Güzel bir pazar gününden herkese merhaba.
Yaklaşık iki hafta önce yapmak istediğim, fakat yapamadığım Siracusa turunu bugün yaptım. İki hafta kadar önce SS 114 numaralı karayolundaki Simeto Nehri köprüsü kapalıydı ve ciddi bir çalışma yapılıyordu. Kesinlikle bisiklet dahi geçilemezdi ve tek alternatif yol otoyol kullanmak gibi görünüyordu. Otoyolların parasız olanlarının bile çoğuna bisikletle girmek İtalya' da yasak olduğundan, elimde GPS rotası kaydı bulunmadığından ve alternatif yollar hakkında hiç bir fikre sahip olmadığımdan o tur iptal olmuş ve paşa paşa evime dönmüştüm.
Bu haftasonu (dün akşam) aslında bisikletli olmayan başka planlarım vardı. Ama son anda planlar iptal olunca Siracusa turuna gündoğdu. Normalde Aci Trezza' daki eski demiryolu güzergahına gidecektim. Fakat çok kısa olacağından onu bir öğleden sonrası için değerlendirmeye karar verdim.
Bu kez köprünün kapalı olduğunu bilerek dün akşam rotayı alternatif, otoyolsuz en kısa güzergahı kullarak çizip GPS' e yükledim. Köprüdeki çalışma ciddi göründüğünden bahardan, hatta yaz başından önce yol trafiğe açılmaz gibi görünüyor. Buraya gelebilecek bisiklet severlere duyurulur.
Bugün fazla anı olmadı. Monoton bir tur oldu. Fotoğraflar üzerinden kısa açıklamalarla gideceğim.
Saat tam 07.00' de yola çıktım. Hava kapalı, ama yağış beklentisiz. Bugün oldukça fazla bir mesafe gideceğimden fazla molam olmayacak. Akşam karanlığa da kalmak istemiyorum.
Lido di Plaia üzerinden Siracusa' ya doğru gidiyorum. Endüstri bölgesinin ortasından geçen alternatif yola giriyorum. Sonrasında çevre yolunun (tangenziale) üstünden geçiyorum. Bisikletle bu yola girmek kesinlikle yasak. Türkiye' de en tehlikeli otoyol kesimlerinde bile bisiklet kullanabilen arkadaşlarımız varken ve onlara karışan bir kişi bile çıkmıyorken, İtalyan otoyol kuralları bizimkilerin yanında taş fırın kalıyor. Bu fotoğrafın çekildiği noktada Siracusa-Catania otoyolu, Catania çevre yoluna bağlanıyor.
Otoyol köprüsünde. Saat 07.37 Yaklaşık 15 kilometre yol gittim bu saat itibariyle.
Bir önceki sefer aşamadığım Simeto Nehri. Catania Ovası' nın tam ortasında. Hemen yanında sanayi bölgesi olduğundan pis görünüyor. Yinede Dil Deresi kadar kirli olmadığını söylemek mümkün.
Catania-Siracusa otoyoluyla paralel olarak bu nehri geçiyorum. Otoyol, kullandığım yolun doğusunda.
Catania Ovası' ndan ( Piana di Catania) bir görünüm. Catania-Siracusa demiryoluyla parale gidiyorum bu noktada. İleride demiryolu köprüsü var. Belki fark etmişsinizdir.
Kapalı yolun öteki tarafına ulaştım. Tabelada Catania' yı gösteren kısmın üzeri örtülmüş. Yol kapalı çünkü.
SS 114 numaralı karayoluna tekrar kavuştum. Şükür kavuşturana. Kavşağı fotoğraflarken bir grup konuşma sesi duyuyorum. Bisikletçi sürüsünün geldiğini anladığımdan hemen deklanşöre sarılıyorum.
Havada Sahra Çölü kökenli toz var. Hava o yüzden bulanık. Sicilya Kuzey Afrika' ya komşu olduğundan bu tozlanmaya şaşırmamak gerek.
