Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar

23 Kasım 2010 Salı

İtalya Turu 6. Anlatım: Tirrenia-Livorno-Volterra-Siena (06-09.08.2010)


İtalya Turu 1. Bölüm - 6. Anlatım: Tirrenia-Livorno-Volterra-Siena
15. Gün:  06.08.2010 Cuma

Güneşli bir güne uyanıyorum. 

Hemen hazırlanıp yola çıkmaya hazır hale geliyorum. İki Alman bisikletçi var. Yanlarında çocukları. İki tandemle yollardalar. Fazla eşyaları yok. Anlaşılan o ki yüksek bütçeli bir tur yapıyorlar. Fakat çok soğuklar. Livorno' ya kadar beraber geliyoruz. İki tandem bir romörklü bisiklet olarak uzun bir bisiklet konvoyu oluşuyor. Doğru dürüst vedalaşmıyoruz bile. Almanların bu kadar soğuk olacaklarını zannetmezdim.

Livorno girişinde bir yerde bir grup bayan selam veriyor. İlgi çekici.

Livorno' da gezintiye başlıyorum. Normalde bu kent ana güzergah planımda yoktu. Livorno' ya gemideyken karar vermiştim sanırım. Fakat fotoğraflardan göreceğiniz üzere yanlış bir karar olmamış. Çok güzel bir şehir.





Sahile yakın bir yerde, pastanemtrak bir dükkandan elmalı turta gibi bir şey alıyorum. Yakındaki kafeye oturuyorum akabinde. Büyük bir sütlü kahve alıyor ve kahvaltı keyfimi başlatıyorum.


Kahvaltı ettiğim yer buraya bakıyordu.



Livorno görüntülerine devam.


Pazar kurulmuş. Pazarın içinde bisikletimle dolaşıyorum. Bisikletim uzun araç olduğundan birazcık sıkışıklığa sebep oluyor. Bir kilo muz alıp çıkıyorum. Pazardan sonra bir telefoncuya uğrayıp İtalya hattı alıyorum. Türkiye hattımı artık kullanmayacağım. Livorno trafiği de zorlayıcı oluyor bazen. İstanbul trafiğinden bin kat iyidir, ama yinede trafik trafiktir.


Livornnoo..



Livorno Centrale Garı' na vardım. Büyük bir gar. Roma Termini yada Floransa Santa Maria Novella kadar büyük olmasada.




Kayıklar şehrin içinde. Harika bir görüntü.


Bisikletli sayısı az değil.


Sahile geçiyorum. Muhteşem bir sahili var.



Bu direklerin bulutlarla uyumu hoşuma gitti.


Livorno sahiline devam. En güzel tirene bakıyor Livorno. Tiren Denizi' ne.



Sahil yolundan görüntüler.



Denize atılmış bir bisiklet.


Livorno sahil.




Bir bisiklet yolu bile var. Ama böyle şehir içi bisiklet güzergahları kafamı fena karıştırıyor. Yolunuzu şaşırmanızı sebebiyet verebiliyor.


Gorgona Adası.


Tepeler, demiryolu, karayolu ve engin bir deniz.





Livorno' nun güney sahilindeki yolda, bisiklet trafiği yoğun görülüyor.



Manzara harika.


Quercianella' ya yaklaşırken ufak bir çıkış oluyor. Demiryolunun nefis manzarası gözlerimi ışıldatıyor. Fakat su sorunu çekiyorum. Suyum çok azaldı. Gerçekten büyük bir sorun.



Quercianella' ya sert bir inişle vardıktan sonra pausa sebebiyle kapanmak üzere olan bir alimentariye (İtalyan bakkalı) kapanmadan bir kaç dakika önce giriyorum. Resmen cennet gibi geldi o mola. İki şişe sıvı alıyor, bir ufak kavanoz hamsi konservesi ve bir kaç bir şey daha ediniyorum. Ben çıkıyorum ve dükkan kapanıyor. Alimentarinin hemen karşısında demiryolu manzaralı bir park var. Benim için mükemmel bir dinlenme alanı. Bir güzel tıkınıyorum.

Moladayken trenler geçip gidiyor.


Yemek mi ağır geldi, bugün keyfim mi yok bilmiyorum, ama bir uyuşukluk var üstümde. Bir türlü istediğim tempoyu yakalayamıyorum.

Quercianello çıkışında demiryolunun üstünden geçiyorum.


