Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar

28 Ağustos 2009 Cuma

Kerpe-Ağva-Kerpe - 28.08.2009

Dün canım çok sıkıldı ve bugün için plan yapayım dedim. Hedef olarak, Kerpe' den bisikletle hiç gitmediğim Ağva' yı belirledim. Günübirlik şehirlerarası bir tur olacaktı. Ağva' ya toplamda üç kez gittim. İlkini annemlerle beraber yıllar önce arabayla gitmiştim. Diğerleri ise İzmit-Ağva-İzmit ve İzmit-Karasu-Ağva-Haydarpaşa şeklinde bisikletle gerçekleşmişti. Ağva' ya bisikletle üçüncü, genel olarak dördüncü kez gidişim olacaktı. Rotayı Kerpe-Sarısu-Bağırganlı-Pınarlı-Ağva-Akçaova-Hediyeli-Kandıra-Kerpe olarak planladım. Bağırganlı-Ağva arasındaki arayoldan hiç gitmedim. Bu yüzden merak ediyordum.

Bu sabah 6 da uyandım. Kahve ve hazır çorba içip 06.50' de yola koyuldum.

Bahçe kapısından çıkmadan önce ters ışıkta nefis renkler sunan Amerikan sarmaşığımız dikkatimi çekti. Sonbahar hazırlıkları içerisinde sanırım.





Kerpe standartlarına göre serin bir yaz sabahı. Termometrem 16 dereceyi gösteriyor. Tek kat tişörtümle titriyorum.

Kerpe-Sarısu arası 8 km. İnişli çıkışlı, ormanlık ve bu günlerde çok sakin bir yol. Sarısu' ya yaklaşırken köpeklerin olabildiği bir noktada yavaşlıyorum. Sabah sabah başıma iş almak istemiyorum :) O noktada pek köpeğe benzemeyen bir dostumuz yolda duruyor. Çakal yada tilki olabileceğinden hemen fotoğraflarını çekiyorum. Ben fotoğraf makinemi hazırlayana kadar dostumuz ormana yönelerek, benden epeyce uzaklaşıyor.

İşte o dost.







Sarısu Köyü' ne varıyorum. Son derece sakin. Sabahın 7.15'i. Dalgaların uğultusu dışında hiç bir ses yok. Sarısu Köyü son derece ufak bir yerleşim. Pek fazla yapılaşma yok ve 10 sene önceki halinden pek farklı değil.

Dedemle küçükken Sarısu Plajı' na bakan bir kır kahvesine gelmiştik. O zaman Arizona adıyla satılan paketli ay çekirdeğini yediğimi, çayımı yudumladığımı hatırlıyorum. Kır kahvesinin yerinde yeller esiyor.

6 kmlik bir yolculuğun ardından Seyrek girişine varıyorum. Seyrek' e daha iki kilometre var ama hiç girmiyorum. Sapa bir noktada çünkü. Bağırganlı yönüne doğru devam ediyorum. Bağırganlı yolunun başında çoban bir amcamız koyunlarını ve koçlarını gezmeye çıkarmış. İlgimi çekti.









Bağırganlı yolu kaymak asfalt ve tatlı iniş çıkışlarla dolu. Seyir zevki harika. Trafik yok gibi bir şey. Bisiklet için oldukça güvenli. Bir yerinde 53 km/h civarına çıkıyorum.

Bağırganlı kumsalı. Dalgaların kumsalın ortasına denk gelen kısımındaki rift akıntısı dikkatimi çekiyor. Orada yüzmek istemezdim. Karadeniz sahillerinde yaşanan boğulma olaylarının başlıca nedeni rift akıntıları oluyor. Ramazan nedeniyle plaj boş olduğundan endişelenecek bir durum yok.



Bağırganlı Limanı' na doğru giderken İstanbul' a su taşıyacak boru hattının inşaatını görüyorum. Doğanın ortasında battal boy borular. Boru hattı inşaatı yüzünden doğa katliamı yaşanıyor.





Pınarlı Köyü' ndeyim. Yol oldukça rahat.



Pınarlı' dan sonra bir köy midibüsü ile aynı yönde seyrediyorum. Önce beni geçiyor. Kadıköy' den sonraki bir inişte de ben midibüsü geçiyorum. Ağva' ya bir kaç kilometre kala düzlükler başlayınca da midibüs beni yakalayıp 2-1 öne geçiyor.

Ağva sakin. 42 kilometrelik inişli çıkışlı yolu 2 saat 20 dakikada geldim. Ağva' daki çay bahçelerinin birinde çay içiyorum. Ardından mendireğe gidiyorum. Fenerin yanına gideceğim ama ipsiz bir tip fenerin orada otlanıyor. Oradan Ağva görüntüleri alıyorum.