Köprü çalışmasından sonra sıkıcı bir düzlükten geçtim. Bu rampa ilaç gibi geliyor. Google Earth verilerine göre en fazla 146 metre tırmanacağım. Etna tırmanışlarımdan sonra çıtır çerez gibi geliyor.
Demiryoluyla tekrar karşılaşıyorum. Rampayı tırmanmadan önce Orta veya Kuzey İtalya' ya giden bir Intercity ekspresi geçiyor. Fotoğraflamak için çok geç kalıyorum :(
Catania yönüne bakış.
Yokuşun dik kısmını tırmandıktan sonra bir kaç kısa iniş çıkış oluyor. Önemsiz engebeler. Buralarda bir yerde bir benzincide ufak bir mola veriyorum. Telefon için.
Catania-Siracusa otoyolu bu bölgede bir dizi kısa tünelden geçiyor. Tünel üzerine Güneş enerjisi santralleri kurulmuş. Çevreci tüneller.
Bugünkü halim. Buraya kadar yaklaşık 43 kilometre pedal bastım.
İleride tekrardan otoyolla karşılaşacağımı bildiğimden GPS' e de kayıtlı başka bir ara güzergaha sapıyorum. Güzergahın başlarında düz bir kesimde gidiyor ve daha ara bir yola sapıyorum. Orada bir yapıya bekçilik eden beyaz bir Pitbull beni karşılıyor. Pek misafirperver bir karşılama olmadığından, köpecik bana gelememesine rağmen ister istemez ürküyorum.
İhtiyaç molası verdiğim iki noktadan görünüm. Augusta yakınlarındayım. Fakat Augusta' ya başka bir zaman özel olarak gideceğim.
Buradan Porto Megarese' yi görüyoruz. Hemen yanında Augusta var.
Burada da geride bıraktığım yolu
Bir kavşaktayım.
Tozlu bulutlar bayağı alçak seviyeli.
Bir süre otoyol olmayan bir bölünmüş yoldan gidiyorum. Kimse bana karışmıyor. Nitekim bu yolu kullanan bazı bisikletçiler görüyorum. Bu yolun ne kadar az kullanıldığı, yola taşan yeşilliklerden anlaşılıyor.
Güzergahtan başka bir görünüm.
Geride bıraktığım bir yol kesimi.
Bir spor malzemesi süpermarketinin Melilli/Siracusa şubesine giriyorum. Yol üstünde. Buraya kada kısa fotoğraf molaları haricinde hiç uzun mola vermedim. Biraz stres ve yorgunluk atmak istiyorum.
Bu süpermerketin otoparkında bisiklet park yeri bulamayınca görevlilere danışıyorum. Onlar gereğinden fazla anlayışlı çıkınca Scotty' yi hipermarketin içine park etmemi sağlıyorlar :) İhtiyacım olan şeyleri alıyorum. İki suluk ve bir arka far.
Demiryolu önceden Siracusa' ya sahilden ulaşıyormuş. Fakat İtalyanlar yolu kısaltmak için Siracusa' ya direkt ulaşan çift hatlı bir tünel yolu yapmışlar. Normalde eski demiryolu güzergahını kullanarak Siracusa' ya gitmek istiyordum ama bu mümkün görünmüyor. Raylar sökülmüş, ama balastlar duruyor. Balastlarda bisiklet sürmek zor, yorucu ve bisikleti ve dizleri yıpratıcı. Belki daha sonra.
Fotoğrafın sağında eski demiryolu hattına ait izi görebilirsiniz.
Bunda da üstünde bulunduğum köprünün öteki tarafına ait görüntü. Eski ve yeni hat orada birleşiyor. Köprünün öteki tarafında fotoğraf çekerken bir Intercity ekspres geliyordu Siracusa' ya doğru. Hazırlıksız yakalandığımdan düzgün bir pozunu alamamıştım :(
Siracusaaaa.. Çook şükür. Girişinde çıtır çerez bir rampa var. Hatırlatayım. Saat 11.32
72 kilometreyi yaklaşık 4 buçuk saatte gitmişim.