Deniz manzarası devam ediyor. İnanılmaz güzel bir yol.



Demiryolu ve karayolu üst üste gidiyor.


Castiglioncello' da önemli bir duruş vermiyorum. Bugün normalde Siena' ya ulaşma planım vardı. Ama bugünkü düşük tempom yüzünden Siena' dan vazgeçip Volterra' da günü sonlandırmaya karar verdim.

Castiglioncello çıkışından bir görünüm. Buralarda bir yerde bir yük treni makinistiyle selamlaşmış olabilirim. Yine buralarda bir yerde yolun karşı tarafındaki bir benzinciye girip mola verdim. Detaylı bir Toscana haritası aldım ve Livorno' dan aldığım muzları bitirdim.


Tiren Denizi ile vedalaşıyorum. Üçüncü etapta görüşmek ümidiyle.

Demiryolu Cecina yakınlarında güneye doğru uzanıyor.


Cecina' da yol sormak dışında duruş yapmıyorum. Volterra yoluna giriyorum. SS 68 numaralı karayoluna. Yol Saline di Volterra' ya kadar aktif olmayan kör bir demiryolu hattına paralel gidiyor. Elektrifikasyon yok, ama sinyalizasyon ve otomatik bariyer sistemleri var. 


Bir yerde molam oluyor. Ayaklarımı uzatıp dinleniyorum.Mola yerim demiryolunu görüyor. Fakat hiç tren geçmiyor.


Casino di Terra Köyü istasyonu.


Casino di Terra Köyü.


Bu hattan günde en fazla bir kaç tren geçtiği rayların parlaklığından anlaşılıyor.


Bir kaç yüz metre arayla iki hemzemin geçit var. Bu ikincisi.


Bu kör hattın son istasyonu. Demiryolu burada bitiyor. İş treni bile görmedim.


531 metre rakımlı Volterra kenti.

Cecina ile Saline di Volterra arasında kayda değer yokuş yoktu. Esas yokuş burada başlıyor. Volterra yolunda turistik trafik var. Oldukça güzel bir şehirmiş gibi görünüyor. Livorno' ya bağlı bir şehir.



Güneş yatmaya başladı. Çok güzel gölge oyunları yaratıyor.


Yokuş kıvrıla kıvrıla devam ediyor. Tatlı-sert ve sürekli bir yokuş. Bu ve altındaki fotoğrafı çektiğim noktada bayan bir sürücü beni taciz ediyor. Durduğum için kızıyor. Virajı dışarıdan aldığım bir noktada ve en kenardayım. Bayan sürücü kendi nazik bedeni yorulmasın diye arabasıyla seyahat ederken başkalarını hiç düşünmüyor. Tek akıllı o ya.



Yokuşu ağır ağır tırmanırken Güneş batıyor. Toscana tepelerinde gün batımını izlemek oldukça keyifli.



Volterra' ya az kaldı. 9 kilometrelik yokuşun sonu göründü böylece.


Kentin girişine vardım.


Burada kilisede gecelemek istiyorum. Kiliselere bakınıyorum.


Şehir alacakaranlıkta bile çok hoş görünüyor. Günübirlik ziyaretçiler çok fazla.


Bu akşamki kalacak yer arama durumum çok şükür fazla uzun sürmüyor. Bir kiliseye bakıyorum, kimse yok, beni başka bir kiliseye yönlendiriyorlar. Seminario Vescovile Santa Andrea Kilisesi. Kilisedeki bir görevli bayana derdimi anlatıyorum ve kapının önünde yan tarafa çadır kurmama izin veriyor.

Çadırımı hemen kurup yemek yapmaya başlıyorum. Rüzgârlı bir nokta olduğundan yemeğim Scotty' nin altında pişiyor.  İçki kullanmıyorum, fotoğraftaki görüntü yanıltıcı olmasın. Tur sırasında sürüş günlerinde asla alkollü içki tüketmem. O benim yemek malzemelerimin olduğu çanta.


Kamp yerimin manzarası.


06.08.2010 Cuma
Güzergah: Tirrenia-Livorno-Volterra
99.50 klm. / 1275 klm toplam.
15.2 km/h ortalama. 45.4 km/h maksimum.
Seyir süresi: 06.31.48 saat. (molalar hariç)
2522 kalori

-

 16. Gün:  07.08.2010 Cumartesi

 Güne keyifle uyanıyor ve bir çırpıda çadırımı topluyorum. Bugün heyecanlıyım. Çok merak ettiğim ve ilerleyen haftalardan itibaren bir aylığına yaşayacağım Siena' ya bugün gideceğim.

