Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar

26 Kasım 2010 Cuma

Catania-Trecastagni-Zafferana Etnea-Catania - 25.11.2010

 Güneşli ve rüzgârlı bir Catania gününden herkese merhaba. Burada okuldan arta kalan zamanımı iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. Haftada bir, farklı bir güzergaha bisikletle gitme gayretindeyim. Dün tur havamda olduğum bir gündü. Bende açılayım dedim bir yerlere. Aklımda Etna' nın 1991-1992 püskürmesinde az kalsın lavlar altında kalacak olan Zafferana Etnea kasabası var. Bu kasaba bana çok yabancı değil. 1990ların sonlarına doğru kitapçılardan Tübitak kitaplarını toparlıyordum. Onların arasında "Deprem ve Yanardağlar" kitabı da vardı. O kitapta 1992 yılında Zafferana Etnea adlı bir kasabaya doğru çok yaklaşan bir lav akıntısından söz ediliyor. Aa türü bir lav akıntısının bağları bahçeleri yok ederek Zafferana Etnea kasabasına doğru yaklaşmış olduğu yazıyordu. Oraya gitmek hayalim değildi, ama bu olay ilgimi çekti. Yıllar sonra kitapta okuduğum yere gideceğimi aklımın ucunun en kuytu noktasından bile geçiremezdim.

Neyse. 07.30 gibi yola çıktım. Bu kasaba yakın olduğundan fazla zaman sıkıntım yok. Zafferana Etnea yakınlarındaki lav akıntısını ziyaret ettikten sonra farklı bir güzergahtan 1910 metre rakımlı Etna güney kayak merkezine çıkmayı düşünüyordum. Gece Catania Critical Mass' ı vardı ve gece fazla uyuyamadım. Dolayısıyla sabah yola çıktığımda nispeten uykusuz olduğumdan dünyayı biraz buğulu gözlerle izliyordum. Hava rüzgârlı, serin ve yağmur geçişli olduğundan yüksek rakımlara çıkmak bugün keyiften çok, çile verecekti. Bende turu en uzak Zafferana Etnea' ya yapmaya karar verdim. Lav akıntısının olduğu yer biraz yukarıda olduğundan herhalikarda hatrı sayılır bir rakım tırmanacaktım :)

Yola dönelim isterseniz :)

Catania' dan çıkıyorum. Via del Bosco' nun yukarısında bir benzinlikte mola. Benzinlik biraz manzaralı. Hemen fotoğraf çekiyorum. 


Benzinliğin tombiş ama sakin köpişi.


Köpişin de fotoğrafını çektikten sonra benzinlik yetkilierinden birisi bana geliyor. Niye, ne fotoğrafı çektiğimi soruyor. Hemen çektiklerimi gösteriyorum. Manzara fotoğraflarının ardından köpişinin fotoğrafı çıkıyor. Bunu neden çektin diye soruyor, köpekleri çok seviyorum o yüzden diyorum ve beni anlayışla karşılıyor. Benzinlikteki kafeye giriyorum. Mecburi bir kahve molası. Sabah evden hiç bir şey içmeden çıkmıştım. Beni anca bir espresso diriltir. Espressonun acı tadına alışmaya başladım. Şeker katınca çok rahat içiliyor. Suya bile gerek kalmadı desem yeridir. Nitekim ilerleyen kilometrelerde içtiğim bu espressonun beni ayılttığına tanık olacaktım :) Çok yaşa Caffé Espresso :)


Bana fotoğraf sorusu soran yetkiliyle vedalaşıp ayrılıyorum.

Tremestieri Etnea-Trecastagni-Zafferana Etnea güzergahını kullanıyorum. Rotayı GPS' e çizdiğimden yol sormaya gerek yok. Tremestieri; Üç Meslekler, Trecastagni = Üç Kestaneler anlamlarında. Çok güzel köy adları var.

Güzergahtan bir görünüm. Etna buluttan bir bere giymiş.


Etna' nın farklı bir yerden görünümü.


Trecastagni' ye vardım. Bu kasaba çok sevdiğim bir arkadaşımın doğum yeri. 


Bu bölgede yoğun olarak yetişen ve burada meyvelerinin kabukları soyulduktan sonra keyifle yenen Fichi India (Hint İnciri-Kaynana Dili). Trecastagni' de harika bir örneğini bulunca bolca fotoğraflayayım dedim.