Çıktığım rampanın tabela önünden görünümü.
Şehir merkezine giriyorum ve hemen bir pastane (panificio) arıyorum. Pazar günü olduğundan marketler ve bakkallar öğlene kadar çalışıyorlar bildiğim kadarıyla. Açık bir panificio bulunca hemen giriyorum. Çikolatalı sandviç ekmeklerinden ve zeytin kaplı ekmeklerden alıyor ve hemen garı buluyorum.
Garın eski hatla birleştiği nokta. Önceden bu yol Catania' ya gidiyormuş. Fakat artık sonlanmış bir gara dönmüş. Alsancak ve/veya Basmane ayarında küçük bir gar.
Torino yataklısı hazır bekliyor.
Burada dinleniyorum. Yaklaşık 77 kilometre boyunca hiç bir şey yemedim. Kahvaltı bile edemeden çıktım. Kahvaltıya Siracusa' ya geldim. Kendimi kötü hissetmiyorum çok şükür. Belki Sahra tozu yuttuğumdan fazla acıkmamışımdır :)
Zeytin kaplı nefis ekmeğim. Hemen midemi boyluyor :)
Buda farklı bir model zeytinli ekmek. O da kuzeninin yanına gidiyor :)
Çikolatalı sandviç ekmeğim. Nefiiisss.. Bundan dört tane almıştım. İkisi burada gidiyor, ikisi de dönüşteki bir molada gidiyor.
Siracusa Garı hatıraları.
Siracusa' yu biraz geziyorum. Kaba bir gezinti oluyor. En fazla bir saat vaktim var. Dönüşü de binerek yapıp içimi rahat tutmaya kararlıyım.
Muhteşem güzellikteki tarihi merkez Ortigia Adası' na geçerken. Bir grup kanocu kanolarıyla su topu oynuyorlar. Başa bir bisikletli onlara, bende hepsine bakıyorum.
Çok kısa bir genişliği olan Darsena Boğazı' ndan tekne görüntüleri.
Ortigia Adası' ndan bir görünüm.
Geride bıraktığım yeni Siracusa.
Ortigia Adası'ndaki tarihi merkezde bir çeşme buluyorum ve yeni suluklarımı yıkayıp dolduruyor ve yerlerine yerleştiriyorum. Fakat Siracusa' nın şebeke suyunun tadı Catania şehir suyundan daha berbat. Çok kalsiyumlu. Siracusa' ya gelirken gördüğüm kalker tabakaları beni su tadı konusunda şaşırtmamalı.
Ortigia Adası' ndan görüntüler. Muhteşem bir yer.
Burası Tempio di Apollo.
Pamuk helvacı.
Elektrikli bisiklet kiralama yada şarj doldurma yeri.
Duomo Meydanı.
Ortigia Adası sahili.
Burada çok güzel bir deniz havuzu oluşturulmuş. Fonte Aretusa. İçinde balıklar yüzüyor ve muhtemelen kuğu olan dostlarımız uyuyor. Aynı zamanda yetişmiş bir grup papirüs var. Burası Türkiye' de olsaydı ne kuğular, ne de balıklar kalırdı. Bir grup sarhoş onları bir gecede meze yapardı. İtalyanlar çok iyi bir iş çıkarmış.
Castello Maniace. Anca dışarıdan bakabiliyorum.
Sahilden bir kaç görüntü daha.
Bu fotoğrafı sevgili babama armağan ediyorum. Kendisi tekneleri çok seviyor.
Siracusa'yı hızlıca terk ederken kapanmak üzere olan bir alimentariden bir büyük şişe su alıyorum. Catania' ya kadar yüksek kalsiyum oranlı Siracusa şehir suyuyla idare edemem.
Siracusa' dan ayrılıyorum. Çok geçe kalmadan eve dönmek istiyorum. Mola sayım çok az oluyor dönüşte. Çoğu çekilesi fotoğrafı çektiğim için fotoğraf konusunda rahatım. Yaklaşık 25 kilometre kesintisiz gittikten sonra gelişte mola verdiğim noktada yine duruyorum. Dönüşte gidiş güzergahımla aynı rotayı takip ettiğimi hatırlatmak isterim.