Toparlandıktan sonra manzarayı izliyorum. Nefis manzaralı bir kilise. Önünde otopark var. Yanlış anlamadıysam karavancılar da bu kilise otoparkında kalıyormuş. Volterra' ya yolunuz düşerse kaldığım bu kilise olan Seminario Vescovile Santa Andrea Kilisesi' ne gidebilirsiniz.


Kamp noktam. Panoramik manzaralı.


Bu şehirden ayrılmadan önce biraz gezintiye çıkıyorum. Volterra' ya bir daha ne zaman yolum düşecek ki..



Sabah kahvem. Tabiki sütlü.




Çok güzel bir şehir. Siena' nın ufağı gibi.








Volterra' dan bedenim ayrılmak istemiyor, bayıldım çünkü. Fakat önümde bir kaç bin kilometrecik daha olduğundan ayrılmam şart.

Volterra' dan çıkarken bir benzincide içimdeki fazlalık sıvıları boşaltıyorum ve atıştırıyorum. Volterra çıkışında keskin bir iniş var. 3-4 klm civarı sürüyor. İnişin ilk evresinde 53.4 km/h görüyorum. Sonrasında iniş çıkış devresi devam edecekti.

Yol manzaraları.



%10 luk kısa bir iniş. İtina ile inilir.


Kocaeli Yarımadası' na ne kadar benziyor. Her tarafta agriturismo (tarım turizmi) çiftlikleri var. Gecelik fiyatları en az 50 Avro' dan başlıyordur. Kandıra yöresine inanılmaz derecede benzeyen (iklim ve coğrafya) bu yöre gerçekten çok güzel. Keşki diyorum tarım turizmi Kandıra' da uygulansa, bağlar kurulsa ne güzel olur. Çok kaliteli şaraplar üretilir Kandıra yöresinde. Ama bunun için vizyonu olan, eğitimli kişiler lazım.
 
                                         



Kandıra yolu değil, Volterra-Colle di Val d'Elsa yolu.


Castel San Gimignano' da mola. Bir alimentariden ayçekirdekli, yağlı kıtırlardan alıyorum. Nefis bir şey.


Birde kakaolu, toz şeker kaplamalı şirin bisküvilerden edindim.


Castel San Gimignano' dan bir görünüm. Küçük bir köy. Ama bizim köylere hiç benzemiyor tabi.


Yolun keyfini çıkarta çıkarta Colle di Val d'Elsa' ya yaklaşıyorum. Yol bu kesimde iniş ağırlıklı. Şehir merkezine girmeden, sağa saparak direkt olarak Siena yoluna kavuşmaya çalışıyorum. Siena yoluna ulaşıncaya kadar yolumu şaşırırmış gibi oldum, ama çok şükür kaybolma derecesine ulaşmadım. Çok fazla sapak, yetersiz ve yanlış yerleştirilmiş tabelalar olunca insan biraz şaşırıyor.

Nitekim istediğim Siena yoluna kavuştum, bir kaç kilometre daha gittikten sonra Monteriggioni' de Floransa-Siena SR 2 numaralı karayoluna ulaşmayı başardım. Monteriggioni' den sonra Siena' ya kadar sinsi yokuşlar hakim olacaktı. Çok dik değil, ama kan emici.

Monteriggioni ufak bir kale yerleşiminden ibaret. Bir başka yazımda bu kaleye ait fotoğraflar sunacağım.

Monteriggioni geçişinden iki fotoğraf.



Monteriggioni' den sonra nefis bir yol başlıyor. SR 2 yolunda olduğumu hatırlatayım. Güzel bir vadi yolu. Çıkış var, ama düşük eğimli. Ormanın kokusuyla baştan çıkıyorsunuz. Bisikletçi trafiği yoğun sayılır. Vadinin adı şu an aklımda değil. Başka bir yazımda bu güzergaha detaylıca değinmeye çalışacağım.



