Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar

12 Aralık 2010 Pazar

Monte Turchio - 12.12.2010

Herkese tekrar merhabalar.

Catania' da havalar henüz bozmadı. Biraz serinlik var, ama bisiklet turu yapmaya engel olacak kadar serin değil. Türkiye soğuk ve yağışlı hava ile uğraşırken, nad,ren kar yağan kentlerine bile kar yağarken, ben burada Güneş' in tadını çıkartıyorum.

Uzun zamandır yapmaya niyetli olduğum, 13 Kasım 2010' daki ilk denememde (neredeyse tam bir ay olmuş şansa bakın) otoyol olmayan yoldan beni atan carabinieri yüzünden gidemediğim Monte Turchio' ya gitme konusunda bugün kesin kararlıyım.

Monte Turchio, Catania' ya yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan Adrano kasabasının doğusunda, Etna Dağı' nın batı eteklerinde bulunuyor. 1295 metre rakımlı. Etna' nın yan konilerinden birisi. İncelediğim bir jeoloji haritasında (yanlış anlamadıysam) M.Ö. 3900 ila M.Ö. 15000 arası bir dönemde oluştuğu belirtiliyor. Turchio adının Türk anlamına gelip gelmediğini bilmiyorum. Bu yüzden bu dağa Türk Dağı demek için henüz erken. İtalya' da az sayıda kişi Turchio soyadını taşıyor. Belki Turchio soyadını taşıyan İtalyanlardan birisinin anısına verilmiş olabilir. Turchio' nun kesin anlamını mutlaka öğreneceğime inanıyorum.

Neyse.. Dünden rotamı bölünmüş yola uğramayacak ve bana sorun çıkartmayacak bir güzergahı kullanarak çizdim ve GPS' e aktardım. Bugün sorun yaşamayacağımı umut ediyorum. Yeterki yol koşulları izin versin ve uygun olsun.

07.15 gibi yola çıkıyorum.

Catania caddelerinde arada sırada böyle at arabalarını görebilirsiniz. Ah birde zırt pırt, her taşın altından çıkan motorcular olmasa. Fotoğraftaki motorcu yüzünden fotoğrafın ana konusu pek belli olmuyor, ama ne yapalım :( Buna atlı bisiklet diyelim.


Etna bana göz kırpıyor. 


Misterbianco üzerinden gideceğim. Misterbianco, Catania' nın banliyölerinden birisi sayılır. 



"Misterbianco sokakları" türküsünü mırıldanırken. Fotoğraflardan gördüğünüz üzere görülmesi şart olan bir kasaba değil. Transit geç gitsin. Bildik kent işte :) Tarihi öğe görmedim bu kasabada.



 Misterbianco' dan çıktıktan sonra, bir ay önce kovulduğum yolun üstünden geçiyorum ve Etna ile yine göz göze geliyorum.


Yola devam. Hatıra fotoğrafı. Scotty' nin Etna ile doğru dürüst hatıra fotoğrafı yoktu. Olsun dedim artık.

Etna bir ay önceki turumda olduğu gibi bugün de buhar püskürtmeye başladı. Ne şans. Geçen ayki turumun olduğu günlerde (13-14-15 Kasım 2010) küçük kül püskürtmeleri yaptığı kayda geçirilmiş. Bende farkında olmadan o püskürmelerden bazılarının havada bıraktıkları izleri görüntülemişim. Bir ay önceki turuma ait anlatımı okumak için bu linke tıklayabilirsiniz. Bugünkü buhar püskürmeleriyle ilgili raporların yakında INGV Catania' nın sitesinde yayınlanacağını düşünüyorum.


Yol bu yörede biraz inişli çıkışlı. İlk çıkış beni biraz zorluyor. Sonrasında güzel bir iniş, beni Circumetnea dar hat demiryolu hemzemin geçidine indiriyor. Fotoğraf çekip devam ediyorum.





Bu güzergah trafik stresi yaratmadığından bisikletçiler için ideal. Pazar sakinliği var.


Yola devam. Gölgemle uğraşıyorum.



Etna......... Bayılıyorum bu koca kıza. Kaynanadili meyvelerinin bitkileri her yeri kaplamış durumda. 