Trecastagni' de yol tabelaları.


Trecastagni' den fotoğraflar. Sandığımdan çok daha güzel bir yer çıktı. Rakım yaklaşık 586. Fakat çaktırmadan çıkıldı. Çok tatlı bir çıkışı var.



 

Trecastagni' de manolyalardan birisi tohumlarını saçıyor.


Bu manolyanın olduğu meydanda mola verdim. Bir süpermarket var. Oradan şişe çay ve sardalye konservesi aldım. Şişe çay beğenirken raflara nereden geldiği belli olmayan bir cam şişe kırığı kırıntısı parmaklarımdan birisini kanatıyor. Neyseki önemli bir sorun yok çok şükür. Evden getirdiğim minik keklerle birlikte manolyanın yanındaki bankta tüketime başladım. O sırada uzaklarda yağmur başladı ve ufak bir gök kuşağı çıktı. Çok harika bir görüntüye tanık oldum. 



Mola yerim. Hava Sicilya havasından çok, Marmara havasına benziyor. Üşüyorum ve rüzgâr var.


Trecastagni çıkışındaki koni dizisi.


Bir önceki fotoğrafı çektiğim noktada bir aslan ağzı var. Melül melül bakıyor etrafa.


Monastero di San Nicolo Köyü' den bir görünüm. Hoş bir kiliseye benziyor.


Trecastagni-Zafferana Etnea arası tatlı iniş çıkışlarla dolu.


Bir önceki fotoğrafı çekerken yolun yanındaki bir evden bana sesleniyorlar. Beni de çek diyorlar. Bende çekiyorum. :) Burası İtalya, İtalya süprizlerle doludur :)


Manzara.


Zafferana Etnea' ya vardım. Şehir merkezinde fazla bir şey var gibi görünmüyor.




Bir kaç hatıra fotoğrafının ardından yukarıya, 1992 model lav akıntısına doğru hareket ediyorum.


Bir kaç kilometre boyunca biraz daha dik eğimli, ama seyri zevki fazla bir yokuş çıkacağım. Trafik tek tük işliyor.





Bir önceki fotoğrafı çektiğim yerde yürüyerek aşağıya doğru inen, birisiyle selamlaşıyorum. Bana istemememe rağmen yolu tarif ediyor, kısa bir sohbet oluyor ve devam ediyorum.

Lav akıntısının ulaştığı son noktaya varmayı başardım. Çocukken birisi şu şu yılda oraya gideceksin dese inanmazdım belkide. :)


O stresli geçen günlerin anısına bir anıt dikmişler. 



1991-1992 püskürmesinin ulaştığı son nokta. Zafferana Etnea kasabasına sadece 850 metre kala durmuş. 



Burada dinleniyor ve fotoğraf çekiyorum. O sırada yamaçların yukarısına uzanan yoldan bir araba iniyor. Yanımdan geçerken sürücüsü benle selamlaşıyor ve aracını durdurup yanıma geliyor. Alfio Di Salvo abimiz. 76 yaşında bir Sicilyalı. Uuzn uzun sohbet ediyoruz. Türk olduğumu öğrenince 30 yıl önce trenle turistik amaçlı olarak Türkiye' ye geldiğini aktarıyor. İstanbul' da nerelere gittiğini anlatıyor. Dolmabahçe Sarayı girişinde duran askerlerden bile söz ediyor. Samsun' a Trabzon' a kadar gitmiş. Yaşını hiç göstermiyor. Bin yaşasın. Çok sıcakkanlı, sohbeti çok hoş olan, renkli birisi. Sicilyalılarla Türklerin birbirine çok benzediğini de söylüyor. Dağın başında sımsıcak bir sohbet. Sohbetin ardından iletişim bilgilerimizi paylaşıyoruz.



Manzaralara devam.



Önceden planda olmamasına rağmen lav akıntısının yanında uzanan, yukarıya doğru tırmanan çıkmaz yola giriyorum. Çıkabildiğim kadar çıkacağım. Aslında 1852 lavlarına kadar çıkacaktım, ama yolun bittiği yere kadar tırmanma düşüncesi bana tatlı geldi.