Siena' ya girmeden önceki son bir kaç kilometre heyecandan geçmek bilmiyor. Yokuşu çıkıyorum, çıkıyorum, çıkıyorum ama Siena bir türlü görünmüyor. Nerede bu giriş tabelası? En sonunda bir virajı döndükten sonra bir tabelanın yanındann geçtiğimi hatırlıyorum ve bir kaç metre sonra durup yürüyerek tabelaya bakıyorum. SİİİEENNAAAA.. Hemen bisikletime manevra yaptırıp uygun poza sokuyorum ve bu anları ölümsüzleştiriyorum. Benim için kişisel zaferlerden birisi.



Siena' ya öğle saatlerinde girdim. 13.00 gibiydi sanırım. Vakit bol. Nede olsa burada kalacağım.

Berk bir şehre bisikletle girince ilk önce ne yapar? Varsa tren garını ziyaret eder. Tabiki yine öyle yapıyorum. Hemen garı buluyorum. Öncelikle yukarıdan bakıyorum. Garın güneyine camlı güzel bir araba üstgeçidi yapmışlar.


Burası da gar meydanı.Aynı zamanda eylül ayında bir aylığına okuyacağım (şu an itibariyle okumuş olduğum) okulun önü. Universita Per Stranieri di Siena. Okulun hemen yanında, birde ufak bir alışveriş merkezi var. Siena günlerimde orası sürekli alışveriş ettiğim yerlerden birisi olacaktı.



Perona çıkar çıkmaz dizel Minuettolardan birisi giriyor. Grosseto' dan geliyor.


Bugün vakit sorunum olmadığından Siena' ya geldikten sonra kendimi rölantiye alıyorum. Garda bir şeyler atıştırıyor ve resmen mıyışıyorum. Sonrasında tuvaleti ziyarete gidiyorum. Siena Garı' ndaki tuvalet ücretsiz. Ama Roma Termini, Floransa Santa Maria Novella, Catania Centrale, Messina Centrale gibi garlarda tuvalet ücretli. Büyük garlar dışında tuvaleti olan küçük istasyonların bildiğim kadarıyla tamamı ücretsiz tuvaletler bulunduruyor.

Tuvalette işimi görürken transparan pencerede önünde dikilen adamların gölgeleri çok ilgimi çekiyor.


Sıra geldi günün zor işine. Konaklama.

Gara giderken küçük bir otel görmüştüm Floransa yolunda. Gara giderken indiğim yokuşu çıkıp otele gidiyorum. Resepsiyona giriyorum ve resepsiyonist benle Türkçe konuşmaya başlıyor. Şaşırmamak elde mi? Arnavutluk' ta Türkçe üniversite okuyormuş Daniel arkadaşım. Meğerki gidon levhamdaki bayraktan anlamış. Kendisine danışıyorum. Orası benim için pahalıymış. Beni yakındaki bir hostele yönlendiriyor. Fazla uğraşmadan hosteli buluyorum. Youth Hostel Guidoriccio. Zaten SR 2 kenarında.Temiz görünüyor. Hemen bisikletimi bahçesine çekiyorum. Yer var. Gecelik 20 Avro. Üç gecelik yer ayarlamasını yapıyorum. Bıcır' ı yukarıya çıkartıp Scotty' yi bahçeye bağlıyorum.

Duş v.s. ' den sonra Siena' yı Scotty ile keşfe çıkıyorum.

Siena merkezi hostele yaklaşık 2.5 kilometre uzaklıkta ve zor bir yol değil. İlk gelişim olduğu için yolları biraz şaşıracaktım ama ne yapalım.

Siena' da yer ressamı ilgimi çekiyor. Daha sonraki zamanlarda farklı ressamların farklı resimler çizdiklerine tanık olacaktım.



Veeeeeee meşhur Campo Meydanı' nı görüyorum. Palio yarışlarına sayılı günler kaldığından hoş bir atmosfer var.


Siena sokaklarında dolaşırken polislerden birisi beni Scotty' den indiriyor. Polisler kalabalık içerisinde bisiklet sürmeye kızıyor bazen.

Siena muhteşem bir şehir. Görülmeye kesinlikle değer. Daha çok Siena fotoğraflarımı sonraki gönderilerde bulacaksınız.

Scotty Campo Meydanı' nda poz veriyor.

                                                  

Bir yerde alışveriş yaptıktan sonra hostele dönüyorum. Geceyi iki kişilik odamda bir kaç günlük bir turda olan İtalyan bir bisikletçiyle geçiriyorum.