Augusta' ya dönüşte de bakıyorum.
Arayolda iki defa mola verdiğim nokta.
Bu bölge doğası gereği turunçgil dolu. Gelirken gördüğüm, ama ağırlık olur diye dönüşte alırım diye düşündüğüm portakal demetiyle tekrar buluşuyorum. Fotoğrafını çekip hemen onları yanıma alıyorum. Bir tanesi yaklaşık 10 kilometre sonra mideme uğurlanacaktı. Fakat olmaz böyle ekşilik. Portakalları sarı diye topladım, ama limondan beter çıktı :D Olsun.. Vitamin vitamindir. Kalanlarını bekleteyim evde. Belki tatlanırlar. Olmadı hoşaf yaparım.
SS 114 numaralı karayolu Augusta yakınlarında otoyola dönüştüğünden Siracusa-Augusta arasında başka yollardan gitmek zorundaydım. Tekrardan bu yola dönerken bu sefer GPS verisi beni şaşırtıyor ve gereksiz yere bir kaç yüz metre fazla gidiyorum. Deliye dönen iki doberman da cabası. Otoyoldaki Güneş enerjisi santralli kısa tünel dizisindeki tünellerden bir tanesine uzaktan bakış. Yanlışlıkla girdiğim yoldan çektim bu fotoğrafı. Hemen sağında Catania' ya ve oradan Messina' ya uzanan SS 114 numaralı karayolu görünüyor.
Hava tekrar bulutlanmaya ve sabahkinin aksine rüzgâr güneybatı yönünden kuvvetlenmeye başlıyor. İniş çıkışların olduğu yörede müsait bir noktada bir portakal ve biraz beyaz leblebi ve çikolatalı iki sandviç ekmeğiyle doyunuyorum. Birazda su içiyorum tabi. Sonra devam. Yolda kornalı selam veren araç sürücüleri beni daha güçlü kılıyor. İlerilerden geçen demiryolunun bir köprüsü ilgimi çekiyor.
Rampanın inişinde rüzgâra karşı gidiyorum. Fakat Catania Ovası' na çıkınca rüzgâr daha ılımlı hale geliyor. Bu noktada yağmur başlıyor ve hemen yağmurluğumu giyip fotoğraf makinemi korumaya alıyorum. Hava çok tozlu burada.
Geride bıraktığım yol.
Neyseki yağmur, atıştırma seviyesinden öteye geçmiyor ve ıslanmıyorum. Şimdi hatırladığıma göre sabah yollar hafif ıslaktı. Yolun yaklaşık yarısında. Biraz çekinmiştim.
Sıkıcı düzlüklerden birisi geride kalıyor ve köprü inşaatının önünden arayola giriyorum. Rüzgâr bu ara yolun yaklaşık yarısında beni oldukça zorluyor.
Catania Ovası.
Güzergahım kuzeye doğru dönünce rüzgâr arkamdan esmeye başlıyor ve tekrar istediğim hızlara çıkıyorum. 27-33 km/h arası seyrediyorum bu kesimde.
Catania' ya yaklaşık 20 kilometre kala, otoyo köprüsü girişinde acil mola. Biraz beyaz leblebi ve yarım çikolata ile takviye yapıyorum. Bazı sürücüler korna çalıyor.
Yolun kalan kısımlarında da tempomu düşürmüyor ve saat 17.47' de eve sağ salim, hiç bir sorun yaşamdan giriyorum.
Bugünkü toplam mesafe. Bugün İtalya' daki ikinci, genel olarak dördüncü ultramarathon sürüşümü yapıyorum.
Sürüş bilgileri:
Mesafe: 163.12 klm.
Maksimum hız: 48.1 km/h
Ortalama hız: 22.5 km/h
Molalar hariç seyir süresi: 07.14.08 saat.
Sevgiler.
----------------------------------------------------- Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur. Öneri ve destekleriniz için baymineral@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.