Bu çıkmaz yoldan görüntüler.

















Bu çıkmaz yol, 1991-1992 lavlarına paralel ilerliyor. Arada sırada durup akıntıya çıkıyorum. Manzara inanılmaz.


Lavlar soğurken çatlamışlar. Fotoğrafta ayağımı ölçek olsun diye gösterdim.






Tırmanışa devam. Oldukça zorlu geçiyor. Çünkü çoğu yeri dik ve zemin kaplaması bisikletle tırmanmaya pek uygun değil. Scotty' yi yokuşu tırmanırken elle itiyorum haliyle.


Yol bir özel alana çıkıyor ve lav akıntısının üstünde bitiyor. Demir bir kapı var. Ulaştığım son noktada manzaranın tadını çıkartıyorum.

Bu lav nehri akarken ki gürültülerini dinlemeyi, lavın o sıcaklığını hissetmeyi isterdim.


Bazaltik bu kara nehrin, ileride gördüğünüz Zafferana Etnea kasabasına ne kadar çok yaklaştığını bu fotoğraftan daha iyi görebiliyorsunuz.


Bu kara nehir, ormanları yemiş.


Kişisel hatıra pozlarımız.



Ben oradayken arabalar tabiki beni yanlız bırakmıyor. Karşıma en ıssız yerde bile bir araba çıkıyor ya.. Nasıl uyuz oluyorum anlatamam. Bunlar özel bir Etna turuna katılan turistler. Rehberleri buranın anlam ve önemini aktarıyor. Kesinlikle selamlaşmıyoruz. Onlar işleri bitince ayrılıyorlar. Ben buradan indikten sonra sonraki kasabalardan birinde beni geçeceklerdi. Ben mi çabuk gitmiştim bilmiyorum :)


Yolun bittiği yeri, oradan ayrılırken fotoğraflıyorum.


Ormanın içine süzülmüş lav akıntısı. 1992 yılında burada en azından turist olarak bulunmayı çok isterdim.


İnişe başladım ve 1852 akıntısını buldum. Üzerleri likenlerle dolu. Burada bir doğa yürüyüşü parkuru buldum. Başka bir zaman, buraya bir arkadaşımla doğa yürüyüşüne gelmeyi umut ediyorum. 




İnişteyim.


Lav akıntısının son noktasına tekrar geliyorum. Buraya kadarki kısmın inişi oldukça zevkli ve heyecanlı geçti.

Lav akıntısının önünde bir ev var. Acaba o ev 1992 öncesinde mi inşa edilmiş bilmiyorum. Ama 1992 öncesinde inşa edilmiş ve lavlardan son anda kurtulmuş gibi bir görüntüsü var. Belkide o anıt o yüzden inşa edilmiştir.


Bir tabela.


Zafferana Etnea' ya inmek için hazırım. Zafferana Etnea kasabasına hızlı bir inişin ardından varıyor ve pek durmadan direkt olarak Catania tabelalarını takip ederek ilerliyorum.


Rotayı GPS' ten takip etmiyorum artık. Sadece geliş rotasından ne kadar uzaklaştığıma bakıyorum.

Viagrande kasabasından geçiyorum. Durmak istemiyorum ama bu kilise ilgimi çekiyor.


Buda sanırım başka bir kilise. Yanlış tahmin etmiyorsam çatı kısmı bir doğal afet sebebiyle yıkılmış.


Catania tabelalarını takip ederek rastgele gidiyorum. Yol kaybetsem bile önemli değil. Zaman var.


Catania' ya tekrar varıyorum. 


Eve sağ salim, sorunsuz, mutlulukla dolu, tatlı yorgunlukla giriyorum.

Toplam 58 kilometre mesafe, maksimum hız 57.3 km/h.

Mutlu günler :)

Berk

-----------------------------------------------------
Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur. Öneri ve destekleriniz için baymineral@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.

2 yorum:

  1. cikmaz yolu cok sevdim, lavlari da oyle. Aslanagzi dediginiz bir lathyrus cinsi ama:) cok hos bir 58 km yolculuklara devam. Bir daha ki sefere bir selamda benden olsun Etna'ya ve likenlere...sevgiler

    YanıtlaSil

Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.

Saygılarımla.