07.08.2010 Cumartesi
Güzergah: Volterra-Siena
74.14 klm. / 1350 klm toplam.
14.2 km/h ortalama. 55.0 km/h maksimum.
Seyir süresi: 05.13.18 saat. (molalar hariç)
1334 kalori

-

17. Gün:  08.08.2010 Pazar

Güzelce bir uyku çekiyorum.

Hostel fiyatına dahil olan kahvaltı. Tabiki dişimin kovuğunu dolduracak nitelikte değil. Yinede hiç olmamasından iyidir.


Kahvaltıdan sonra şehri tanımak için tekrar tarihi merkeze iniyorum. Ara sokaklar kasvetli.


Internet kafe arayışındayım. Bir internet kafe buldum. Ama henüz açılmamış.Açılış saatine ise az kaldı. Kafenin önüne bir yere tuvalete yetişemeyen birisi büyük boy bir şey yapmış. Etraf kokudan geçilmiyor. Kafe bir süre sonra açılıyor. Girişinde öğrenciye 1.5 Avro gibi bir şey yazıyordu. Ona güvenerek girdim. Bir saat internette takıldıktan sonra hesabın 4.5 Avro olduğunu öğrendim. Bu internet kafeye verdiğim fazla para kesinlikle haram olsun. Hem pislik kokusu çektirdiler, hemde çok para aldılar.

Hostele o 4.5 Avroluk kazık içimdeyken geri döndüm. Neşem kaçtı. Ama çoğu kişi bir kere kazık yer bilmediği bir yerde. Umarım bir daha yemem.

Hostelde Scotty' yi kontrol ederken bir sineğin kadroya yapıştığını fark ediyorum. Valla fazla hızlı gitmedim. :)


Vakit geçirmek için bir ara gara iniyorum.

                                          

Muhtemelen dün aldığım yemekler. Kaşarın tadı pek hoş değil. Emmental peynirlerini bir türlü beğenemedim.


Tıkındıktan sonra biraz şekerleme yapıyorum. Şekerleme sonrası gara inerek oradaki alıveriş merkezini keşfediyorum. Biraz tıkıngaç alıyor ve hostele dönüyorum. Akşamında lobide çeşitli milletlerden gelen genç arkadaşlarla sohbet ediyorum.

Hostel yönetimi ayrılan İtalyan arkadaşımızın yerine benim odama genç bir Güney Koreli arkadaşımızı yerleştirmiş.

08.08.2010 Pazar
Güzergah: Siena
15.93 klm. / 1366 klm toplam.
12.9 km/h ortalama. 48.2 km/h maksimum.
Seyir süresi: 01.13.51 saat. (molalar hariç)

-

18. Gün:  09.08.2010 Pazartesi

Kahvaltı ediyor ve traş oluyorum. Akabinde tarihi merkeze tekrar iniyorum.

Siena' daki bisiklet mağazasıyla dün tanışmıştım. Bugün tekrar bakıyorum. Nede olsa yol üzeri. Turcu çiftlerden birisi de onlara uğramış. Bu bisikletçiye Siena-Catania turumun hemen başında acilen uğramak zorunda kalacaktım. Zincirim kopmak üzereydi.


Çarşıda gezinirken bu tip ilgimi çekiyor. Hasta oldum şirinliğine.


Siena' dan iki görüntü.



Hostele çıkmadan önce okula tanışmak için uğruyorum. Şaşırıyorlar. Okul eylülden başlayacak diyorlar, bende tanışmaya geldim diyorum. Teşekkür ediyorlar.

Hostele tekrar gidip bahçede Forli' den aldığım pirinç ve buradan aldıpğım barbunya fasülye ile kuru fasülye pilav ikilisini gerçekleştirmeye çalışıyorum.



Yemeğin ardından tekrar çarşıya iniyorum. Akşama da fotoğrafları düzenlemek için bir süre bilgisayar başında kalıyorum.

09.08.2010 Pazartesi
Güzergah: Siena
21.15 klm. / 1386 klm toplam.
12.2 km/h ortalama. 41.7 km/h maksimum.
Seyir süresi: 01.43.32 saat. (molalar hariç)


----------------------------------------------------- Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur. Öneri ve destekleriniz için baymineral@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.

2 yorum:

  1. Fotoğrafları daha önce paylaşmıştınız ya, hikayelerini de dinleyince çok güzel oluyor. Anlatımınızla sanki ordaymışız gibi, süper. Alper

    YanıtlaSil

Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.

Saygılarımla.