Sonra dere boyuna geçiyorum. Balıkçıda taze palamutlar var. Laf olsun diye fiyat soruyorum. Tanesi 10 lira. Biraz iri boylular. Vereyim mi diyor balıkçı. Yok diyorum, bütçemi çok aşar. Bu sene palamut bol olacak diye söyleniyor. İnşallah. Lakerdayı da özledim, palamut ızgarayı da.

Dere boyundan görüntüler.





Ağva' dan çıkmak için yöneliyorum. Bisikletçiye uğruyorum ama İstanbul' a gitmiş. Devam.. Ağva çıkışındaki benzincide ihtiyaç giderip yola devam. Yolun düzlüğüne kendimi kaptırınca az kalsın Şile' ye gidecektim. Kavşaktan oldukça geniş bir açı ile dönüyorum o yüzden. Sıkıcımtrak düz yolun ardından hafif çıkışlar başlıyor. Büyük Aşağı, Küçük Aşağı aşılıyor. Vadi içerisinde yol alırken sevimli olduğuna inandığım bir kaplumbağa resmi geçiş yapıyor. Ters ışıkta çok güzel görünüyordu. Fakat kaplumbağa benden hızlı çıktı. Makinemi çıkartana kadar güzel görüntüsü ortadan kayboldu :(



Yola tekrar çıktığımda çalılar arasında hışırtılar çıkartarak yoluna devam ediyordu. İlk ciddi çıkışlar başladı. Boğarlar Köyü' ne kadar bir kaç kilometre kaymak asfaltta tırmandım. Normalde bu köyde köpekler bize sorun çıkartırdı ama belli ki köpekler de oruç tutuyor. Çıtları çıkmıyor bugün. Hepsi uykuda.

Kocaeli İl Sınırı' nda açlıktan voltajım düşüyor. Ağva' daki benzinciden aldığım buzlu çayı içmek durumunda kalıyorum.

Akçaova' ya güzel inişlerin ardından 50 li hızlarla varıyorum. Hemen bir kahvenin önünde beliriyorum aniden. Maden suyu ve baton kek var menümde.

Akçaova bucağından görüntüler.





Akçaova' dan sonra günün en ciddi çıkışı baş gösteriyor. Yaklaşık 6 km. boyunca tırmanacağım. 308 metreye kadar. Yokuş çok sert değil ama nispeten uzun. Bir noktada Akçaova merkezinin görüntüsü alıyorum.



Çıkışın son kilometreleri orman içinden geçiyor. Nefis bir yol.



Çıkış bittikten sonra iniş başlıyor. Hediyeli Köyü büyük bir köy. Ama iniş güzergahında kalıyor. Bu yüzden hız kesmeden transit geçiyorum. Daha sonra kısa iniş çıkışlar eşliğinde Kandıra' ya varıyorum.

Kandıra' dan bir görüntü.



Kandıra' dan çıkıyorum. Anayola bağlandığım noktadaki bir marketten kendime soğuk su takviyesi yapıp devam ediyorum. 1.5 kmlik Babatepesi rampası var. Rampa başındaki sebzecilerde gölgede kısaca dinlenip devam ediyorum.

Geneli yöresel ürünler olan taze meyve-sebzeler satılıyor.



Kerpe sapağından içeri giriyorum. Kerpe' ye düz devam etmeyip Gemicipınarı Köyü' ne, oradan Kerpe' ye ulaşan ara bir toprak yola dalıyorum. Annem için bir miktar böğütlen topluyorum.

Bu yolda bir hışırtılar silsilesi duyuyorum. Nedeni tanıdık :)



Yolun devamında çirkin görüntülerle karşılaşıyorum. İnsan yerine koyamadığım zavallı tipler ormanın içine çöp yığmış. Yazıklar olsun.



Orman bölgesinde bir site var. Eskiden sadece bir site idi. Sonradan yanına bir sürü site daha inşa edildi. Ormanın göbeğinde böyle mezbelelikler hiç hoş değil. Estetikten yoksun binalar.



Evime 14.05' de geri dönüyorum. 09.50' de Ağva' dan geri dönüşe başlamıştım. Yani 4 saat 15 dakikada geri kalan 56 klm yi tamamladım.

Toplam mesafe: 97.98 klm
Ortalama hız: 18.6 km/h
Maksimum hız: 56.9 km/h

Sevgiler..

-------------------------------------------------------------------------------------

Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.

Saygılarımla.