18. kilometrede (Paterno' ya yaklaşırken) annemin pek sevdiği begonvilleri görünce dayanamıyorum. 



 Paterno' da atıldığım yolun sonuna çıkıyorum. Otoyol olmayan ama benim bir ay önce atıldığım bölünmüş yolun Paterno tarafından başlangıcı. Bölünmüş yol, gidiş gelişli normal yola döndüğü için artık rahatça anayolu kullanabilirim.


Sıcaklık, Catania standartlarına göre soğuk. Sabah, internetteki son durum bilgisine göre Catania 5 dereceydi. 


Güzeller güzeli Etna. Stratovolkan olmadığı için tam koni biçimli değil. Volkanik bir saha görünümünde daha çok. Ben Etna' yı tam koni biçimde göründüğü açılarından izlemeyi daha çok seviyorum. Etna' nın stratovolkan olmaması sayesinde bu güzel daha bisikletle daha rahat çıkabiliyoruz. Çünkü dağın eğimleri daha düşük eğimli yollar yapılmasına olanak sağlıyor.


Bir gölge fotoğrafım daha.


Fichi Indialar (Hint İnciri - Kaynana dili - Dikenli İncir) her yerde. Yol boyunca o kadar çok vardı ki (dağlık kesimler hariç) meyveleri kolay yenir olsa çantamı doldururdum. Meyveleri tamamen olgunlaşmış. Abartısız dağ taş, her yer kaynanadili meyvesi dolu. 


Yol kenarında bir yapı. Kaynanadilleri ile pek iyi görünüyor.




Yarı bölünmüş yol kesimi. Adrano' ya yaklaşık 6 kilometre kaldı. Emniyet şeridi yeterli genişlikte olduğundan sorun yaşamıyorum.


Gözüm hep tüten güzel Etna' nın üstünde. Belki tam bir püskürmesine denk gelirim diye heyecanla bakıyorum.


Adrano' da Circumetnea dar hat demiryolu geçidi. İtalyanlar bu dar hat demiryollarını bile yüksek standarta çıkarmaya çalışıyorlar. Raylar ve traversler yepisyeni. Türk demiryollarını acınacak hale getirenler kendilerinden utansın. Bu hat çok güzel manzaraların yanından geçse de turistikten çok toplu taşıma amaçlı. Yolcu potansiyeli büyük.




Bir önceki hemzemin geçitten geçtikten sonra anayoldan çıkıp tabelası olmayan Monte Turchio yoluna giriyorum. Adrano kuzey çıkışında hemzemin geçidi geçtikten sonra ilk sağa girmelisiniz. Buralara yolunuz düşerse aklınızda olsun. GPS sayesinde tabelaları dahi kaale almıyorum. Sadece önümdeki ekrana bakıyorum.

Monte Turchio yoluna sapar sapmaz bir daha hemzemin geçitten geçiyor ve tırmanmaya başlıyorum. Adrano' ya kadar pek hissetmeden yaklaşık 600 metre rakım tırmanmıştım. Geriye kaldı 700 civarı.

Gerçekçi olmak lazım. Bisiklet turlarım her zaman güle oynaya geçmiyor. Her zaman güzel manzaralar eşliğinde geçmiyor. Bu görüntüyü koyduğum için İtalyanlar beni affetsin ama gerçekten böyle bir yol üstü çöplüğü manzarasıyla karşılaşmak hiç hoşuma gitmedi. Umarım en kısa zamanda bu kötü görüntüyü buradan kaldırırlar. Hiç yakışmıyor. Üstüne üstlük çöpten karnını doyurmak isteyen dört ayaklı bir dostumuz asfalt üzerinde hoş olmayan bir vaziyette, cansız yatıyordu.

                                               
Bir önceki kötü manzaranın az ilerisinde bu güzellikler beni teselli ediyor. Biberiye çiçekleri. Bu fotoğraf, sevdiğim birisine ithaflı.                             


Arap yasemini. Ne kadar güzel koktuklarını söylemem lazım. Kokusunu bilen bilir. Fotoğraf anneme ve teyzeme ithaflı.


Yokuşu ağır ağır tırmanırken bir çan orkestrası sesi duyuyorum. Bir şekercik sürüsü geliyor. Fotoğraf çekmek için bir mola daha. 




Monte Minardo. Rakımı 1304 metre. Jeoloji haritasından anladığım kadarıyla M.S. 122 ila 1669 tarihleri arasında oluşmuş. Monte Turchio' dan çok daha genç.


Asfalt bitti ve parkeli zemin başladı. Asfaltı tercih ederim tabi. Bu türden parke yolda gitmek rahatsız edici. Bu fotoğrafları çektiğim yerin az ilerisinde biri Pitbull olan iki köpekle göz göze geliyorum. Sinirli sinirli havlıyorlar ve çitin arkasında değiller. Sadece zincirle bağlı olduklarından çekinceleniyor ve hızlı pedallarla bölgelerinden uzaklaşıyorum.



Monte Turchio' nun binlerce yıl önce akıttığı lavların sınırlarından 1595 yılındaki bir püskürmenin ürünleri olan lav akıntılarının üstüne geçiş yaparken uzakta Monte Minardo bana el sallıyor.


1595 lavlarından bir görüntü. 


Geride bıraktığım yol.


1595 lavları ve Sicilya tepeleri (batıya bakış). 


1595 lavları ve Etna.



1595 lavları arasında kıvrıla kıvrıla tırmanıyorum.

                                      

Bir çiftlik evinin kalıntıları ve Etna. 1595 lavları evin etrafını sarmalamış. Burası o kadar sakin ki, huzur arayanlar için birebir. Burası Etna milli parkı sınırları içerisinde. Eğerki burada bir ev sahibi olmayı başarabilirseniz (milli park kuralları buna izin verir mi bilmem) olası bir püskürmede evinizin lavların altında kalma ihtimalini göz ardı etmemeniz gerekiyor. 




Kıvrıla kıvrıla tırmanmaya devam ederken muhteşem yol manzaralarından geçiyorum. 






Monte Turchio göründü. Zemin fark ettiğiniz üzere parkeden küllü, taşlı bir ortama döndü. Zemin bazı yerlerde o kadar yumuşak ki dağın üstünde plajda bisiklet sürmeye benziyor. Bazı yerlerde Scotty' yi elimle ittirmek zorunda kalıyorum.

Bu fotoğrafı çektiğim yerin az ilerisinde sağda bir çiftlik var. Monte Turchio yönüne döndükten sonra kakafoni yaratacaklar. Çiftlikten biraz uzaklaşınca koşan iki köpek gördüm. Onların hemen arkalarından da sahipleri koşuyordu. Köpekleri bir daha hiç görmedim. Geç kaldılar :)


Köpek riski yaşadığım noktanın az ilerisinde arazi motorsikletiyle Monte Turchio' dan gelen birisiyle karşılaşıyorum. Başka arkadaşlarının olduğunu söylüyor ve bir virajda karşılaşıp tehlike yaşamamı istemediği için beni bekletiyor. Bizde o ssırada tanışıyoruz. Catanialı motorcular. Doğanın keyfini sürüyorlar. Onlar grup, ben tek takılıyorum.







 Zemin çok kötü. Plajda sürüyorum resmen. Mecburen çoğu yerde Scotty' yi elimle ittiriyorum yine. Ayakkabılarımdan içeriye küller giriyor.





Bir süprizle karşılaşıyorum. Buz. Sicilya' da ilk kez kışla buluşuyorum. Toprağın ıslak kısımları bazı noktalarda buzlanmış. Rakım 1100 metre civarı.


Yasak bölge. Monte Turchio' nun etrafı çitle çevrilmiş. Ama buraya hayatımda belki de bir daha hiç gelemeyeceğim için yasağı delmek zorunda kalacaktım.


İlerlemeye devam ediyorum. Az ileride zirveye çıkan yolun kapalı olan başı var.


Yasak bölgeden içeriye giriyorum. Yasak belki de motorlu araçla girmek isteyenler içindir. Eğer bir kusurum varsa affola. 


Yasak bölgenin içi cennet. Nefis bir yol. Bu yöre arada sırada yeni lav akıntılarıyla kaplandığından ormanlarla kaplanmakta zorluk yaşıyor. Monte Turchio konisi, yüksekte kaldığından ormanları lav akıntılarından zarar görmemiş. Ağaçlar için bir vaha. Neden bu kadar iyi korunduğunu anlayabiliyorum. Doğal yaşam için bir sığınak. Sık sık yabanıl kuşlar havalanıyor. Tam bir ıssızlık.


Adını unuttuğum, ama İzmit çevresinde de rastladığım bu yenmeyen meyvelerden Monte Turchio' da bolca var. Ağaçlardan düşmüşler. 


Zirveye kıvrıla kıvrıla, keyifle çıkıyorum. Burasının bakımlı bir orman olduğu nasıl da belli oluyor.








Monte Minardo ve hemen sağındaki Monte Peloso (1229 metre). Monte Turchio' nun hemen kuzeyindeler.


Monte Minardo.



Monte Turchio' nun krater duvarının üstündeki yolun kuzey tarafındayım. Krater fazla derin değil ve ormanla kaplı.



Monte Turchio' nun en yüksek noktasındayım. Yaklaşık 1295 metre rakımdayım.


Monte Turchio' daki GPS istasyonunun kulübesi güzel bir tasarıma sahip olduğundan manzarayı destekliyor. Buradaki GPS istasyonu Etna Dağı' ndaki deformasyonları ölçmede kullanılıyor ve olası bir büyük patlama öncesinde erken uyarı amaçlı kullanılabiliyor. 


Batıya bakış. Harika bir manzara var.


Buraya geldiğime, kısa zaman için de olsa dinginliğini yaşamama sonuna kadar deyiyor. 




Geride bıraktığım yola, çiftliklere yukarılardan bakış.


GPS' imin gidona takma aparatındaki tırnağı kırık olduğundan elektrik bandından yardım alıyorum. 1250 metre rakımdayım. GPS' im yaklaşık 30 metre fazla rakım gösteriyor.


Zirveye döne döne vardığımın kanıtı :)


Dünya' nın geçmesi en stressiz kavşaklarından birisi. 


Aşağıya inerken Etna muhteşem bir manzaraya daha konu oluyor.


Geçtiğim bir yol.


Sınırlı alanın öteki kapısından geçiyorum. Normalde kapının sağındaki boşluktan geçmem gerekiyordu, fakat Scotty sığmadı. Bende kapının uç taraflarının bir noktasından çitlerin üzerinden aşırttım ve sınırlı alandan çıktım.


Geldiğim yoldan değil, daha yukarıdaki asfalt yolu kullanarak direkt olarak Catania merkezine inmeyi planlamıştım. Asfalta çıkmak için bir kaç kilometrelik gevşek yolla uğraşmam gerekti. Yine pek çok noktada Scotty' i elime almak zorunda kaldım :( 1595 lavları arasında tırmanıyorum.


Monte Turchio' ya selamlar olsun. 


Monte Minardo' ya da çok selamlar.


1595 lavlarında Scotty poz veriyor.


Yolun zor noktasının bitimine çok az kaldı.


Ve asfalta kavuştum.


Bu yol, Monte Intraleo' ya çıkıyor. 1560 metre rakımlı bu dağda (konide) bir gözlem istasyonu var. Etna' yı gözleyen çok sayıda istasyondan sadece birisi. Ama oraya gitmeyeceğim.




Yola devam ediyorum. Farkında olduğunuz üzere hava bulutlandı ve sıcaklık 10 derecenin altında. Trafiksiz bir yol, karsız kış manzaraları ve üşütücü rüzgâr. Sakinlik insanı rahatlatıyor.




Rüzgâr arkamda olduğundan bu kesimleri fazla zorlanmadan geçiyorum. 


Yaklaşık 2 kilometrelik bir rampa çıkışım daha oluyor ve bu tabelalarla karşılaşıyorum. Sarı tabeladaki kurallara uyarak giriş yapmıyorum. Zaten bugünlük bu kadar yeter. Serin hava ve yükseklik başımı ağrıtıyor ve üşüyorum.



İlerlemeye devam ederken yol yarmalarının birinde bir zamanlar akmış bir lavın içinde kalan hava boşluğunu görüyorum. Bayağı geniş bir kabarcık olduğundan fotoğraflıyorum.



Belpasso sapağına kadar inanılmaz zevkli bir sürüş yaşadım. Hayatımın en zevkli sürüşlerinden birisiydi. Boş ve hafif eğimli dağ yollarında rüzgârı arkama alarak 61.5 km/h ye varan hızlar yaptım. Sicilya hız rekorum. Fazlası olurdu belki ama ben fazlasını yapmam. Belpasso sapağında 1910 lavları ve arka planda bulutlardan görünmeyen Etna.


Belpasso sapağının az yukarısında daha önceden geçtiğim, Etna' ya güneyden tırmanan yola kavuşuyor ve aşağıya doğru (sağa saparak) inmeye başlıyorum.


1-2 kilometre sonra anayoldan çıkıp Pedara yoluna yöneliyor ve uydudan kratermiş gibi görünen yere uğruyorum. Taş ocağı desek daha doğru olur.


Ama hemen yanında muhtemelen bir lav mağarasına ulaşan bir yolun girişi var.




Etna. Günün yıldızı. Ah birde biraz içini dökseydi gözümün önünde :(


Devamm.. Biraz ters ışık öz portresi.


Geçtiğim yollar az kullanılan cinsten. Kimi yerleri ot bürümüş ve zemin çok iyi değil.

 Monte Arso.


Yuakrıdaki yol beni bu tünelden geçirtiyor. Karanlık, dik ve kısa bir tünel. Burada tünelle karşılaşmayı ummuyordum. Tünelin en azından çıkışını fotoğraflayayım diye durmak isteyince zor anlar yaşadım. 45 km/h civarı ile gidiyordum ve durabilmem için yaklaşık 30 metre mesafe gerekti. Çok dik bir iniş. Yaklaşık %20 civarı. Durduğum sırada ön balatadan kokular geliyordu. O derece zorlu bir frenaj oldu. 


İniş korkutucu diklikte. İnişin daha da korkutucu bir yanı varsa, o da mayın gibi her an önünüze çıkabilen derin çukurlar barındırmasıydı. Bir tanesine girdim ama sorun yaşamadım, bir bisikletçiye fena bir kaza yaptırabilecek bir tanesini ise zamanında fark ettim çok şükür. 


Pedara' ya vardım.

Pedara kasabasından manzaralar.




                                                                                
Keyifli bir turu daha sağ salim bitirdim. 16.50 gibi eve giriş yaptım.

Tur bilgileri:

Mesafe: 86.06 klm
Ortalama hız: 16.3 km/h
Maksimum hız: 61.5 km/h
Molalar hariç seyir süresi: 05.15.27 saat.
Çıkılan en yüksek rakım: 1350 metre civarı.


Mutlu ve bol pedallı günler dilerim. 

----------------------------------------------------- Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur. Öneri ve destekleriniz için baymineral@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.

5 yorum:

  1. Belam Berk,
    Sağlam bir tur olmuş.Şu Gps'inin bisiklete takma aparatındaki sorun edge serisinin aparatının üretim hatası denebilir :) Aynı şekilde bende duran edge 205'in de tırnağı kırıldı. Bununla birlikte gürkanda ki Edge 705'inde tırnağı gitmiş :) İz kaydına da bayıldım. Döne döne çıkmışsın cidden :)

    Oralarda pedallamanın zevkini umarım bir gün bizde yaşarız. Kendine iyi bak. Frenlerine zeval gelmesin :)

    YanıtlaSil
  2. Güzel yorumun için teşekkür ederim Enescim. Çok selamlar.

    YanıtlaSil
  3. scotty'nin kaprisleri ve arkadasliginiz cok hos:) bazi yerlerde aman diye nefesi tuttum, harika bir tur bu devamini heyecanla bekliyorum. Bir tek Etna'nin lav puskurtmesi sirasinda orada olma fikrine pek katilamiyorum yuregim agzima geliyor:) kopeklerden korkan biri olarak bundan bahsetmeni ayrica cok sevimli buldum. Selamlar, sevgiler yolun acik olsun...

    YanıtlaSil
  4. Allah sana da bana da kolaylık versin, Allah'a emanet ol oğlum.

    YanıtlaSil
  5. Beste Hanım jeoloji sever birisi olduğum için öyle bir dileği diliyorum. Umarım tam bir püskürmeye denk gelirim de hayallerim gerçekleşir. Teşekkür ederim.

    Laloş sana da sevgiler.

    YanıtlaSil

Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.

Saygılarımla.