15.10.2010 Cuma (Siena-Catania 3. gün)
Santa Marinella istasyonunda trenlerle dolu dolu bir gece geçiriyorum. Raylara sadece iki adam boyu uzaklıkta uyudum. Gece boyunca trenler vızır vızır geçti.Hava bu gece hiç bozmadı, ama hızla trenlerin rüzgârları beni olumlu yada olumsuz biçimlerde etkiledi :) Nitekim kimse beni bu gece rahatsız etmedi. Güvenle uyudum. Gece boyunca otomatik olarak tekrarlanan istasyon anonsları bazen can sıkıcı bir hale geliyordu. Tren geçeceğine dair ziller çalmaya başlayınca uyanıp, uyku tulumumdan hiç çıkmadan trenlerin geçişlerini seyrediyordum. O kadar çok tren geçti ki, trenler doydum resmen.
Erkenden uyanıp (sanırım 5' e doğru uyandım), 6' ya doğru yola çıkıyorum.
Bu geceki kamp noktam.
Sabaha karşı halim. Önümde gidilecek yaklaşık 1100 kilometrelik bir yol var.
Santa Marinella İstasyonu' nda güney yöne bakış.
Santa Marinella' dan karanlıkta ayrılıyorum. Yolun çoğunda aydınlatma, bende de yeterince ön far yok. Yoldan geçen araçlar beni görebilir, ama ben önümü zor görürüm. Karanlıkta sürüş tecrübelerime güvenerek ilerliyorum. Hafif inişli çıkışlı bu yolda çoğu zaman yol çizgilerini takip ediyorum. İtalya' daki anayolların çoğunda çukurun zerresi olmadığından karanlıkta olası bir çukura girme ihtimalim çok daha az. Telefonumun şarjı bitmek üzere. Santa Marinella' dan sonraki 12. kilometrede bir benzinciye giriyorum. Gün yeni aydınlanıyor. 45 dakikalık bir şarj molası. Benzinci sağ olsun şarj konusunda yardımcı oluyor. Bende o esnada kahvaltımı ediyor ve uzakta geçişen trenleri izliyorum.
Yola devam. Furbara İstasyonu yakınlarında demiryolunun üstünden geçiyorum.
Burada bir köpek barınağı var. Köpeciklerin bazıları beni görünce çılgına döndü.
A12 kavşağı yakınlarında bir benzincide iki bisikletli büyüğümle tanışıyorum. Altlarında üst kalitelerde yol bisikletleri olduğunu hatırlatayım. Türkiye' den geldiğimi öğrendiklerinde renkleri biraz değişiyor.
SS1 (Via Aurelia) yolunda ilerlemeye devam ediyorum. Roma' ya gireceğim. Geceyi Roma' da, daha önceden kaldığım hostelde geçirme niyetim var, ama umduğum gibi orada kalamayacaktım. SS1 yolu A12 kavşağından sonra tekrar bölünmüş yola dönüşüyor. Bu yolun otoyol çıkmasından korkuyordum. Nitekim korktuğum başıma gelmedi. Yolun bu kısmı bisikletçilere serbest. Geniş, rahat, temiz zeminli ve güvenli.
Bir benzinciye uğrayıp küçük işimi hallediyorum. Benzinci genç arkadaşın "tuvalet nerede" sorum üzerine benzinlik kulübesinin arkasını göstermesi biraz komikti :)
Roma' ya giriyorum. Roma çevre yolu kavşağını geride bıraktım. Bu çevre yoluna doğru yaklaşırken çok güzel inişler vardı.
GPS' imi devreye sokup Vatikan' ı bir çırpıda buluyorum. Roma' ya bisikletle ilk gelişimde Dünya' nın bu en ufak ülkesine, Vatikan' a uğrayamamıştım. Bu turda Roma' ya girmeme aslında Vatikan ve Kolezyum sebep oldu :) Vatikan' a 2005 yazındaki otobüslü gelişimde uğramış ve gezmiştim. Şimdi sadece San Pietro Meydanı' nda fotoğraf çekileceğim.
Vatikan-İtalya sınırından tahmin edebileceğiniz üzere çok rahat geçiliyor. Polisin biri içeriye binerek girmemi ve meydanda bisiklete binmememi istiyor.
Scotty bir ülke daha gördü. Türkiye, Yunanistan, İtalya ve San Marino' nun ardından, benimle birlikte Vatikan' ı da görüyor.
Burada fotoğraf çekilirken Ankara' da bir banka şubesinin müdürü olan Sn. Hüseyin Aktürk, gidon tabelamdaki Türk bayrağını görünce yanıma geliyor. Birlikte sohbet ederken kendisini günün şanslı Türk' ü ilan ediyorum. Vatikan' da bir Türk uzun yol bisikletçisiyle karşılaştı. Ender bir durum.
Hüseyin Bey' le vedalaştıktan sonra Vatikan San Pietro Meydanı' nda dolaşmaya devam ediyorum.
Bu havuzumtrak şeyin önünde 5.5 sene önce de fotoğraf çekilmiştim.
Vatikan' ın atmosferini biraz daha iyi hissetmeniz için bu videoyu çektim.
Vatikan' a devam.
Vatikan' dan İtalya' ya bisiklet üstünde geçiyorum. Vatikan' da bisiklet sürmedim dememiş olmak için :)
Hoşça kal Vatikan. Bir gün tekrar görüşmek ümidiyle.
Principe Amedeo Savoia-Aosta Tüneli. Tünelde trafik sıkışık, ama sıkışıklık beni bağlamıyor :)
Kolezyum' a ulaşmaya çalışırken Tiber Nehri'nin üstünden geçiyorum.
Kolezyum' a vardım. Tarihle ilgileniyor olsam Kolezyum benim için harika bir gezi noktası olurdu. Fakat fazla turistik görünüyor. Dışarısında fotoğraf çekilmek benim için kafi.
Roma trafiği son gelişimden daha yoğun çıktı. Fakat yoğun trafik beni pek ilgilendirmiyor. Yılan gibi kıvrıla kıvrıla trafikte ilerliyorum. Önceden kaldığım Hostel Andrew' e geldim. Fakat hostelin suratsız ve paragöz yetkilisi bana yer yok dedi. Muhtemelen vardır da bana yoktur kesin. Yanındaki diğer hostelde de yer yoktu. Havanın kararmasına daha saatler olduğundan yola devam edip, Roma' dan çıkmaya karar verdim.
Roma' dan sonra aslında çıkmaya gerek olmamasına rağmen emekli volkanlardan Alban Tepelerine tırmanmam program dahilindeydi. Alban Tepeleri (Colli Albano) en son Milat'tan Önce 600 yıl önce püskürmüş. Fakat 1989-1990 yıllarında büyük bir deprem fırtınası yaşanmış. Anlaşılan az kalsın Roma' nın hemen dibindeki bu volkan patlıyormuş. Bende bir volkan daha göreyim diye Alban Tepeleri' ne çıkmaya karar verdim.
Yolda bu mini turunçgil meyvelerini barındıran çalı ilgimi çekti.
Bir benzincide zorunlu mola veriyorum. Civitavecchia' da aldığım nohut çorbası konservesini bitiriyorum. Benzinciler çok soğuk, üşüyorum. Sonra ileri kilometrelerde bir süpermarkete uğrayıp akşamlığımı alıyorum. Bu yörede dümdüz uzanan bir yokuş var. Yokuş sert değil, ama virajsızlık sebebiyle çok sıkıcı oluyor. Bir karavan parkında durup kalacak yer rica ediyorum, kibarca hayır cevabı alıyorum. Şişemi gösterilen bir çeşmeden dolduruyorum ve suyun tadının gazsız maden suyu gibi olduğunu fark ediyorum. İlginç bir aroma.
Castel Gandolfo' da istasyon anayola yakında. Oraya çıkıp, kalacak yer bakıyorum. Fakat fazla dar bir istasyon. Kalmaya uygun değil. Oradan inip, yola devam ediyorum.
Albano' da yolun kenarında kilise benzeri bir yer görüyor ve hemen oraya iniyorum. Fakat kiliseye pek benzemiyor. Yukarı tekrar çıkınca oranın bir mezarlık olduğunu anlıyorum.
Buralarda bir jandarma ekibine kalacak yer soruyorum ve 3 kilometre ötedeki bir benzinciyi ve/veya kiliseyi tarif ediyorlar.
Ariccia' ya yaklaşırken yüksek bir köprüden geçiyorum.
Jandarmaların bana tarif ettikleri yeri buluyorum. Ne kilise, nede benzinci beni kabul ediyor.
Allah büyük diyip, çaresizce yola devam ederken Genzano di Roma girişinde bir parkın yanından geçiyorum. Park bana hoş görünüyor. Parkın hemen yanında boş bir geniş, çimenlikli ve ağaçlıklı bir otopark var. Parka girmek istiyorum ama kapısı kapalı, yayaların geçmesi için bırakılan boşluk Scotty için uygun genişlikte değil. Bu otoparktan başka çarem yok. Bu yeşil otoparkın uzak bir köşesine çadırımı kuruyorum.
Gün tamamen kararmadan arka balatamı değiştiriyorum.
Yemek yedikten sonra yatıyorum ve ıslak geçecek gecem başlıyor.
Bilgiler:
15.10.2010 Cuma
Santa Marinella-Roma-Vatikan-Roma-Genzano di Roma
98.91 klm - 3099 klm toplam.
15.5 km/h ortalama, 41.2 km/h maksimum hız.
06.21.42 saat (molalar hariç seyir süresi)
4009 kalori.
---
16.10.2010 Cumartesi (Siena-Catania 4. gün)
Bu gece uyurken yağmur başlıyor ve zaman zaman sağanağa dönüyor. Hoş duygular içinde olmadığımı itiraf etmem gerekir. Önümde daha 1000 kilometre varken ıslak bir yazlık çadırda uyumaya çalışmak, uyandıktan sonra serin havaya ıslak ıslak adım atmak ve ısınmaya çalışmak pek hoş duygular vermiyor.
Her zaman olduğu gibi karanlıkta uyanıyorum. Flaşörümün ışığı altında ıslak çadırımı topluyorum. Bu gecede çok şükür beni hiç kimse rahatsız etmedi. Sadece uyandıktan sonra çadırdan kafamı uzatır uzatmaz muhtemelen korkudan havlayan köpecikler vardı. Onlar sabah sabah beni biraz çekindirdi. Ama onlara karşı çıkınca seslerini kısıp bölgemden ayrıldılar.
Bu geceki kamp noktam.
Toparlanıp ayrılıyorum. Otoparkın kapısı kapatılmış. Ama geçebileceğim kadar bir boşluk vardı iyikide. Orada son derece güvenliydim anlaşılan. Tuvalet sorunu vardı, ama onuda bir şekilde hallettim işte :)
Genzano di Roma' dan insanların şaşkın bakışları altında transit geçiyorum ve günün ilk aydınlanmaları altında bir benzinciye giriyorum. Benzincideki kafenin görevlisi çok sıcak. Serin başlayan bu sabahı bayağı ısıtıyor. Bana ballı süt ikram ediyor. Şarjlarımı da burada yeniliyor, karnımı doyuruyorum.
İkram edilen ve kesinlikle para alınmayan ballı süt.
Sıcaklık için teşekkürler. Bu tesis aslında çok güzelmiş. Bahçesi uygun. Burada böyle bir yer olduğunu bilseydim burada konaklamaya çalışırdım. Büyük bir olasılıkla kalmama izin verirlerdi.
Benzinciden ayrılırken Güneş o güzel yüzünü göstermeye başlamıştı. Islak, serin ve ve yağışsız yolda sakince ilerliyorum.
Velletri kentinden transit geçmek isterken yetersiz tabelalar sayesinde bir süre belli bir mıntıka etrafında dört dönüyorum. Sonunda Napoli yolunun ucunu tekrar yakalıyorum. Velletri inişleri harikaydı bu arada.
Velletri' den sonra Via Appia' da (SS 7) ilerlemeye devam ediyorum. Cisterna di Latina' dan transit geçtikten sonra 41 kilometrelik Latina düzlüğüne başlıyorum. 41 kilometre boyunca bir döner kavşak ve bir iki ufak nokta dışında tek bir viraj bile yok. İniş çıkışlar ise ufak köprü geçişlerinden ibaret. 41 kilometrelik bu düzlük beklediğim gibi çok sıkıcı geçmiyor. 2009 yazı Türkiye turumda 16 kilometrelik Söke düzlüğünde daha çok sıkılmıştım. Bu yolun çoğu kısmı ağaçların arasında geçiyor. Biraz dar, ama sürücüler saygılı. Bir noktada (benzinci) kruvasan&kahve molası veriyorum. Yolun ileri kısımlarında tekrar yağmur başlıyor, ama yol genelde ağaçların altında ilerlediğinden yağmur pek rahatsız etmiyor. Yağmurun şiddetlendiği anlarda ağaç altı molaları veriyorum. Havada elektrik yükü fazla olmadığından ağaç altı molaları bugün güvenli.
Latina düzlüğünden görüntüler.
Terracina' ya yaklaşırken yolun kenarındaki bu kanalın üzerinde mola veriyorum. Kanaldaki su aşırı berrak. İçinde yarım kol büyüklüğünde iri balıklar cirit atıyor. Bu turda balık pişirmek kolay olsaydı yanımda ne olur ne olmaz diye taşıdığım olta takımlarımı çıkartıp şansımı denerdim. Tabi burası Türkiye olsa balıklar çoktan meze olurdu.
Terracina' ya varmamla Latina düzlüğü sona erdi.
Terracina' dan görüntüler. Burada bir benzincide duruşum olmuştu. Benzincide 2 Avro' ya bir şey almıştım ama ne aldığımı hatırlamıyorum. Sinir oldum. :(
Bu kayada insan portresi var. El yapımı mı doğal mı bilmem.
Terracina' da SS 7 benim için bitiyor,SS 213 başlıyor. Terracina çıkışındaki sahil geçişi harikaydı.
Bu tabelada Via Gaeta üzerinden devam edeceğim. Diğer Napoli yolu çok yokuşlu çünkü.
SS213' ten görüntüler. Bu fotoğraf, tabela fotoğraflarımın olduğu yerden.
Sperlonga' ya yaklaşırken yol kenarında atıştırma molası veriyorum ama yağmur beni rahat bırakmıyor ve hava boşalmaya başlıyor, bu satırları yazdığım bol yağmurlu Catania günündeki gibi. Mecburen yemek molam biraz kısa kalıyor. Islak yol sebebiyle fazla ıslanmayayım diye yavaş gidiyorum. Asfaltın türü değişince ıslaklık daha az hissedilir hale geliyor ve hızlanıyorum.
Sperlonga' ya hiç girmiyorum. Dışından transit.
Sperlonga-Gaeta arasında az sonra geçeceğim tünellerden ilki uzaklarda görünüyor.
Sperlonga
İlk tünele geldim.
Gaeta yolundaki tünellerden geçişlerimi videoladım. Bu video dizisini izleyebilirsiniz.
Manzaralar. Biraz çıkış var ama önemli değil.
Sperlonga yönüne (kuzeye) bakış.
Gittiğim yol. Bunlar sevdiğim türden kısa iniş çıkışlar. Aralara tüneller serpiştirilmiş olduğundan çok harika.
Gaeta.
Gaeta' da yağmur kabusu geri dönüyor ve bu sefer daha fena ıslanıyorum :) Burada sağanak sürerken gençlerin takıldığı bir kafenin önünde durup sırılsıklam olmuş bir halde tuvalete yönelmem şaşkın bakışlara sebep oldu :) Gaeta ideal bir denize girme kenti gibi görünüyor. Burada önce bir sokak meyvecisine uğrayıp muz+mandalina şeklindeki meyve ihtiyacımı karşılıyorum, ardından bu marketi bulup diğer ihtiyaçlarımı ediniyorum. Burayı bir aile işletiyor. Çok iyi insanlar. Çok fazla şey almama rağmen 5-6 Avro' dan fazlasını istemediler. Sanırım bana yardım ettiler.
Scottino' nun marketin önünde Gaeta hatırası.
Gaeta' dan çıkarken bir gemi.
Gaeta' dan çıkarken bir ışıklı kavşakta bir çiftin içinde bulunduğu araba yanımda durup benle konuşmaya başladılar. Yeşil yandıktan sonra da konuşmaya devam etmeleri yüzünden yola devam etmeleri gerektiğini belirttim. Benim yüzünden trafik tıkanmamalı, kornalı tacizler olmamalı. Böyle sevgi gösterileri insanı çok mutlu ediyor. Gücümü geri kazanmamı sağlıyor.
Kısa bir yolculuğun ardından Formia' ya vardım. Kalacak yer soruşturuyorum ama sonuç yok. Formia trafiği de cabası. Kamp alanı soruyorum. Bir kaç kilometre ileride kamp alanı tabelalarını takip ediyorum ama görünürde açık bir kamp alanı yok. Zaten bana Formia' da "şu an sezon olmadığından açık kamp alanı bulamayabilirsin" denmişti.
Formia sahilinden görüntüler.
Scauri' ye yaklaşırken Santa Croce' de bana önerilen bir otele fiyat soruyorum ama ya pahalı fiyat söylüyorlar, yada bisikletim için sorun çıkartıyorlar. Neyse.. Devam.
Ailemden de onay olarak bu gece otelde kalmaya karar veriyorum. Çünkü ıslağım. Islak ıslak dışarıda uyumak hastalığa davetiye çıkartabilir.
Scauri' ye vardığımda döne dolaşa kalacak yer arıyorum. Neticede Aurora Pansiyonu' na uğramaya karar veriyorum. Yaşlı bir amca bakıyor. Türk olduğumu öğrenince daha bir sıcak davranmaya başlıyor. Kahvaltı hariç 25 Avro' ya anlaşıyoruz. Ertesi sabah kahvaltı etmek isteyince hesap olarak benden toplamda 30 Avro alınacaktı. Canları sağ olsun.
Bisikletimi nereye koyacağım diye sorunca bana aşağıdaki garajı gösterdi. Kapıyı açtı ve oraya girdim. Scottino ve Bıcıro için harika bir konaklama alanı. Dün gece ıslanan çadırımı kuruması için garaja kuruyorum.
Bu otelin garajında muhteşem şeyler var. Araba meraklısı olmamama rağmen benim içimi hoplattılar.
Rahat bir gece geçiriyorum. Yinede rahat iki kişilik yatak beni nedense çok rahat ettiremiyor. Kablosuz internetin olması çok harikaydı. Günler sonra ilk kez internet keyfi yapabildim. Güzelcene tıkınıp uyudum :)
Bilgiler:
16.10.2010 Cumartesi
Genzano di Roma-Scauri
128.99 klm - 3228 klm toplam.
18.8 km/h ortalama, 47.3 km/h maksimum hız.
06.50.21 saat (molalar hariç seyir süresi)
3321 kalori.
----------------------------------------------------- Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur. Öneri ve destekleriniz için baymineral@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.
Beni imrenerek sessizce izlemek yerine harekete geçin. Bu dünyaya sadece okumak ve çalışmak ve evde oturmak için gelmedik. Sizin benden ne eksiğiniz var? Yola çıkın. Keşfedecek koskoca bir dünya var. E-posta adresim: baymineral@gmail.com
Sayfalar
Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.
Saygılarımla.
Saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder