemelerine rağmen açıkta bisikletimle birlikte uyumak istediğimden yakındaki piliç kesimhanesinin oradaki kahveye gönderiyorlar. Orada fotoğraf aktarımları ve şarjların ardından yerde uyku tulumu serip uyuyorum.
İftar sonrası kahve kalabalıklaşıyor. Bana armut ikram eden oluyor ve yakındaki piliç firmasının tüm taşlarını bana döküyorlar. Ben yattıktan sonra böyle bir diyalog oluşuyor.
Birinci kişi: Yabancı dili olan varsa söylesin de orada yatacağına arabada yatsın.
Ben: Onu söyleyen arkadaş, Türkçe biliyormusun?
İkinci kişi: Seni yabancı sandı Nallıhanlı O.
91.17 klm > 4942.41 klm toplam.
13.1 km/h ortalama, 44.7 km/h en yüksek hız.
Sabah.
Bu sulak alan, Sarıyar Barajı' nın bir uzantısı gibi görünüyor.
Çayırhan-Nallıhan yolu.
Fotoğraftaki benzinlik Nallıhan çıkışında bulunuyor. Buraya yanaşmak üzereyim.
Mudurnu yolu ayrımı. Ben sola sapıyorum.
Tatlı çıkışlı sakin ve geniş yolun keyfini çıkartırken çeşme başı molası veriyorum.
Beycik' de hindi ailesi.
Beycik-Atyaylası Geçidi yolu.
GPS' im burada rakım olarak 1201 metre diyor.
Atyaylası Geçidi-Dedeler yolu.
Dedeler' deki benzinci hacının gösterdiği kamp yeri!!!
Nallıhan ve Dedeler' e ait fotoğraf çekmemiş ya da eklememişim.
Dedeler kahvesi.
Kamp noktam.
---
70. Gün:
Sabah çiyinin metal çatıda fazla yoğunlaşması, altında yattığım saçaktan üzerime şıpır şıpır suların damlamasına yol açtı. Gürültülü ve kötü bir zemindi. Bu uzun turun son gecesini de bu şekilde geçirdim. Dedeler çıkışında hafif yokuşu tırmanırken ön balatalarım düşüyor. Takip eden inişi arka frenle yapmaya çalışıyorum ama ağır bisikleti durdurmak için arka fren yetersiz kalıyor. Bu yüzden tepede köpek senfonisi eşliğinde freni tamir ediyorum. Meyitler Geçidi rampasını sabah serinliğinde hızlıca çıkıyorum. Sonu biraz sıkıcı oluyor ama önemli değil. İnişi uzun ve zemini bozuk. Göynük' e girmiyorum. Benzincilerin birinde mola veriyorum. Taraklı' ya da uğramıyorum. Taraklı' dan sonraki Kazkıran Geçidi rampaları sıcak altında pek çekilmiyor. Üstüne üstlük yanımdan traktörle geçen bir yobaz amca bana "sen niye oruç tutmuyorsun" diye takılıyor geri zekalı. Yaklaşık 800 metrelik Kazkıran Geçidi' nde tabela yoktu. Geçidin inişi etkili ve sürekli. Bilecik-Adapazarı yoluna bağlanarak tura başladığım günkü yola ulaşıyor ve devasa bir çizgi oluşturuyorum. İlk benzinci, bisikletimi dayandığım yeri beğenmiyor. Ben de çekip gidiyorum. Kısa bir bariyer molasının ardından Adliye Köyü civarındaki benzinciye gidiyor. Orada biraz daha dinleniyorum. Arifiye' ye girmeden önce kestirme yola saptıktan sonra arka vitesimin teli kopuyor. Bir bisikletçiden tel alıp orada tamirini yapıyorum. Hızlıca Sapanca' ya giriyor ve bir marketten soğuk bir şişe çay alıyorum. hava 36 derece civarı sıcaklıkta, ama beni pek etkilemiyor. Sapanca-Maşukiye ara yolu sıradan, sıcak ve hızlı geçiyor. Acısu' da bir ağacın altında kısaca dinleniyorum. D-100 karayoluna bağlandım. Anayol geçişi de sıcak ve hızlı geçiyor. Köseköy' de bisiklet yoluna bağlandığımda rahatlıyorum. Yahyakaptan girişindeki bisikletli yaya yolu dere köprüsü üzerinde kolonya sürünerek şehir içinde koku bulutumla insanları fazla rahatsız etmemeyi amaçlıyorum. Annemin dükkanına "İzmit' te kalacak yer arıyorum" diyerek girdim ve annemle hasret giderdim. Gerisi malum. Artık dinlenme vakti.
Bu uzun turu da sağ salim bitirdiğimden çok mutluyum. Çok şükür. Bu turdan sonra 2012 yılında uzun bir tur daha düşünmememe rağmen bir aya kadar kendimi tekrar yollarda bulacaktım.
149.35 klm > 5091.76 klm toplam.
18.3 km/h ortalama, 46.6 km/h en yüksek hız.
Dedeler' de ıslak ve nemli sabah.
Dedeler-Meyitli geçidi yolu. Buralarda balata düşürdüm.
Fren tamirini burada yaptım.
Meyitler Geçidi rampası.
Göynük-Taraklı yolu.
Taraklı-Geyve yolu.
Geyve yakınları.
Ali Fuat Paşa-Adapazarı yolu.
Adliye Köyü benzinlik molası.
Adliye-Adapazarı yolu.
Arifiye-Sapanca yolu.
Sapanca-Maşukiye alternatif yolu.
Uzuntarla-Köseköy yolu.
Yahyakaptan-İzmit bisiklet yolu.
İzmit Atatürk Heykeli.
Minik tren, gara girdi.
Beni izlemeye devam edin. Sevgi ve selamlar.
----------------------------------------------------- Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur. Aksi takdirde bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların izinsiz kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Öneri ve destekleriniz için baymineral@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder